Oluşturulma Tarihi: Mart 04, 2008 00:00
Gazi Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Merkez Müdürü Prof. Dr. Süleyman Pampal, yer hareketlerinin tespiti için DEPAR bünyesinde Ankara ve çevresinde 12 sismik istasyon kurduklarını belirterek, mikro bölgeleme çalışmaya zemin oluşturacak ilk verilerin elde edilmeye başlandığını söyledi.
GAZİ Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DEPAR), Ankara’nın zemin yapısını belirlemek amacıyla mikro bölgeleme çalışması başlatacak.
Rektör Yardımcısı ve Merkez Müdürü Prof. Dr. Süleyman Pampal, yer hareketlerinin tespiti için DEPAR bünyesinde Ankara ve çevresinde 12 sismik istasyon kurduklarını belirterek, mikro bölgeleme çalışmaya zemin oluşturacak ilk verilerin elde edilmeye başlandığını söyledi.
Ankara zemininde yaklaşık 20 yıldır çalışma yürütüldüğünü ifade eden Pampal, kentte deprem tehlikesinden öte "deprem riskinin" göz önüne alınması gerektiğini kaydetti. Pampal, tartışmaların hep olası deprem büyüklüğü üzerinden yürütüldüğünü ifade ederek, "Halbuki esas bakılması gereken nokta risk; depremin yapılara ve yapılarda yaşayan insanlara yaptığı etki. Zeminin durumu burada çok önemli. Mesela aynı büyüklükte deprem kaya zemin üzerinde birebir hissedilirken, alüvyal zeminde 2 kat daha fazla hissediliyor, üstelik depremin etki süresi de uzuyor" diye konuştu.
RİSK FAKTÖRLERİ BELİRLENECEK
Süleyman Pampal, "afet tehlikesi ve riskinin yerel ölçeklerde belirlemesi" anlamına gelen mikro bölgeleme çalışması kapsamında, kentin bölge zemin yapısının ortaya konulacağını ve risk faktörlerinin belirleneceğini anlattı. Tehlike ve riskin boyutunu bilmeden "afete karşı zarar azaltma planı" hazırlanamayacağını vurgulayan Pampal, planı hazırlamakla sorumlu yerel yönetimden çalışmaya destek beklediklerini söyledi. "Öyle ya da böyle çalışmayı başlatacağız" diyen Pampal, destek sağlanması halinde çalışmanın derinleşeceğini ve daha sağlıklı, kapsamlı veriler ortaya konabileceğini belirtti.
BAŞKENT’TE RİSK, ERZİNCAN’DAN FAZLA
DEPAR Müdürü Süleyman Pampal, Ankara’nın konumu nedeniyle kuzeyden Kuzey Anadolu Fay Sistemi, güneydoğudan Keskin fayı, güneyden Tuz Gölü Fay Zonu, doğudan Ezinepazarı fayı ve güneybatıdan Eskişehir Fay Zonu tarafından çevrelendiğini ifade ederek, söz konusu fayların aktif olduğunu, yıkıcı ve büyük depremler üretme potansiyeli bulunduğunu anlattı. Ankara’nın söz konusu faylara 60-100 kilometre uzaklıkta yer aldığına dikkati çeken Pampal, "Bu faylar üzerinde meydana gelebilecek 6,5 ve daha büyük magnitüdlü depremlerden can ve mal kaybı verecek şekilde etkilenecektir." dedi.
Afet İşleri Eski Genel Müdürü Oktay Ergünay da Ankara’nın deprem riskinin Erzincan’dan fazla olduğunu kaydederek, "Çünkü Erzincan tehlikenin farkında. Daha disiplinli, daha ciddi yaklaşılıyor, denetime ağırlık veriliyor ve nüfusu az. Ankara’da ise ’tehlike yok’ denilerek, konu yok sayılıyor" dedi.