Ankara trafiği beni çileden çıkartıyor

Güncelleme Tarihi:

Ankara trafiği beni çileden çıkartıyor
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 26, 2008 00:00

Latin Amerika’nın renkli ülkesi Arjantin’in hayat dolu büyükelçisi Sebastian L. Brugo Marco kapılarını Ankara Hürriyet’e açtı. Uzun süredir Ankara’da olan büyükelçi, Ankara hakkındaki düşüncelerini, yapmaktan hoşlandığı şeyleri, Arjantin’in eğitim sistemini Ankara Hürriyet’e anlattı.

ANKARA’da uzun süredir görev yapan Arjantin Büyükelçisi Sebastian L. Brugo Marco ile keyifli bir sohbet yaptık.

Türkiye’ye gelmeden önce ön yargılarınız var mıydı?

Ön yargım yoktu; çünkü gelmeden önce Türkiye hakkında bir şey bilmiyordum. Cumhuriyet ile yönetildiğinden ve Atatürk haricinde pek bir şey bilmiyordum. Biz Bulgaristan’dan, Sırbistan’dan gelenlere ’Los Turcos’ deriz. Bu insanların hepsi Birinci Dünya Savaşı öncesinde Osmanlı İmparatorluğu’ndan göçmüş kişiler. Onlara bütün Latin Amerika ülkelerinde rastlayabilirsiniz. Arjantin’de çok karışık bir halk var. Hem ırk hem de din açısından. Herkes özgürlüğünü sonuna kadar yaşar. Gerçek din özgürlüğü var bizde. Kimse kimseye dininin ne olduğunu soramaz. Bunu sorma ihtiyacı duymaz. Eğer ben bugün Müslüman olmak istiyorsam olurum. Ertesi gün Yahudi olmaya karar verirsem onu da rahatlıkla yaparım. Kimse bunun nedenini sorgulamaz. Bu benim hayatım.

Sizin ülkeniz etnik açıdan karışık diyebiliriz...

Tüm dinlerden herkesi Arjantin’de bulmak mümkün. Kimse size ’Hangi dindensin?’ demez. Hükümetten biri gelip bana ’Sizin dininiz nedir?’ diye sorsa ben ona rahatlıkla neden böyle bir soru sorduğunu ve cevaplamak zorunda olmadığımı söylerim. Bu özel bir konudur. Herkesin kendi hayatı var. Eğer dininizin temeli Yahudi, Müslüman vs ise kimsenin bunu size sormaya hakkı olmamalıdır, yoktur. Çünkü bu benim hayatım! Ön yargım tabi ki yok herkesi seviyorum ben. Arjantin de Türkiye gibi ırklar açısından karışık bir ülke. Rusya’dan, Portekiz’den, İspanya’dan, İtalya’dan, Suriye’den Japonya’dan, Çin’den kısacası dünyanın her yerinden insan Arjantin’de yaşıyor. Tabi ki Arjantin’de yaşayan Türklerin sayısı hiç de azımsanacak derecede değil. Türk büyükelçi bana geçenlerde son üç yılda 200 Türk erkeğinin Arjantinli kızla evlendiğini söyledi.

Ankara yaşamak için ideal bir şehir

Başkent olarak Ankara’yı nasıl buluyorsunuz?

Büyükelçi olarak 7.5 yıldır Ankara’dayım. Ondan öncesinde de 6.5 yıldır Ankara’daydım. Gözlerimle Ankara’nın gelişimini gördüm. Burayı çok seviyorum. Yaşamak için sakin bir şehir. Ama maalesef trafik beni çileden çıkartıyor. Her şeye rağmen burayı çok seviyorum.

Buenos Aires ve Ankara’yı karşılaştırabilir misiniz?

- Ankara ile değil; ama İstanbul ile karşılaştırabilirim. Çünkü hiç bir açıdan Ankara ile benzeşmiyorlar. İstanbul dünyadaki en büyük şehirlerden biri. Buenos Aires de öyle. En önemli olarak her ikisinin de sahip olduğu bir deniz faktörü var. Ankara büyük şehirler arasında değil. Ama illaki karşılaştırma yapmam gerekiyorsa Ankara’yı Cordoba ile karşılaştırabilirim. Her ikisi de ülkenin ortasında. Ve her ikisinin de denize kıyısı yok.

Ankara dışında sevdiğiniz şehirler var mı?

Denizinden dolayı İzmir’i çok seviyorum. Palmiyelerle kaplı bir şehir, çok güzel. Bursa’yı da çok seviyorum. Tarih Bursa’nın her yerinde. Osmanlı padişahlarının geçmişi kökeni hep orada. Ve çok temiz bir şehir. Hayat çok rahat. Ve Kars da çok değişik çok güzel bir şehir. Arkeolojik olarak Antalya’nın Side ilçesini çok seviyorum. Arkeolojik zenginliğinin yanı sıra denizi ve Side’nin içi çok güzel. Küçük yerleri daha çok seviyorum.

Dünyanın her yerinde yaygınlaşan sigara yasağı var. Ve bu yasaktan etkilenenler de fazla. Arjantin’de işleyiş nasıl?

İki yıldır böyle bir uygulama var Arjantin’de. Pek fazla sorun da yaşanmadı. Uygulama aynen buradaki gibi. Restoranların teraslarında ya da açık yerlerinde sigara içmek serbest. Bizde bir sorun çıkmadı; ama Türkiye’de insanlar çok fazla sigara içiyor ve bu yüzden sorunlar çıkıyor. Bu işleyişe alışmak lazım.

Selanik caddesine gidiyorum

İş yaşamınız dışında Ankara’da nasıl vakit geçiriyorsunuz?

Cumartesi günleri Samanpazarı’na gidiyorum. Şahane bir yer. Dükkanlar, yollar, antikalar çok eğlenceli. Kale’ye de gidiyorum. Bazen Kızılay’da Selanik Caddesi’ne gidiyorum. Bir çok insan var; ama çok seviyorum orayı. Oradaki kafelerde arkadaşlarımla oturmayı çok seviyorum. Ama maalesef Ankara’da yapacak pek fazla şey yok. Denizin olmaması çok büyük eksiklik.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!