Apartmanlarla Ankara tarihi

Güncelleme Tarihi:

Apartmanlarla Ankara tarihi
Oluşturulma Tarihi: Haziran 25, 2020 00:39

İçinden geçtiğimiz sokaklar, önünden yürüdüğümüz apartmanlar, yaşadığımız kent ve kentin mimarisi… Tüm bunlar birçok kişi için sadece anlık bir görüntüden ibaret olsa da, insan psikolojisi üzerinde etkilerinin olduğu aşikâr. Bir apartman yıkıldığında yıkılanın sadece üst üste dizilmiş tuğlalar olmadığını bilen, apartmanlar ve mahallelerinin mimari değerlerinin yanı sıra anı değerlerinin de olduğunu düşünen Instagram hesabı Ankara Apartmanları (@ankaraapartmanlari), dar bir alanı yansıtmasına rağmen 20 binden fazla takipçiye sahip. Aslen İstanbullu olan hesap yöneticisi, yaptığı işin bir bellek çalışması olduğunu ifade ederek kimliğinin gizli kalmasını istiyor. Yönetici, “Ankara’nın çok eski bir tarihi var ama çoğu insan bunun farkında değil, yakın tarihi de çok zengin ama onun da farkında değiller” diyor.

Haberin Devamı

Sizi tanıyabilir miyiz? Ne işle meşgulsünüz, kaç yıldır Ankara’da yaşıyorsunuz?

Sanılanın aksine Ankaralı bir mimar değilim. İstanbul’da doğup, Antalya, Bursa ve en çok da Ankara’da yaşadım. Okumak için 25 yıl önce geldim, Ankara’da gönüllü olarak kaldım. Genel olarak araştırmacı olarak tanımlayabilirim kendimi. Yüksek lisans ve doktora yaptım, kent üzerine tezler yazdıktan sonra akademik bir kariyeri seçmedim, ancak ortak paydası merak ve araştırma olan farklı alanlarda çalışmaya devam ettim. Kimliğimi açıklamamayı tercih ediyorum zira bu yaptığım bir bellek çalışması, benim kimliğim kolektif bellekten bağımsız kalmalı.

Apartmanlarla Ankara tarihi


Böyle bir hesap oluşturma fikri nasıl ve neden ortaya çıktı?

Haberin Devamı

Ankara Apartmanları fikri 2011 yazında oluşmaya başladı. Evimin olduğu Aşağı Ayrancı’da hızla kentsel dönüşüme giren binaları fotoğraflamaya başladım ve çok sevdiğim, ev sahibi olmak istediğim binalardan birinin yıkıldığı gün de hesabı açtım. Gün gelir de merak eden olursa hangi binalar yıkılmış, yerine ne yapılmış gibi bir arşiv oluşsun istedim. Görsel arşive ek olarak mümkün mertebe sözlü tarihle destekleyebileceğimi ve bir şehir belleği yaratabileceğimi düşündüm. Bir bellek çalışması olarak böyle ortaya çıktı işte.
Fotoğraflarını kendim çektiğim, hikâyesini kendim araştırdığım binaları paylaşıyorum.

Apartmanlarla Ankara tarihi


Hesabın bu kadar çok takip edileceğini ve ilgi göreceğini düşünüyor muydunuz?

An itibarıyla 20 bin kişi takip ediyor hesabı. Hayır, ilgi göreceğini düşünmüyordum diyebilirim. Şaşırmıyorum çünkü özgün içerik üreten bir hesap, her gün önünden geçtiğimiz merak ettiğimiz ya da etmediğimiz binalarla ilgili bilgiler yer alıyor. Bunlar Ankara’nın ya da Türkiye’nin tarihine bağlanıyor.

Ankara’daki hangi binaları seçiyorsunuz, sizin için belirleyici kriter nedir?

Daha çok 1920 sonrası yapılmış binaları paylaşmaya çalışsam da mimar yapısı diyebileceğimiz ve belli dönemleri yansıtan apartmanlar önceliğim. Estetik kaygıların dışında binanın benim için Ankara üzerine bir şeyler söylemesi önemli, bir dönemi anlatsın, bir hikâyeyi ya da bir mimarın o tasarımı nasıl hayata geçirdiğini.

Apartmanlarla Ankara tarihi


Binalarla ilgili tarihi bilgileri kimlerden ve nasıl elde ediyorsunuz?

Haberin Devamı

Farklı kaynaklar var. Başucu kitabı olarak gördüğüm Sivil Mimari Bellek çalışması ve Ankara’da İz Bırakan Mimarlar (ve o ekipte yer alan arkadaşlarım) mimari açıdan yol gösterici olmakla beraber orada hiç yer almayan binaları da ele alıyorum. Genel olarak yazılı kaynaklar, internet araştırmaları yardımcı olsa da buralarda hiç bulunmayan bilgilere de hesap sayesinde ulaştığım tanıklar sayesinde ulaşıyorum. Hangi yaştan olursa olsun bana kendi hikâyesini gönderenler ya da benim peşine düştüklerim de oluyor.

Apartmanlarla Ankara tarihi


Favori apartmanınız hangisidir?

Çankaya Caddesi 32 ve Güneş Sokak Sönmez Apartmanı arasında kararsızım... Cinnah 19 da çok güzel ama yaşaması zor ve apartmanlar arasına sıkışmış durumda. Ve evet terasında küçük bir havuz var, umarım bir gün ciddi bir bakımdan geçer.

Cumhuriyet döneminden başlayarak bugüne geldiğimizde Ankara’da mimari anlamda estetik kaygının giderek kaybolduğunu söyleyebiliriz. Sizce bunun nedeni nedir? Neden son yıllarda sizin hesabınızda paylaştığınız apartmanlar kadar güzel yapılar ortaya çıkmıyor?

Bu sadece Ankara’ya özgü bir durum değil aslında. Mimari alandaki durum da genel olarak estetikten uzaklaşmanın bu alandaki yansıması sadece. Mimarlar etkisi altında kaldıkları tarzları uygulayabilecekleri bir zemin bulamıyorlar gibi geliyor. Ankara’ya özgü bir durum olarak özellikle bazı binalar yapılırken başta Amerikalılar olmak üzere Ankara’da görev icabı bulunan batılıların zevkine hitap etmesine çalışılmış.

Apartmanlarla Ankara tarihi


YAPILANI KORUMAYI BİLMİYORUZ

Cinnah 19 ile ilgili güzel bir rivayet vardır: Tamamlandığında eski fotoğraflarında da gördüğümüz üzere alt ve üst parselleri boşmuş. Bir gün Adnan Menderes ve Celal Bayar önünden geçerken 19’u görüp arabalarından iniyorlar, mimarının Türk olduğunu öğrenince, yanındaki Merkez Cami’ni de içine alacak bir park kurulmasını öneriyorlar. Türk mimarlığının geldiği noktayı böyle sergileyeceklerini düşünüyorlar. Çok uzattım ama sorunuzun cevabı aslında tamamen bu bahsettiğim iki binada vücut buluyor. Merkez Cami’ne yapılan ekler, Cinnah 19’un bakımsızlığı... Yapılanı korumayı bilmiyoruz ki yeni yaptığımızda estetiğe önem verelim.

Binaların ve şehirlerin insan psikolojisini etkilediği üzerine çok sayıda araştırma mevcut. Bu anlamda kent insanının daha mutlu olması açısından Ankara’nın size göre öncelikli ihtiyacı nedir?

Önce neye ihtiyacın olmadığını söyleyeyim, tek tip binalar, ahşap görünümlü kaplamalar, filmlenmiş camlar ve tek tip bakır tabelalar. Binaların tekil olarak kimliği daha belirgin olmalı, birbirinin aynı binalarda bunu sağlamak biraz zor. Binalardan öte şehri nasıl kullandığımız da önemli, AVM’lere bağımlılık otomobile mecbur eden bir hayat tarzını dayatıyor, o da trafik, park yeri sorunu ve hava kirliliğini de beraberinde getiriyor. Özellikle imkânı olanlar için mutlu olacağımız evlerde, mahallelerde yaşamayı, yakın çevremizle yetinmeyi öğrenmeliyiz.

Ankara’daki mimari ile ilgili olan STK’larla işbirliği yapıyor musunuz? Yürüttüğünüz özel projeleriniz var mı?

Mecram sosyal medya olduğu için buradan kendi başıma, benimle aynı kaygıyı hisseden kişi ve oluşumlarla beraber olup ‘Ankara için ne yapabiliriz?’ sorusuyla yola çıktım. İlk olarak yılbaşı civarı Kuğulu Kavşağı’nda bulunan, Metin Yurdanur’un ‘Su Perilerinin Dansı’ heykelinin eski haline getirilmesi için bir kampanya başlattık. Ankara Cımbızcısı ve bizi bir araya getiren @iyigundostusuleyman ile başladık, başta Lavarla ve Zıtlar Mecmuası gibi oluşumlar ile gelecekte çok daha iyi işler başaracaklarını düşündüğüm Ankara Aks’ın da desteğiyle kampanya büyüdü ve belediyeden heykelin onarılacağı sözünü aldık. Hürriyet Ankara’da da yer bulduk. Botanik Parkı içindeki seranın özgün işlevine döndürülmesi, özellikle çevre ilçelerde yetiştirilen bitkilerin halka sunulacağı bir mekân olarak kullanılmasına çalışıyoruz. Bunun için de Ayrancım Derneği ile temasa geçtik. Enstitü Kovan çatısında, Turan Tanyer ile başlayan ‘Ankara Yeme İçme Kültürü’ serisini sürdüreceğiz. 2021 başında bir Ankara Apartmanları kitabı gelebilir, hazırlıklar sürüyor.

YAŞAMAKTAN KEYİF ALDIĞIM BİR YER

Ankara sizin için ne ifade ediyor?

Ankara benim için ayrılmaya çalışırken sevmeyi öğrendiğim, yaşamaktan keyif aldığım bir yer ama daha fazlası da değil. Yaşadığım diğer şehirlerden farklı olarak siz merak etmezseniz kendini sunan, sizinle konuşan bir şehir değil. Çok eski bir tarihi var ama çoğu insan bunun farkında değil, yakın tarihi de çok zengin ama onun da farkında değiller. Benim gibi çok kişi var bu merakın peşinde çevresinde gördüklerini eşeleyen, paylaşan.

Şehirde sokaklarında gezmekten, havasını solumaktan en çok keyif aldığınız bölge neresidir?

Ulus... Cumhuriyet öncesinde de şehrin merkezi olan, çok eski bir yerleşim yeri olarak heyecan verici bana göre. Bölgelerden çok rotalara sadık kalmaya çalışıyorum, mesela Atakule’den Esat Dörtyol’a, Sıhhıye’den Ulus’a, Anafartalar Caddesi üzerinden geriye gibi rotalarım var.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!