Güncelleme Tarihi:
Yanaşık düzen falan hak getire.
Yolun sağı, solu, ortası... Kaçış yok.
Ve sürekli asfalt seviyesine kafa tutar.
Altta kalmaz, üste çıkar.
Arabayı sanayiye, insanı hastaneye sevk eder.
Bu yüzden de kentin en ‘seviyesiz’ sorunu...
* * *
Bir nevi matematiğin havuz problemi gibidir.
Başkent’in rögar problemi.
Hırsıza meze, polise dert olur.
Dün gazetemizde Ender Baykuş yazdı.
Türk Telekom hırsızlarla baş edemeyince.
Rögarı gömmüş. (Üzerine beton dökmüş)
Bu da yurdum rögarına.
Yurdum çözümü.
İnsan canı bu kadar ucuz mu
Okur Alper Maden, rögar sorunuyla ilgili şöyle dert yanıyor:
Hoşdere Caddesi’nde ikamet ediyorum. Rögar kapakları ve yağmur ızgaraları, caddeyi mayın tarlası görüntüsüne büründürüyor. Dünyanın hiçbir yerinde rögar kapaklarının asfaltın 10 cm üzerine veya aşağısına yerleştirildiğini görmedim. Bu mühendislik hatası mıdır, kontrol eksikliği midir bilmiyorum. Ama gün geçmiyor ki o çukurlardan kaçmak için sağa, sola direksiyonu kırıp da kaza yapmayan olmasın. İnsan canı ülkemizde bu kadar ucuz mu?
Yakın zamanda o çukurları doldurmak için Büyükşehir yama yaptı. Ama, böyle bir işçilik ömrü hayatımda görmedim. Çukuru tümsek yaptılar, eskisinden beter ettiler. Asıl sorun şu: Yama çalışmasının ardından bir yetkili acaba gelip yapılan işi kontrol ediyor mu? Ediyorsa neden, ‘bu iş olmamış kardeşim, şu işi düzgün yap’ demiyor. Belirli medeniyet seviyesinin üzerine çıkmak istiyorsak önce yollarımız düzgün olacak.
SÖZÜ/ÖZÜ
‘Havale Bakanlığı’ olsun
Dershanelerle yan yana olan bar ve içkili lokantalar, yüksek seste açtıkları müzikle çevreye rahatsızlık veriyor. Özellikle Selanik Caddesi’nde bulunan mekânlar geceleri de yüksek sesle müzik yayını yapıyor ve önleyecek birim yok. Belediyeye şikayet ediyoruz. Onlar da polise veya Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na havale ediyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yaptığı tek şey var: İmar sorunu (kaçak kat yapımı, kaçak duvar yıkımları) da dahil her başvuruyu belediyeye havale etmek. Bu yüzden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın adı Havale Bakanlığı olarak değişmelidir.
Akif YENİCELİ/Mali Müşavir
ÖNERİM VAR
Üst geçit haritası çıkarılsın
Yürüyen merdivenlerin sağladığı rahatlığı AVM’lerde değil, kent merkezinde görmek istiyorum. Özellikle de hastanelerin yoğun olduğu bölgelerde. Birçok yerde üst geçit olmasına karşın yürüyen merdiven bulunmuyor. (Gazi Hastanesi, Hacettepe Hastanesi, Atatürk Hastanesi...) Yaşlılar, çocuklu aileler hastaneye ulaşabilmek için üst geçitlerinin çile basamaklarını tırmanmak zorunda kalıyor. Engellilerin hastane yolculuğu ise asansörün çalışma durumuna bağlı. Çalışmayan asansör nedeniyle hastaneye gidemeyip evine dönün engelliler biliyorum. Büyükşehir’e önerim, kentin üst geçit haritasını çıkarıp, hastane önlerine yürüyen merdiven koymaları.
Mete IŞIK
Büyükşehir çalışıyor
Alt ve üst geçit yaklaşma yollarında (mesela Şeker Kavşağı) orta refüj sulamaları tehlike arz ediyor. Yağmurlama sulama; çiçekler ve yeşillikten ziyade dar bağlantıları göle dönüştürüyor. Ansızın bükülen geçişte göle giren aracın savrulması an meselesi ve arkadan gelenin zincirlemeye sebep olması kaçınılmaz. Zaten bu sebeple kazanın ardı arkası kesilmiyor. Benzer yerlerde damlama sulama neden tercih edilmez ve kontrollü yapılmaz... İlla ki daracık yolun göl olması mı gerekiyor ya da gelen geçene, tehlikeli olsa da ‘Büyükşehir çalışıyor’ mesajı mı veriliyor!..
Metin ALTAY
261 ve 265 MAĞDURİYETİ
Büyükşehir Belediyesi, Anıttepe-Yücetepe hattında sefer yapan 261 ve 265 no’lu Etlik-Aşağı Eğlence-Ulus-Kızılay- Anıttepe-Yücetepe otobüs seferlerini 1 Nisan 2012’den itibaren kaldırdı. 52 yıldır hizmet veren bu seferlerin kaldrılması bizleri kent içi ulaşımda mağdur ediyor. Çünkü bölgemizden sadece 267 no’lu ring otobüsü geçiyor. O da saatte bir. Saatlerce bekliyoruz. 265 ve 261 no’lu hatları tekrar mahallemizden geçerken görmek istiyoruz.
Kudret KAATSIZ