Güncelleme Tarihi:
Şili'nin Ankara Büyükelçisi Armin Ernesto Andreya Latorre, koronavirüs salgınının büyükelçiliğin faaliyetlerini sürdürmesine engel olmadığını belirterek, tedbirler kapsamında evde geçirdiği süreçte bir yandan büyükelçilik işlerini devam ettirirken bir yandan da Türkiye'de ikamet eden Şili vatandaşlarının sorunlarıyla ilgilendiğini söyledi. Andreya, COVID-19 salgını süresince Ankara'daki evinde geçirdiği zamanı ve iki ülkenin pandemiye karşı gösterdiği mücadeleyi değerlendirdi.
SOKAKLARDA YÜRÜMEYİ SEVDİM
Karantinadan önce Başkent’i çok iyi tanımadığını belirten Andreya, "Elçilik işlerinin yoğunluğu nedeniyle çok fazla yer tanımıyordum. Bu süreçte, Ankara sokaklarında yürümeyi çok sevdim, aynı zamanda Atatürk mozolesini ziyaret ettim. Markete bizzat kendim gidip alışveriş yaptım. Ankara değişik bir şehir, insanını çok dost canlısı buldum. Şili'nin başkenti Santiago'ya benzemiyor, daha çok yeni bir yer gibi” dedi.
İLETİŞİM HALİNDEYDİK
Salgın döneminde ülkesinin yurt dışındaki vatandaşlarıyla ilgili yaptıklarına değinen Andreya, şunları söyledi:
"Merkezi hükümet, ülke dışındaki vatandaşlarımızın vatana dönmelerinde destek verdi. Büyükelçilikler ve konsolosluklar aracılığıyla vatandaşlarımızla sürekli iletişim halindeydik. Türkiye'de az sayıda insanımız vardı, bunlar turist ve burslu öğrencilerdi. Onlara ulaştık ve ne tür ihtiyaçları olduğunu sorduk. Burada kalanlara finansal katkıda bulunduk. Geri kalanların ise Hamburg üzerinden ülkemize dönmelerini sağladık. Şili’de ilk vakanın tespit edilmesinin ardından sınırlar hemen kapatıldı. Şehirler arası geçişler de kısmi olarak kapatıldı. Şili, mayısa kadar başarılı bir performans gösterdi ancak 1 günde 6 binden fazla vaka kayıtlara geçince, haziran ortasında daha güçlü önlemler devreye alındı ve kentler arası geçiş kapatıldı. Vakaların yüzde 70'i Santiago'dadır bundan dolayı tüm şehir, 2 ay boyunca karantinada kaldı."
TÜRKİYE BÜYÜK ÇABA HARCADI
Türkiye'nin COVID-19'la mücadelesini akıllı şekilde kontrol altına aldığının altını çizen Andreya, şunları kaydetti:
"Türk hükümeti ülkeyi tamamen kapatmadı fakat virüsün hayatımızdaki varlığını hatırlatmak için büyük çaba harcadı. Örneğin Antalya'ya gittiğimde havaalanında şunu fark ettim; her yerde dezenfeksiyon noktaları vardı ve salgına karşı duyarlı olmamız gerektiğine yönelik özel bir dikkat gösterilmişti."