Söyleşi: M. Uğur YÜKSEL
Oluşturulma Tarihi: Kasım 23, 2010 00:00
Geçen yıl yuvasına, Ankara’ya geri dönen Gezici Festival yolculuğuna 3 Aralık’ta başlıyor. Kızılay Büyülü Fener Sineması ve Alman Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek Festival, film gösterimlerinden panellere, galalardan söyleşilere dolu dolu bir programla seyircisiyle buluşmaya hazırlanıyor. Bu yıl “Darbe” temasıyla yola çıkan Festival’in yönetmeni Başak Emre yerel yönetimlerin ilgisizliğine inat Ankara’da kalmaya kararlı olduklarını söylüyor.
Geçen sene bir yıl ara verdiğiniz Ankara’ya geri dönmüştünüz. Salonların doluluğu seyircinin sizi özlediğini gösteriyor.Ankara seyircisi seçici olduğu kadar vefalıdır da... İki sene önce yerel yönetimlerin ilgisizliğinden dolayı festivali Ankara’da yapamamıştık. Geri dönüp yeniden başladığımızda seyircinin bizi nasıl karşılayacağı önemliydi. Yanılmadık ve dediğiniz gibi ilgi çok iyiydi. Bir festivalin en önemli başarısı izleyicisidir; umarız bu yıl da aynı ilgiyi yakalarız.
Festivalin teması bu yıl “Darbe” olacak. Neden darbe?12 Eylül darbesinin 30. yıldönümü olması ne zamandır kafamızda olan bu temayı seçmemizi hızlandırdı. Darbelerin ülkeler ve insanlar üzerindeki yıkımlarını görüntüler, sesler, tanıklıklar aracılığıyla hatırlatmak istedik. İnsanların zihinlerinde, vicdanlarında, gündelik hayatlarında kurdukları bu askeri düzen 30 yıldır hayatımızın tam orta yerinde.
Bu yıl ne gibi sürprizleriniz olacak Ankaralı sinemaseverler için?Temadan yola çıkarak hazırladığımız “Uygunadım Hayatlar!” bölümünde yalnızca Türkiye’de değil Portekiz’den Şili’ye, Arjantin’den Brezilya’ya askeri darbelerin birçok ülkenin geleceğini nasıl kararttığını ve insan hayatlarını yok ettiğini anlatan filmler gösterilecek. Yeni keşiflere olanak sağlayan Altın
Boğa Film Yarışması’nda bu yıl Peru’dan Macaristan’a, Çin’den Romanya’ya toplam dokuz film yer alıyor. Festival’in vizyon öncesi sürprizleri yine dikkat çekici. Sofia Coppola’nın Venedik Film Festivali’nde Altın
Aslan ödüllü filmi Başka Bir Yerde (Somewhere, 2010) ve Fransız Yeni Dalgası’nın unutulmaz yönetmeni Jean-Luc Godard’ın son yapıtı Sosyalizm (Film Socialism, 2010) Ankara’da ilk kez Gezici Festival’de gösterilecek.
KENTİNDE MÜLTECİAyrıca; bu yıla özel olarak hazırladığımız kentsel dönüşüm projelerinin kent haritası kadar insanların hayatlarını da değiştirdiğini gösteren “Kentinde Mülteci” bölümü, kısa film tutkunlarının yakından tanıdıkları, İsveçli ikili Ola Simonsson ve Johannes Stjarne Nilsson’un filmleri, aralarında Niki Caro, Grant Lahood gibi ustaların kısa filmlerinin de bulunduğu “Kısaca Yeni Zelanda”, Festival’in olmazsa olmazları “Kısa İyidir” ve Slovakya Cumhuriyeti’nden seçilmiş canlandırmalardan oluşan “Çocuk Filmleri” bölümleri Ankaralı sinemaseverlerin unutamayacakları bir Festival’e davet ediyor. Gezici Festival’in bu yıl da bir kitap sürprizi olacak. Editörlüğünü Tül Akbal ve Aslı Güneş’in yaptığı, Jale Parla’dan Fatih Özgüven’e, Behçet Güleryüz’den Senem Aytaç’a pek çok yazarın katkıda bulunduğu Taşrada Var Bir Zaman adlı kitap kültür ve sanatta taşra imgesini tartışacak.
ANLAYIŞ DEĞİŞMİYORArtvin Belediyesi ve Valiliği yanında Ordu Valiliği de bu sene destekçilerinizden... Ankaralı bir Festivale Ankara’daki yerel yönetimlerin desteğinin azlığını nasıl yorumluyorsunuz?Konuk olduğumuz kentlerde yerel yönetimler ve sivil toplum örgütleriyle çalışıyoruz. Ancak Ankara bu konuda çok şanssız. Anlayış yıllardır değişmiyor. Büyükşehir Belediyesi’nin şarkılı türkülü “Ankara Festivali”nin içeriği de görüntüsü de ortada. Çankaya Belediyesi’nin katkısı ise neredeyse yok denecek kadar az. İlk kez bu yıl Çankaya Belediyesi’ne başvurmadık bile. Oysa belediyelerle çalışmak özellikle tanıtım ve hizmet desteği açısından çok önemli. Neyse ki Ströer tanıtım konusunda, Notte Boutique Hotel konaklama konusunda imdadımıza yetişti.
TAŞRADA VAR BİR ZAMANSöyleşilerin bir çoğu da Ankara’da yapılacak. Zeki Demirkubuz’dan Sırrı Süreyya Önder’e pek çok önemli ismi Ankara’da ağırlıyorsunuz.Gezici Festival olarak yalnızca film gösterimleri yapan bir etkinlik olmak istemiyoruz. Özellikle gittiğimiz küçük kentlerde toplantılar, film atölyeleri, söyleşilerle amatörlüğün dışına çıkan bir izleyici kitlesi yaratmaya çalışıyoruz. Bu yıl Ankara’da da ilk kez panel ve söyleşilere ağırlık verdik. ‘Sahnede Sandalye Var’ başlığı altında filmlerden sonra film okumaları yapılacak. Festivalin bu yılki teması ‘Uygunadım Hayatlar’ bölümü kapsamında Mithat Sancar, Ertuğrul Kürkçü, Özlem Sulak ve Sırrı Süreyya Önder’in katılacağı bir panel; festivale bir kitapla eşlik edecek olan Taşra bölümü kapsamında Tanıl Bora ve Zeki Demirkubuz’un konuşmacı olacağı “Taşrada Var Bir Zaman” başlıklı panel ve “Kentinde Mülteci” bölümü kapsamında Evim Sulukulede’ydi filminin yönetmeni Astrid Heubrandtner, Sulukule Platformu aktivistleri ve Ali Cengizkan’ın katılacağı bir söyleşi düzenlenecek. Panel ve söyleşiler için mekanımız Alman Kültür Merkezi olacak. Ayrıca, seyirciden büyük ilgi gören Türkiye filmlerinin galalarını bu yıl da sürdürüyoruz ve film ekiplerini Ankara’da ağırlıyoruz. Çoğunluk, Saç, Siyah Beyaz, Atlıkarınca, Kars Öyküleri ve Zefir filmlerinin yönetmen ve oyuncuları Festival süresince Ankara’da olacaklar.
UMUT VERİCİ BİR ÖRNEKBaşak Emre bu yılki filmlerden biri olan Yargıç ve General için, “Şilili yargıç Juan Guzmán’ın bir zamanlar destekçisi olduğu diktatör Pinochet’nin adalet karşısına çıkması için verdiği mücadeleyi anlatan Yargıç ve General (The Judge and the General, 2008) 12 Eylül darbecileriyle hala yüzleşememiş Türkiye için umut verici bir örneği sunuyor” dedi.