Antik DNA’larla tarihe yolculuk

Güncelleme Tarihi:

Antik DNA’larla tarihe yolculuk
Oluşturulma Tarihi: Eylül 11, 2021 00:47

Hacettepe Üniversitesi bünyesindeki İskelet Biyolojisi ile Antik DNA Laboratuvarları’nda iskelet ve kemik parçalarıyla tarihe ışık tutuluyor. 12 bin insan iskeleti arasında en erken örnekler M.Ö. 10 bin 500’lere, en yeni örnekler ise 1915-1918 yılları arasında Çanakkale Savaşı’ndan ele geçen kalıntılara ait. 

Haberin Devamı

Hacettepe Üniversitesi Moleküler Antropoloji Bölümü bünyesindeki İskelet Biyolojisi ve Antik DNA Laboratuvarları'nda Türkiye'nin farklı yerlerindeki kazılarda bulunan iskelet ve kemik parçalarıyla tarihe ışık tutuluyor. En son Eskişehir Küllüoba Höyüğü'nde bulunan 25 mezardaki iskeletlerin incelemeye alındığı laboratuvarlarda, 45 yerleşim alanındaki kazılarda bulunan 12 bin insan iskeleti inceleniyor. İskelet Biyolojisi Laboratuvarı'nda insan iskeleti kalıntılarında geleneksel yollarla yaş, cinsiyet, bedensel özellikler, sağlık sorunları ve beslenme gibi birçok faktör analiz ediliyor. 2019 yılında kurulan Antik DNA Laboratuvarı'nda yapılan incelemelerde ise geçmiş insan topluluklarının genetik yapısı ve popülasyon tarihine ilişkin veriler elde ediliyor. 12 bin insan iskeleti arasında en erken örnekler M.Ö. 10 bin 500'lere, en yeni örnekler ise 1915-1918 yılları arasında Çanakkale Savaşı'ndan ele geçen kalıntılara ait. 

Antik DNA’larla tarihe yolculuk


İLİŞKİLERİ ÇÖZMEYE ÇALIŞIYORUZ

2019’da kurulan antik laboratuvarın bu amaçla inşa edilen Türkiye’nin tek laboratuvarı olduğuna dikkat çeken Hacettepe Üniversitesi Antropoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Selim Erdal, “Bu kalıntılarda popülasyon tarihini anlamak ve zaman içinde Anadolu'da ne gibi değişim, dönüşümler oldu bunları anlayabilmek için antik DNA çalışmalarını yapıyoruz. Özellikle yerleşik yaşama geçiş, bitki ve hayvanların evcilleştirme süreci, bunun batıya doğru yayılması ya da Anadolu ve Avrupa arasındaki topluluklar arasındaki ilişkileri çözmeye çalışıyoruz. Şu anda yaptığımız en önemli çalışmalardan biri bu. Burada yaşayan insanlar kimler, kendinden önceki ve kendinden sonrakilerle ilgili ilişkilerini anlamaya yönelik çalışmalar yapıyoruz” dedi. 

Antik DNA’larla tarihe yolculuk


2 YILA KADAR SÜREBİLİYOR

Haberin Devamı

İskeletler üzerinden akrabalık ilişkilerini de çözebildiklerini anlatan Prof. Dr. Erdal, DNA çalışmalarının 1-2 yıl sürebildiğini dile getirerek, “Morfolojik çalışmalar iskeletin korunma durumu uygunsa hızlı bir şekilde yapılabiliyor. İskelet size sağlam bir şekilde ulaştıysa birkaç saat içinde onun yaşı, cinsiyeti ve bedensel özeliklerini tespit edebilirsiniz ancak DNA çalışmaları detaylı bir analiz gerektirdiği için malzemenin laboratuvara girmesi, görüntünün kaydedilmesi, temizlik işlemleri, bir toz elde etme ve bu tozun eritilerek içindeki hücreye ulaşımı sürdürmeniz ve buradan çıkan sonuçları değerlendirmeniz 2 yıla kadar sürebiliyor” bilgisini verdi.

BAKMADAN GEÇME!