Fatih TEKECİ
Oluşturulma Tarihi: Aralık 15, 2011 00:00
Bacak ağrısı şikayetiyle doktora giden 13 yaşındaki Buse İrem Karaman’a doktorlar, 2008’de “astım”, 2009 yılında ise “kronik böbrek yetmezliği” teşhisi koydu. 3 yıldır diyaliz makinesenine mahkum bir hayat sürdüren küçük Buse, annesi Gürcan Karaman’dan nakledilen böbrek ile yeniden hayata tutundu.
MEMLEKETİ Niğde’de 2005 yılında, “bacak ağrısı” şikayeti sonucu anne ve babasının “check up” yaptırdığı küçük kızları Buse İrem Karaman’ın, vücudunda bazı rahatsızlıkların olduğu görüldü. İki yıl sonra doktarlar, Buse için genetik bir araştırma raporu istedi. Rapor sonucunda Buse’nin babaannesinin “diyabet”, anneannesinin ise “hipertansiyon” hastası olduğu öğrenildi. Daha sonra küçük Buse için 2008’de “Astım”, 2009 yılında ise “kronik böbrek yetmezliği” teşhisi kondu. Bir süre sonra her iki böbreği de iflas eden 13 yaşındaki Buse İrem Karaman, hayatının son üç yılını diyaliz makinesine bağlı olarak geçirmek zorunda kaldı.
Günde 5 diyaliz
Küçük yaşta her iki böbreğini de kaybeden Buse, kullandığı ağır ilaçların etkisiyle “hipertansiyon” rahatsızlığına yakalandı. Bu rahatsızlık ise küçük kızın çok sevdiği okuluna bir yıl ara vermesine neden oldu. Günde ortalama 5 kez “periton diyaliz”e giren Buse için ailesi, geçtiğimiz yıl nakil denemesi yapmak istedi ancak küçük Buse’nin vücudu ilaca tepki vermediği için aile böbrek naklini bir süre ertelemek durumunda kaldı.
Kızı için tayin oldu
Yaşanan zor günlerin ardından Niğde’de polis memuru olarak görev yapan baba Hakan Alper Karaman, kızının sağlık nedenleri dolayısıyla tayinini Ankara’ya istedi. Üç ay kadar önce Başkent’e yerleşen aile, Medicana Hastanesi’ne giderek çok sevdikleri Buse’ye böbreklerini vermek istediklerini söyledi. Anne Gülcan Karaman’ın böbreğinin küçük kızına uyması, bir anda tüm aileyi sevince boğdu. Geçtiğimiz günlerde yapılan nakil işleminin ardından 13 yaşındaki Buse İrem, annesinin verdiği hayatla yeniden yaşama tutundu. Geçirdiği başarılı operasyonun ardından yeniden yüzü gülen Buse, Ankara Hürriyet muhabirine duygularını anlattı. “Hipertansiyon” rahatsızlığı nedeniyle sürekli devamsızlık yapmak zorunda kaldığı okulunu çok özlediğini belirten Buse, “Diğer arkadaşlarım gibi okuluma diyaliz makinesi düşüncesi olmadan gidip geleceğim. Daha sosyal olacak ve eve gittiğimde diyaliz yerine küçük kardeşimle daha çok zaman geçireceğim. Kendimi çok iyi hissediyorum, beni doğuran ve büyüten anneme bana yeni bir hayat verdiği için tekrar teşekkür ediyorum” dedi.
Hasta çok böbrek yok
NAKİL işlemini başarıyla gerçekleştiren Ankara Medicana Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ulaş Sözener, küçük Buse’nin sağlık durumunun son derece iyi olduğunu ve birkaç güne kadar taburcu edebileceklerini söyledi. Buse’nin en geç bir aya kadar okuluna dönebileceğini ifade eden Sözener, “Çocuk nakil olmaz gibi bir düşünce var. Ancak bu hastalıkta teşhis ne kadar erken konur ve tedavi ne kadar kısa sürede yapılırsa o kadar iyi. Biz doktorlar olarak sadece aracıyız, uygun böbrek olduğu takdirde hastalarımızı diyalizden kurtarmaya devam edeceğiz. Bunun için önemli olan kadavra bilincinin yaygınlaşması. Çünkü Türkiye’de kadavra sıkıntısı var” dedi. Medicana Hastanesi Pediatrik Nefroloji uzmanı Prof. Dr. Ayşin Bakkaloğlu ise, Türkiye’de şu günlerde 50 binin üzerinde diyaliz hastası olduğnu ve bu rakamın 2016 yılında 100 binin üzerine çıkacağını belirterek, organ bağışının insan hayatı kurtaracağına dikkat çekti.