Güncelleme Tarihi:
Yenimahalle’de önceki gece eşi Yılmaz Yavuz tarafından kafasına pompalı tüfekle ateş edilerek öldürülen Gülşen Yavuz (34), dün Karşıyaka Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Gülşen Yavuz’un ailesi ve yakınları katil kocaya lanet yağdırırken, abi Halil Koşar ise kardeşinin tabutuna sarılarak, “Kardeşim boşanma davasını açtı. Mahkeme koruma kararı verdi. Buna rağmen kocası eve gelip, çocuklarının gözü önünde bu cana kıydı. Devlet kendini korumaktan aciz” diye feryat etti.
ŞİDDET GÖRÜYORDU
Kardeşinin uzun süredir kocası Yılmaz Yavuz’dan şiddet gördüğünü belirten abi Koşar, Gülşen Yavuz’un en son yediği dayak sonrası 15 gün tedavi gördüğünü söyledi. Koşar, şöyle devam etti:
“Bu dayak sonrasında kardeşim evini terk ederek, Yenimahalle Pamuklar Mahallesi’ne taşındı ve boşanma davası açtı. Ayrıca savcılık, ‘çağırmalı koruma’ tahsis etti. Buna rağmen elini kolunu sallayarak içeri girip, kardeşimi öldürdü. Bundan sonra varımız yoğumuz geride kalan dört çocuktur.”
PATRONDAN KISKANDI
Cenazede Gülşen Yavuz’un mahalleden yakın arkadaşı olduğunu söyleyen bir vatandaş, “Gülşen, eşi çalışmadığı için Ulus’ta bir pastanede çalışmaya başladı. Çünkü evinde bakmakla yükümlü olduğu dört evladı var. Ancak Yılmaz, hem çalışmadığı gibi hem de pastane patronundan rahatsız olduğunu belirterek Gülşen’e işten çıkması için baskı yapıyordu. Uzun süredir de evin karşısında bulunan otobüs durağının karşısında evi gözetliyordu. İş yüzünden çıkan kavganın ardından silahını çekerek, Gülşen’in canına kıydı” dedi.
UYGUMALADA SIKINTI VAR
Acılı aileyi cenazede yalnız bırakmayan Türkiye Kadın Dernekler Federasyonu Başkanı Canan Güllü, CHP Yenimahalle İlçe Kadın Kolları Başkanı Samiye Genç ve CHP İlçe Kadın Kolları Başkanı Jülide Şimşek ortak bir açıklama yaparak şunları söyledi:
“Çıkan yasanın uygulama aşamasında birçok problem var. Kolluk kuvvetleri aşamasında kadınlar ölüyor. Bir kadına 7/24 koruma verildiği zaman onun canına kast edilmesinin önüne geçilmesi şart. Bu konu hakkında daha dikkatli ve samimi davranılması gerekiyor. Yoksa Güşlen ne ilk, ne de son olacaktır.”