Güncelleme Tarihi:
Annesi Rus, babası Türk olan güzel oyuncu Selin Kahraman, tiyatro sahnesi ve günlük dizilerin ardından son olarak Blu TV’nin ‘Yeşilçam’ isimli dizisinde ‘Aysel’ karakteriyle kamera karşısına geçti. Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü mezunu olan Kahraman, iki kültürlü olmanın oyunculuğunu zenginleştirdiğini söylüyor. Oyunculuğu Rusya’da sürdürmeyi düşündüğünü ancak Türkiye’de kalmayı tercih ettiğini ifade eden Kahraman, “Türklüğüm ağır bastı” diye konuştu.
-Çekim süreci ve set ortamı nasıl geçti?
Dizinin döneminden dolayı kostüm, saç, makyaj ve yaratılan 60’lar dünyası her şeyi çok keyifli bir hale getirmeye yetti zaten. Tek söyleyebileceğim olumsuzluk pandemi olabilir. İşimizi biraz zorlaştırdı ama her türlü tedbirle ve dikkatle bir sorun yaşamadan bitirdik çekimleri.
-Oyunculuk mesleğini Ankara’da icra ediyor olmak size göre ne ifade ediyor? Siz de bir gün yolu İstanbul’a düşen isimler kervanına katılmayı düşünüyor musunuz?
Burada çok güzel deneyimlerim oldu. Ankara’nın en güzel sahnelerinde oynama şansı elde ettim. Ama maalesef oyuncu olarak hem tiyatro hem kamera önü açısından çok fazla imkânımız yok. Burada seçenekler oldukça kısıtlı. İstanbul, özellikle tiyatrolar açısından kendini çok geliştirmiş, yeniliklere açık, geniş imkânlar sunan bir yer. Dizi ve sinema sektörü de zaten İstanbul’da. Yani işlerin büyük kısmı orada yürüyor. Ankara’yı çok seviyorum. Şimdilik git gel ile işleri yürütebiliyorum ama uzun soluklu bir iş olduğunda tabi ki bir ayağım orada olacak. Ama Ankara’dan vazgeçemem. Ankara hep olacak benim için.
İKİ KÜLTÜR ZENGİNLEŞTİRDİ
-Anneniz Rus, babanız Türk. İki kültürlü bir ortamda büyümek size neler kattı, oyunculuğunuza etkileri oldu mu?
Rus kültürünü ve eserlerini çok severim. Ruslar kendi sanatlarına hep sahip çıkan ve koruyan bir millet oldu. Onların kültür ve diline bu kadar yakından şahit olup, okulda öğrendiklerimi Moskova’da izlediğim oyunlarla pekiştirebilmek bir oyuncu için çok büyük şans. Bizim edebiyatımız da inanılmaz derin ve katmanlı. Bu iki kültürün karışımı, kendimi oyunculuk açısından zengin hissetmemi sağlıyor.
-Oyunculuğu Rusya’da yapmayı düşündünüz mü?
Aslında düşündüm ve herkes gitmemi söyledi ama benim için çok kolay değil. Türkiye’de doğdum büyüdüm, burayı çok seviyorum. Biraz cesaret edemedim, biraz da çok zor bir dil diyelim. Bizim işimiz de iyi konuşmaktan geçiyor. Türklüğüm ağır bastı galiba.