Güncelleme Tarihi:
İtalyan çağdaş sanatının önemli isimlerinin eserlerinin yer aldığı ‘İpek Yolu. İtalya’dan Çağdaş Sanat ve Sanatçılar’ adlı sergi, CerModern Ana Salon’da 18 Eylül’de ziyarete açıldı. Serginin İtalyan çağdaş sanatının geniş bir panoraması olduğunu belirten İtalya’nın Ankara Büyükelçisi Massimo Gaiani, sergiyi daha görünür kılmak için Ankara’da açtıklarını söyledi. Gaiani, Ankara’nın İstanbul’a göre çok daha erişilebilir bir şehir olduğunu vurgulayarak, “İstanbul’daki kültür arzı olağanüstü ve devasa büyük. Sergi, Ankara’da daha fazla görünürlük kazanacaktır” diye konuştu. İtalyan büyükelçi Gaiani sergi ve Ankara’nın sanat hayatı ile ilgili olarak Hürriyet Ankara’nın sorularını yanıtladı:
* Bu serginin öneminden ve izleyiciyi neler beklediğinden bahsedebilir misiniz?
Bu sergi, İtalya’nın çağdaş sanatının geniş çaplı bir panoraması gibi. Sergi kapsamında büyük ustaların yanı sıra genç sanatçıların da eserleri yer alıyor ve tüm tasvir temaları bulunuyor. Tuval üzerine boya gibi geleneksel yöntemlerden video ve enstelasyona kadar çağdaş teknikler kullanılıyor. Sergide 38 eser yer alıyor. Sergilenen eserlerin hepsi gerçek, hiçbir eser kopyasıyla sergilenmiyor. Son yıllarda Ankara’da açılan en büyük sergilerden biri olma özelliği taşıyor. 2019 yılından beri hazırdı ama koronavirüs salgını nedeniyle ertelendi.
Serginin üç tane ana teması var. İlk teması seyahat. Sergi Ankara’ya gelmeden önce Ukrayna’da sergilendi. Ankara’nın ardından Gürcistan, Özbekistan ve Çin’in 3 farklı şehrinde sergilenecek. Yani İpek Yolu’nu takip edecek. Seyahat teması ve ismi buradan geliyor. İkinci ana teması kültürler arası paylaşımlar. Bunun gibi sergiler bir ülkeye bizim ifade biçimlerimizi getirme araçlarıdır. Üçüncü ana teması ise keşiftir.
Sergiyi Ankara’da açmanızın özel bir nedeni var mı?
İstanbul’daki kültür arzı olağanüstü ve devasa büyük. Belki Ankara’da daha fazla görünürlük kazanacaktır. İstanbul’da düzenlediğimiz çok etkinlik oldu. Ankara’da da çalışmak istiyoruz. Ayrıca İpek Yolu kavramında yola çıkarak açıklamak gerekirse, İpek Yolu sadece bir ticaret rotası olarak değil, fikirlerin ve tecrübelerin geçtiği bir rota olarak kabul edilmeli. Bu kavram tam olarak Ankara ile özdeşleşiyor. Çünkü Ankara, uzun rotanın bir durağıydı. Merkezi konumu Ankara’nın seyahat kavramıyla iyi bir şekilde özdeşleşiyor.
Ankara’nın kültürel hayatı canlı ve aktif. Birçok festival, gösteri ve etkinlik düzenleniyor. İstanbul’a göre Ankara’nın avantajı yapılan organizasyonların daha erişilebilir olması. İstanbul son derece geniş ve devasa olduğu için her yere her zaman ulaşamazsınız. Ankara erişilebilir bir şehir. Bir çok kültür mekanları var.
Sergide dünyaca ünlü İtalyan sanatçılar yer alıyor. Bunlar arasında öne çıkanlar olarak Boetti, Pistoletto ve Carla Acardi’yi sıralayabiliriz. Boetti’nin milyon Eurolar değer biçilen eserleri var. Pistoletto daha soyut çalışmalarıyla biliniyor. Bakanlığımızın birçok yurtdışı temsilcilikleriyle çalışan bir sanatçı. Göç konusunu ele aldığı bir eseriyle oldukça ses getirmişti.
*Ülkenizdeki çağdaş sanat yaklaşımından bahsedebilir misiniz?
İtalya’da şuan da büyük bir canlılık var. Çağdaş sanat anlamında büyük etkinlikler düzenleniyor. Venedik Bienali, Milano Çağdaş Sanat Trieanali gibi. Çağdaş sanat ve tasarım arasındaki ilişki de öne çıkıyor. İtalya, yeni ve orijinal fikirleri üretmeye devam ediyor. İtalyan sanatçılar da, bu fikirleri sanat içerisinde dönüştürüyor.
BAZI TABLOLAR HAYATLARINA BURADA BAŞLADI
*Elçiliğin de önemli bir sanat koleksiyonu bulunuyor. Bu konuda biraz bilgi verebilir misiniz?
Elçiliğin duvarlarından pek çok tablo görebilirsiniz. Bunlar genellikle klasik eserler. Bu büyükelçiliğe daimi olarak verilen sanat eserleridir. Bazıları da çağdaş sanat eserleridir. Onlar da burada sergilenmek üzere sanatçılar tarafından ödünç verilmektedir. Bazı tablolar, hayatlarına burada başladı. Mesala Fausto Zonaro’nun tabloları. Zonaro, Osmanlı sarayının son ressamıydı. 1895-1896 yılları arasında resmi saray ressamı olarak tayin edilmişti. Osmanlı İmparatorluğu’nun sonuna kadar çalışmalarını devam ettirdi. Önemli eserler üreten bir isimdi. Birçok sanatçı gibi o da ilhamının büyük kısmını bu ülkede gördü. 20 yıl kadar İstanbul’da kaldı. Buraya geldiğinde 40 yaşındaydı ve ilhamının büyük bir kısmını burada buldu. Türkiye ile İtalya arasında hep çok güçlü bir karşılıklı etkileşim olmuştur. Bunun neticelerini İtalya’da da görebiliriz. İtalya’da oryantalizm akımı çok önemliydi. Doğu’yla ilgili olan her şeye ilgi duyulduğu bir akımdı.