Ankaragücü'nün adı kurtuldu

Sarı-lacivertli kulüp ismine anonim şirket kurulması girişimi, yargıya takıldı. Ankaragücü Kulübü tarafından bir grup sarı-lacivertli eski yöneticinin kurduğu “Ankaragücü Spor A.Ş.” adlı ticari şirket hakkında açılan davada ibre, Beştepe lehine döndü. Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi dünkü ihtiyati tedbir duruşmasında, Ankaragücü Spor A.Ş. tarafından “Ankaragücü” isim ve markasının, ticaret unvanı da dahil olmak üzere tüm mal ve hizmetlerde kullanılmasına izin verilmeyeceğine hükmetti. Ankaragücü Kulübü avukatları Efsun Ünal ve Aşkın Demir tarafından geçen yıl, 2. Fikri ve Sinai Haklar Mahkemesi’nde açılan davanın inceleme görüşmesinde hakim, Ankaragücü A.Ş. hakkında tedbir kararına vardı.
Duruşmada, Ankaragücü Kulübü adına avukat Aşkın Demir, Ankaragücü Spor A.Ş. adına ise avukat Muhammet Akçay, hazır bulundu. Ankaragücü Kulüp avukatı Aşkın Demir, duruşmada, tescilli “Ankaragücü” markasının, davalı firmanın her türlü ticari faaliyetlerinde, yazışmalarında, basılı kağıtlarında ve sair alanlarda kullanmasının durdurulması ve önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini bildirdi. Ankaragücü Spor A.Ş. firması avukatı Muhammet Akçay ise, kesin hüküm itirazları olduğunu belirterek, dava şartı yokluğu nedeniyle tedbir istemi ve davanın reddedilmesini talep etti.
Mahkeme başkanı Fethi Merdivan, dünkü duruşma sonunda Ankaragücü Spor A.Ş. tarafından “Ankaragücü” isim ve markasının, ticaret unvanı da dahil olmak üzere tüm mal ve hizmetlerde kullanılmasının önlenmesine ilişkin tedbir uygulanması kararını verdi. Hukuki prosedürlerin tamamlanmasının ardından davanın esası hakkında karar verilecek.

Davanın 3 yıllık geçmişi ilginç olaylarlı dolu

Ankaragücü Kulübü avukatlarından Efsun Ünal, davanın sarı-lacivertli kulüp için çok önemli olduğunu bildirdi. Davanın geçmişinin 2009 yılına dayandığını belirten Ünal, “İlk dava, 2009 yılında 102 yıllık Ankaragücü Spor Kulübü’ne ait, ‘Ankaragücü’ markasını kullanarak haksız kazanç ve menfaat temin etmek isteyen kişilerce ‘Ankaragücü Spor A.Ş’ unvanlı bir şirketin kurulduğunun öğrenilmesi üzerine, marka hakkına tecavüzün önlenmesi amacıyla, Ankara 4. Fikri Sınai Haklar Mahkemesi’nde tedbir talepli olarak açılmıştı” dedi. Ünal, daha sonra göreve gelen Ahmet Gökçek başkanlığındaki sarı-lacivertli yönetimin, 26 Kasım 2009’da kulüp tarafından Ankaragücü A.Ş aleyhinde açılan davadan vazgeçilmesi kararı aldığını vurgulayarak, şunları söyledi:
“Mustafa Asım Kahyaoğlu hariç olmak üzere kulübün onursal başkanı Avukat Cemal Aydın da dahil tüm avukatların yetkilerinin ve vekaletlerinin iptal edilmesine karar verilmiştir. Bu karar Ankaragücü Spor Kulübü’nün hak ve menfaatlerini tümüyle hiçe sayan bir karardır. Bu karar üzerine avukat Asım Kahyaoğlu, kulüp lehine devam etmekte olan davadan feragat etmiştir. Sonrasında Ankaragücü’ne gönül veren kişilerce, o dönemin genel kurul kararlarının ‘yok hükmünde’ olduğunun tespiti amacıyla Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde iptal davası açılmıştı.”

Mahkemenin yok hükmünde kararı dönüm noktası oldu

Ünal, açılan bu dava neticesinde genel kurulun iptal edildiğini ve yönetim kurulu olmak üzere tüm organ seçimlerinin geçersiz ve hükümsüz olduğuna karar verildiğini hatırlatarak, şöyle devam etti:
“Mahkeme kararı Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nce onanmak suretiyle kesinleşmiştir. Böylelikle Ahmet Gökçek yönetiminin ve bu yönetimin tüm tasarruflarının geçersiz olduğu ve aldıkları kararların tamamının ‘yok hükmünde sayılacağı hukuken kesinlik kazanmıştır. Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesi kararıyla görevlerine son verilen kulüp yöneticilerinin, derhal Ankaragücü Spor A.Ş’nin yönetim kuruluna başkan ve üye sıfatıyla getirilmeleri, kulüp aleyhine planlanan kurgunun en açık göstergesidir. Bunun üzerine avukat arkadaşım Aşkın Demir ile birlikte yeniden Fikri ve Sinai Haklar Mahkemesi’ne başvurarak Ankaragücü Spor A.Ş tarafından haksız ve usulsüz olarak kullanılan ‘Ankaragücü’ isim ve markasının kullanımının önlenmesine yönelik tedbir talepli dava açmıştık. Davanın dünkü celsesinde, Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ve Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin vermiş olduğu kararlar sebebiyle genel kurul kararlarının ‘yok hükmünde’ sayıldığı gerekçe gösterilerek, tedbir karar verildi.”