Umut ERDEM
Oluşturulma Tarihi: Kasım 21, 2006 00:00
Ankara basınının ’Babıali’si olarak adlandırılan Rüzgarlı Sokak’ın basın tarihindeki uzun serüveni, Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından kayıt altına alınıyor. Ankara’da başlangıcından günümüze basın tarihine ev sahipliği yapmış olan sokak, tarihsel bir bakış açısıyla belgeselleştirilecek.
Belgeselde, mesleğe Rüzgarlı Sokak’ta başlayan duayen gazetecilerden, esnafa kadar, sokağa hayat verenlerin yaşantılarından yola çıkılarak, gazete bürolarından matbaalara, eğlence yerlerinden, lokantalarına, tarihe tanıklık eden mekanlar, insanlar ve olaylar anlatılacak. Bir envanter belgeseli olarak tasarlanan proje ile basın tarihine ve basındaki değişime ışık tutmak, yazılı ve görsel bir arşiv oluşturarak farklı araştırmalara temel oluşturmak amaçlanıyor.
Fakülte, bir yıldır çekimleri süren belgeseli, kuruluşunun 40’ıncı yıldönümü etkinlikleri kapsamında kamuoyuna sunacak.
30 DUAYENLE GÖRÜŞÜLECEK 30’u aşkın kişiyle görüşülecek olan çalışmada şimdiye kadar anılarını ve bilgilerini aktaran isimler Kemal Bağlum, Orhan Birgit, Güneri Cıvaoğlu, Bekir Coşkun, İlhan Çevik, Nahit Duru, M.İlhan Erdost, Remzi İnanç, Teoman Karahun, Mehmet Ali Kışlalı, Orhan Koloğlu, Tuncay Özkan, Cemal Saltık, Ercan San, Hakkı Sayın, Ali Sirmen ve Hıfzı Topuz oldu.
Belgeselin genel koordinatörlüğünü İletişim Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Korkmaz Alemdar yaparken, danışmanlıklarını ise eski gazetecilerden Metin Aksoy ve öğretim görevlisi Dr. Funda Cantek üstleniyor. Yönetmenliğini Kurtuluş Özgen’in yaptığı teknik ekipte Sevgi Can Yağcı yönetmen yardımcısı, Barış Konor kurgu ve kameraman, Uğur Ugan ise asistan olarak görev alıyor.
70’LERDEN SONRA ÖNEMİNİ KAYBETTİ Türkiye’nin az sayıdaki iletişim tarihi uzmanlarından olan Alemdar, Rüzgarlı Sokak’ın önemli bir basın merkezi olduğuna değinerek, bu belgeselle birlikte ihmal edilen bir tarihin gün yüzüne çıkacağına işaret ediyor. Alemdar, sokağın özellikle 1950’li yıllarda, Demokrat Parti dönemine kadar basının kalesi olduğuna dikkat çekiyor. Bu tarihten itibaren sokağın önemini kaybetmeye başladığını aktaran Alemdar, "Özellikle 70’li yıllardan sonra hem Ulus semti hem de basın o ruhunu kaybetti" diyor.
USTA-ÇIRAK İLİŞKİSİ ÖN PLANDAYDI
Belgeselin baş danışmanlığını yapan 30 yıllık gazeteci Aksoy, görüştükleri duayen gazetecilerin mesleğin Rüzgarlı Sokak’tan sonra kötüye gittiğine dair ortak görüş bildirdiklerini iletiyor. Duayenlerin o yıllara olan özlemlerini de ilettiklerini belirten Aksoy şunları söylüyor: "O yıllarda okullu olan çok gazeteci yokmuş. Genelde hep alaylı olarak başlıyorlarmış. Bu yüzden de mesleğin öğreniminde usta-çırak ilişkisi büyük rol alıyormuş. Bugünkü gelinen noktayı olumsuz olarak nitelendiriyorlar, ancak teknik olanakların getirdiği kolaylıkları da yadsımıyorlar. O günkü Rüzgarlı Sokak, İstanbul’daki ’Babıali’ gibi medyanın nabzının attığı yer oldu."