Güncelleme Tarihi:
* ‘Heavy Sky’ın kuruluş hikâyesi nedir?
Grubun tohumları 2012’nin sonunda ben, Çağlar ve Hakan’ın Mirrage Stüdyoları’nda kayıt yaparken tanışmasıyla atıldı. 1 yılı aşkın süren çalışmalarımız sonunda grup, benim de Supermoon gibi isimlerle konserler vermemle tanınmaya başlandı. 2013’ün sonunda bas gitara Mehmet’in gelmesiyle son halimize kavuştuk ve ‘Heavy Sky’ ismini aldık.
* Peki, ‘Heavy Sky’ ismi nereden geliyor?
Müziğimizi Ankara’da bulduğumuz ve Ankara’dan beslendiğimiz için ismimizin de Ankara’yı yansıtmasını istedik. Ankara’nın o ağır havasına ithafen grubumuzun ismi Heavy Sky (Ağır Gökyüzü) oldu.
Yalnız şundan şikâyetçiyim... Müzik tarzımız heavy metal değil, rock. İnsanların niyeyse bizi bir metal müziğe yaklaştırma sevdası var. Büyük ihtimalle isimden kaynaklanan bir yanılgı oluyor Heavy Sky’ı duyunca çağrışımla Heavy Metal yaptığımız düşünülüyor.
* Benzetildiğiniz grup ya da kişiler var mı?
Bon Jovi’ye benzetiyorlar bizi. Yani benim vokalimin Bon Jovi’ye benzediğini söylüyorlar. Hep etkilenmişimdir Bon Jovi’den de.
TÜRKİYE’Yİ GEZMEK İSTİYORUZ
* Bu sene için planlarınız neler? Ankara’dan kopacak mısınız?
Ankara’dan kopmamız mümkün değil. Burada büyüdük, burada yaşadık ve her şeyi burada gördük. Bu sene albümü tanıtmak için Türkiye’yi gezmek istiyoruz.
* Ankara, rock müzik kültürüne her zaman değer veren bir kent. Buradan çıkmış bir müzisyen olarak sen rock’ın gittiği yeri nasıl görüyorsun?
Ankara rock kültürünün yaşatıldığı ender yerlerden biri. Bu kadar çok grubun, eserin çıkması elbette tesadüf değil. Yalnız Ankara’nın bu kendini koruyabilmişliğini başka yerlerde görmek mümkün olmuyor.
Rock’ın bir söylemi vardır, her zaman bir duruşu, tavrı vardır. Her şarkıda ağlayan, af dileyen bir müzik türü değildir rock. Bu zamanlarda rock adına yapılan şeyler buna döndü. Bu türe rock diyemeyiz ancak modern fantezi müzik diyebiliriz.
* Bir müzisyen olarak Ankara’nın eğlence sektöründeki yerini nerde görüyorsun?
Ankara’nın eğlence sektörü açısından olağanüstü bir potansiyeli var, ama gece ulaşım olmadan buna asla ulaşamaz maalesef. Orada üniversite yurtlarında yaşayan ve dışarıda ne olup bittiğini bilmeyen çok fazla insan olduğunu biliyorum.
BREZİLYA’DA DİNLENİYORUZ
* Yurt dışı çalışmalarınız nasıl gidiyor?
YURT dışı çalışmalarımız(görüşmelerimiz) sürüyor. Eninde sonunda gitmemiz lazım, amaç bu zaten. Orada takipçimiz var bolca. Benim yurt dışından müzisyenlerle yaptığım videolarım var. Onlar sayesinde de geniş bir dinleyici kitlesi oluşturduk. Hatta bir gün Brezilya’dan bir arkadaşım bana mesaj attı, “Batu dişçideyim ve şu an burada senin şarkın çalıyor” dedi. İnanılmaz şaşırmış ve mutlu olmuştuk. Hiç ummadığın yerlere ulaşabilmek harika bir duygu.
VAY BE BU GRUP TÜRKİYE’DEN Mİ ÇIKMIŞ
* Şarkı sözlerini İngilizce yazıyorsun bunun özel bir nedeni var mı?
Türkçe fonetik açıdan şarkı sözü yazmak için çok zor bir dil, hele ki bizim tarzda yazmak daha da zor. Daha sertleşen müzikte Türkçe sözler kulağı tırmalıyor. Bizim ilk çıkış parçamız Unbreakable’ı Türkçe yazmayı denediğim olmuştu ama tamamen farklı bir şey oldu. Benim anlatmak istediğim o değildi. Ben bu işe başlarken aslında bu alanda bir boşluk görüp motive oldum. Çünkü Türkiye’de bu müziği dinleyen bir sürü insan var. Ben bunu İngilizce yapıyım ve ‘vay be bu grup Türkiye’den mi çıkmış’ desinler istedim.
WEMBLEY’DE KONSERE ÇIKACAKLAR
* Yakın zamanda kaybettiğimiz rock müzik dünyasında önemli bir isim olan Asım Can Gündüz’le anılıyor isminiz. Onun sizin için önemi büyük olsa gerek..
Grup olarak kendi yolumuzu kendimiz çizdik diyebilirim ama Asım ağabeyin bize yaklaşımı her zaman farklıydı. Bizde bir şeyler gördü ve hemen harekete geçti. Noxus’ta verdiğimiz büyük konserde grubu ‘İşte şimdi sahneye çıkacak bu gençler bir gün Wembley Stadı’nda konsere çıkacak ve ben onların alt grubu olacağım’ diye takdim etmişti. Sonra o konseri ‘Yeni Rock Akımı’ adında belgeselini yaptık. Onu geç tanıdım fakat hayatının son dönemlerinde ben de onun dostlarından biriydim bunun için kendimi çok şanslı hissediyorum.