Güncelleme Tarihi:
Mağaraların haritalandırılmasının önemini vurgulayan Gökçül özetle şunları söyledi: “Mağaracılığın, mağaraların araştırılması, incelenmesi ve haritalandırılması gibi bilimsel tarafı var. Amacımız tüm mağaraların araştırılıp haritalandırılarak literatüre kazandırılması. Bilimsel araştırmalar gösteriyor ki Türkiye’de yaklaşık 40 bin mağara var ancak bunun yarısı bile şu an haritalandırılmamış halde. Mağaracılık pek fazla tanınan bir spor değil bu yüzden de pek destek göremiyoruz ve mağaracılık oldukça tehlikeli bir spor. Aldığımız eğitimlerle, yaptığımız pratiklerle bu tehlikeyi en aza indiriyoruz. Mağara içerisinde yürümek, iniş yapmak ve tırmanış yapmak gibi de sportif bir tarafı var. Bunun için de eğitimler ve pratikler yapıyoruz. Her yılın eylül-haziran ayları arasında eğitimler vererek, eğitim faaliyetleri düzenleyerek kendimizi bu konuda geliştiriyoruz. Yaz aylarında ise uzun, keşif ve araştırma faaliyetleri düzenliyoruz. Ayrıca üniversitenin tırmanma duvarı var orada eğitim ve pratikler yapıyoruz. Genelde bahardan sonra da Dikmen Vadisi’nin tırmanma duvarına gidiyoruz.
YAZ AYLARINDA YENİ KEŞİF
Ankara’da pek fazla mağara bulunmaması nedeniyle mağaracılık faaliyetleri pek yok aslında. Biz karstik mağaraları araştırıyoruz. Bu yüzden bu tür arazilerde mağara oluşumu daha yaygındır. Antalya, Mersin, Konya gibi illerimizde oldukça fazla mağara bulunuyor. Bizler de Ankara’da topluluğumuzun eğitimlerine devam edip eğitim mağaraları için genellikle Toroslar’a faaliyet düzenliyoruz. Yaz aylarında yeni mağaralar keşfetmek için bu bölgelere yüzey tarama ve ekspedisyon faaliyetleri yapıyoruz. Topluluğumuz yaklaşık 50 kişi. Ancak eğitimlere gelen 30-35 kişi oluyor. Faaliyetlerde de kontenjan koyuyoruz ilk eğitim faaliyeti hariç. Şimdi dikey mağaralara gittiğimiz için yaklaşık 8-10 saat sürüyor faaliyet ve mağaraya bir ekip girebiliyor. Ankara’da şu an Hacettepe Üniversitesi’nde mağara araştırma topluluğu var. Aktif üye olarak 30 kişi var. Bir de Mağara Araştırma Derneği (MAD) var. Ankara Üniversitesi veya Hacettepe Üniversitesi öğrencisi olmayanlar veya çalışan kişiler genelde MAD bünyesinde mağaracılık yapıyor. Mağaracılık tehlikeli bir spor. Ve bir kazayla karşılaşmak da çok olası bir ihtimal. Aldığımız eğitimlerle bu riski en aza indiriyoruz. Olası bir kaza durumunda kurtarma operasyonu da çok fazla zaman alıyor çünkü. Ve biz mağaracıları sadece mağaracılar kurtarabiliyor. Geçtiğimiz yaz Mersin’de bir Amerikalı mağaracı, Morca Mağarası’nın -1000 metrelerinde mide kanaması geçirdi ve dokuz gün sonra çıkartılabilirdi. Derinlik çok fazla ve zor bir operasyon olduğu için uluslararası bir kurtarma operasyonu yürütüldü. Bu yüzden de kurtarma çok aşina olduğumuz bir durum. Elbette hiç yaşamamayı diliyoruz. Arama-kurtarma faaliyetlerine de destek sağlıyoruz. Ekip sporu yapmanın avantajı olarak ekipçe çalışabiliyoruz ve kişisel koruyucu ekipman olarak da malzememiz olduğu için gönüllü olarak AFAD iş birliği ile çalışıyoruz. Antalya'da faaliyetteyken 6 Şubat depremlerinin olduğunu öğrendik ve öğrenir öğrenmez yola çıktık. Diğer şehirlerden mağaracılar da geldi, yaklaşık beş gün arama kurtarma faaliyetlerine yardım ettik. Üç kişinin yaralı kurtarılmasını sağladık.”