Oluşturulma Tarihi: Aralık 23, 2006 00:00
İşleri çoktan Türkiye sınırlarını aşan, inşaattan doğalgaz dağıtımına, turizmden catering’e birçok sektörde faliyet gösteren Akfen Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın’ın pek de bilinmeyen bir yüzünü, Ankaralılığını konuştuk. Şair Orhan Veli’ye nazire yaparcasına "İstanbul’un Ankara’ya dönüşünü seviyorum" diyen Akın, başkenti koklama duyusunu kaybeden işadamının başarılı olamayacağına dikkat çekiyor.
AKFEN Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, Ulus Rüzgarlı’da hırdavatçılıkla başlayan iş hayatına bugün 10 şirket ve 30 iştirakla Ankara’da devam etmekten mutlu olduğunu belirtiyor ve ekliyor: "İstanbul’un Ankara’ya dönüşünü seviyorum." Son olarak Ankara Esenboğa Havalimanı Yeni İç ve Dış Hatlar Terminali’nin yapımını ve açılışını gerçekleştiren TAV’ın ortağı Akfen Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın’ın işleri çok konuşulur ama Ankaralılığı çok bilinmez. Biz de Merkez Bankası’ndan SPK’ya önemli finans kuruluşlarının İstanbul’a taşınmasının düşünüldüğü bir dönemde Ankara’da iş yapmayı "tercih" eden Akın’la başkenti konuştuk. "Yaşıtlarımla çalışmanın bir esprisi yok" diyecek kadar dinamik, "Hedeflerim yok" diyecek kadar mütevazı, "İstanbul’un Ankara’ya dönüşünü seviyorum" diyecek kadar da Ankaralı olan Akın, iş hayatına nasıl atıldığını, çalışma prensiplerini ve başkentin ihtiyacı olanları Ankara Hürriyet’e şöyle anlattı:
İLK İŞ KALORİFER KAZANI 1977’de Ulus Rüzgarlı’da bir hırdavatçı dükkanı açarak atıldım ticarete. 1980-90 yılları arasında kalorifer, radyatör, vana, boru, pompa satışı yaptım. Rüzgarlı esnafı, sosyo-ekonomik yaşantısı yüksek olan, birlik beraberlik bilincine sahip insanlardan oluşurdu. Her problemi kendi arasında toplanıp çözerdi. Aynı yerde Rıfat Hisarcıklıoğlu, Sinan Aygün ve Zafer Çağlayan’ın da dükkanları vardı. Bir ortağımla birlikte işi götürüyorduk, ama 85’de onunla ayrıldık, ben de Rüzgarlı’dan koptum. Yukarı Ayrancı’da ofis açıp müteahhitliğe başladım. 1977’de 20 daireli Haymana polis Lojmanı ve Emek mahallesi Camii’nin kalorifer kazanı imalatı ilk işimdi. Daha sonra Alarko’yla Bursa Doğalgaz’ı dağıttık, Samsun Çarşamba Havaalanı’nı yaptık. 1994’de Antalya Dış Hatlar Terminali’ni, daha sonra da
Atatürk Havaalanı C terminali’ni yaptık.
ANKARA İHMAL EDİLİYOR İstanbul’da yaşamayı tercih eden işadamları Ankara’ya geldiğinde bir gece bile kalmamaya çalışıyor, günübirlik kalıp İstanbul’a dönüyor. Ankara’yı ihmal ediyor, burayı koklama duyuları kayboluyor. Haberleri ve gelişmeleri Ankaralılardan öğrenmeye çalışınca, projeksiyon yapmaları zorlaşıyor. Ben ise Ankara’da oturup, burada çalışıp gerektiğinde İstanbul’a gitmeyi tercih ediyorum. Siyasetçiler karar alsın, biz işimize bakarız diyemezsiniz. Ya iş hayatı olarak siyasileri siz yönlendireceksiniz, ya da siyasilerin ne yaptığını bileceksiniz. Onlara yakın olacaksınız. Yoksa işlerimize yön veremeyiz, birşeyler eksik kalır, dört dörtlük olmaz.
GENÇLERLE ÇALIŞMAK ZEVKLİ Yaşıtlarımla çalışmanın pek bir esprisi yok benim için. Biz, birgün gelecek akıl verici olacağız, icraat ise gençlerde olacak. Genç, dinamik bir grupla çalışmak benim için çok daha kolay ve zevkli. Onların yetiştiğini görmek de aynı keyfi veriyor. Şirketin istikbaline güven duyuyorsunuz. En önemli ve cazip olan şey yeni fikirler üretmek, yeni projeler gerçekleştirmek. Örneğin, araç muayene istasyonları, Mersin limanı, Akkor İbis Otel ve su işlerimiz böyle projeler, çünkü yenidirler, ilk değilse de ilklerdendirler.
İstanbul’dan dönüş Bangladeş’ten dönüş gibiAKFEN Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, Ankara’nın sakin, düzenli havasını sevdiğini, burada huzur içinde yaşayabildiğini belirtiyor. "İstanbul’da yaşamayı da tercih edebilirdim. Bu benim için anlık bir karar sadece" diyen Akın, şöyle konuşuyor "İstanbul’dan Ankara’ya dönüş, Bangladeş’ten dönüş gibi. Keşmekeşin içinden çıkıp, temiz, huzurlu bir şehre geliyorsunuz. İstanbul’daki gibi bir
trafik sorunu burada olmadığı için, bir yerden diğerine 5-10 dakikada gidebiliyorsunuz. İlişkilerde çok daha dikkatli olunması olması gereken bir şehir. Ama Ankara ve İstanbul zannedildiği gibi birbirinden çok da farklı iki kent değil. Orta Asya ve Avrupa insanı gibi farklı değil Ankaralı ve İstanbullu. İstanbullular tarafından Ankara’nın taşra olarak görüldüğü ise doğru, ama ben buna katılmıyorum."
Ankara’ya mutlaka golf kulübü yapılmalıANKARA’nın çok iyi bir fuar ve kongre şehri olabileceğini, İstanbul’un artık yaşanmaz halde olduğundan bu görevi başkentin görmesi gerektiğini vurgulayan Akın, "Anadolu’nun bütün aktivitelerini toparlayan bir merkez olmalı Ankara. Bunun başarılması için belediyelere, valiye, işadamlarına önemli görevler düşüyor" diyerek, şunları kaydetti:
ŞEHİR İÇİN ÖNEMLİ"Ankara’nın bir golf kulübüne ihtiyacı var. Golf kulüplerine sadece golf oynayanlar gitmez. Golf kulüpleri, şehirlerin sosyalleşmesinin, batılılaşmasının önemli göstergelerindendir. Bugün örneğin Londra’da yaklaşık 30 tane golf kulübü vardır. Dünyanın çeşitli yerlerinde sık sık gerçekleştirilen golf turnuvaları sayesinde golfçüler dünyayı gezer. Golf, yabancıların, dünya zenginlerinin kente gelmesine vesiledir. Ankara’da bir tane değil, 3-4 tane golf sahası olmalı."
Esenboğa Ankara’nın bahtını değiştirecekAKIN’la, ortağı olduğu TAV Havalimanları Holding’in yapımını gerçekleştirdiği, inşaatında 17 bin 500 kişinin görev aldığı Ankara Esenboğa Havalimanı yeni terminalini de konuştuk. Yaklaşık 250 milyon Euro’ya mal olan ve yılda 10 milyon yolcu kapasitesi taşıyan terminalin, çoktandır yapılması gereken birşey olduğuna dikkat çeken Akın, şöyle konuştu: "Ankara Esenboğa Havalimanı’nın yapımının bize nasip olması ve bunu kendi paramızla yapmamız ayrı bir keyif. Gözümüz gibi bakıyoruz ona. Herkes tarafından takdir ediliyoruz. Ankara’ya gelen yabancılar için ilk izlenim çok önemli. Ankara’yı tanımayan liderler, hükümetler ilk ayak bastığında ’Mutlaka burada olmalıyız’ havasına kapılıyorlar yeni terminali görünce. Bir Orta Asya havaalanına inmiş gibi olmuyorlar. Ankara’nın bahtı değişecektir Esenboğa’yla."
Babam Bulgar göçmeniBABAM Bulgaristan Rusçuk göçmeni, annem ise Kayserili. İstanbul’da doğdum ama kendimi Ankaralı olarak tanımlıyorum, çünkü 6 yaşından itibaren burada yaşadım. İnsanın doğduğu yer değil, yetiştiği, kültürünü aldığı yerdir memleketi. Haftanın üç günü İstanbul’dayım, ama Ankara’da yaşıyorum, burada olmayı seviyorum. Oysa işe Ankara’da başlayan hemen herkes İstanbul’a gidiyor ve Ankara’ya gelmiyor. Bir işadamı İstanbul’da yaşasa da Ankara’ya ve siyasete uzak olmamalı, siyasi gelişmeleri takip etmeli.
Hedeflerim yokBEN plan program yapmam, hedeflerim yok. İş bazında hedeflerim vardır sadece. Ama orada da örneğin "Havaalanları konusunda işinizi nereye götüreceksiniz?" derseniz söyleyemem. Ankara’da yaşayanlar olarak kendi kendimizi yönetemiyoruz, işlerimize kendimiz yön veremiyoruz, çünkü plan yaparsak biri gelip bozabilir. Ben, sakin bir hayatı seviyorum. Ev yemeklerini, evde
yemek yemeyi seviyorum. Gece hayatım yok. Sadelikten yanayım.