Güncelleme Tarihi:
“Ankademi: Şehir ve üniversite” buluşmalarında Ankara, Hacettepe, Gazi, ODTÜ, Bilkent, Ankara Yıldırım Beyazıt üniversitelerinin ardından bu hafta Atılım Üniversitesi’ne konuk olduk. Hürriyet Ankara Haber Koordinatörü Deniz Gürel ve Doç. Dr. Savaş Zafer Şahin, gazetemiz ekibiyle birlikte Atılım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yıldırım Üçtuğ, üniversite üst yönetimi ve bilim insanlarıyla kent-üniversite ilişkisini konuştu. Yerel yönetimlerle üniversite işbirliği konusuna değinen Rektör Yıldırım Üçtuğ, “Kesinlikle hiçbir siyasi kaygı gözetmeden üniversite olarak nereden yapıcı bir şey gelirse, elimizdeki imkanlar doğrultusunda çalışma yapabiliriz” dedi. Rektör Üçtuğ, üniversitenin çalışma ve hedefleri ile kent-üniversite ilişkisine dair şunları söyledi:
Atılım Üniversitesi bu sene 20. yılını kutluyor. Şu anda 5 fakültesi var 6.’sı yolda geliyor. Mühendislik, Hukuk, İşletme, Fen Edebiyat, Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık fakülteleri var. Sağlık Bilimleri Fakültemiz Yüksek Öğretim Kurulu’ndan (YÖK) geçti. Umarım yakın tarihte Bakanlar Kurulu’ndan da geçer 6. fakülte olarak hizmete girer. Bir de Sivil Havacılık Yüksekokulu’muz var. 4 yıllık eğitim veren, sivil havacılığa pilot dâhil personel yetiştiren bir okul. Atılım Üniversitesi kurulduğundan beri gerçek anlamda bir üniversite olmak için belirlenmiş bir yükseköğretim kurumu. Sadece eğitim değil araştırmayı da ön plana çıkartan bir kurum. Bu hedef de aslında bu son yıl içerisinde meyvelerini vermeye başladı. Son yılda birçok sıralamada Atılım Üniversitesi dünyadaki ilk 500 üniversite arasında yer almaya başladı. Türkiye’de vakıf üniversiteleri arasında 6 ve 7. bazen 4., 8. hatta son gelişme sıralamasında Türkiye’deki tüm üniversiteler arasında 4. sırada yer aldı. Büyük bir başarı.
ARKAMIZDA BİR HOLDİNG YOK
Belli imkânları olan bir vakıf üniversitesiyiz. Öyle çok büyük bir holdingin ve devletin desteği yok. Bu başarı bence Atılım Üniversitesi için çok önemli ve değerli bir başarı. Atılım Üniversitesi konum itibarıyla Ankara’nın biraz uzağında. Şehir merkezinde değiliz. Ankara’da şehir merkezinde daha çok devlet üniversiteleri yer alıyor. Vakıf üniversiteleri ister istemez biraz daha dışarıya kaymış durumdalar. O nedenle üniversite açısından Ankara’yla bir miktar organik olarak bütünleşmek çok kolay değil. İnsanların gelmesi gitmesi o kadar kolay olmayan bir konumdayız. Ankara’nın bir özelliği var. Ankara gerçekten de bazen memur kenti denir ama aynı zamanda üniversite ve öğrenci kenti. Bütün üniversitelerin Ankara’nın dokusuyla bir ilişkileri oluyor ve katkı sağlıyorlar. Katkı çift yönlü oluyor. Buradaki hocalarımızın neredeyse tamamı sırf üniversite eğitimini burada yaşamış insanlar. Ben yükseköğretimde 8 sene İstanbul’da yaşama fırsatı buldum. İki kent bu açılardan öbürlerinden çok farklılık gösteriyor. Ankara hakikaten bir üniversite şehri.
ANKARA’DAKİLER KENDİ DENGİNDEN DAHA İYİ
Bunun böyle olması üniversitelerin de niteliğinin daha fazla olmasını sağlıyor. Kendi denkleri ile karşılaştırırsanız Ankara’daki her üniversite İstanbul’daki kendi denginden daha iyi. Genelleme yanlış değil. Hepsi kendi denginden daha iyi İstanbul’a göre. Şehrin üniversiteye pozitif bir katkısı var. Ankara’da böyle bir olgu var. Bu da üniversiteleri Ankara’da daha başarılı kılıyor. Atılım’ın Ankara’yla en büyük ilişkisi öğrencilerimizin yüzde 70’i Ankara’dan geliyor. Ankara’ya hitap eden bir üniversite olduğumuzu gösteren bir durum. İyi mi kötü mü olduğu tartışılabilir. Daha ulusal boyuta yayılmamız bizim açımızdan daha iyi olabilir ama bugün itibarıyla gerçekten Ankara’ya hitap eden bir üniversite konumundayız.
ÜNİVERSİTE DIŞ YAŞAMLA BÜTÜNLEŞMELİ
Bulunduğumuz konum itibarıyla şehirle organik bağımız daha kısıtlı ancak öğrencilerimiz şehirdeler. Türkiye’de son yıllarda giderek artan bir uluslararası öğrenci olgusu söz konusu. Atılım da burada kendi payına düşeni yapıyor. Üniversiteye ve kente uluslararası öğrenciler geliyor. Üniversite coğrafi konumuyla kendi içinde olsa bile, kendi fanusu içinde yaşamaması gereken bir kurum. Tümüyle kendi fanusu içinde yaşamaması gereken bir kurum. Kendi fanusunun üniversiteyi bazı şeylerden koruduğu kanaatindeyim. Her şeyiyle açılmasının doğru olduğunu düşünmüyorum. Saygınlığı, özerkliği veya başka şeyler mi dersiniz bir takım etkilerden az etkilenmemi dersiniz. Kendi fanusu içinde kalmalı ama bunu abartıp etrafınıza tamamen kimsenin aşamayacağı yüksek duvarlar çektiğiniz zaman da olmuyor. 3. nesil üniversite denen kavramın içerisinde artık bu yok. Üniversite dış yaşamla da bir şekilde belli oranlarla eskiye göre daha fazla bütünleşmek durumunda.
ANKARA ÜZERİNE DÜZENLİ KONFERANSLAR
Atılım’ın bu konuda başarılı olduğunu düşünüyorum. Ankara’nın değişik kesimlerine kente, iş dünyasına, sanayiye yapılan katkıları hocalarımız detaylı olarak anlatacaklar. Mütevelli heyetimizin bu konuda ciddi bir düşüncesi var. Mütevelli heyet başkanımız her kendisi ne kadar Ankaralı değilse de Ankara’yı çok seven nadir İstanbullulardan bir tanesi. Ben kendimi o kategoriye sokamayacağım. Dolayısıyla üniversitemiz içerisinde kütüphanemizde bir Ankara arşivi oluşturduk. Giderek bu arşiv gelişiyor. Bildiğim kadarıyla Ankara Üniversitesi’nin bu konuda zengin bir arşivi var ama Atılım da kendi çapında yavaş yavaş bu arşivi oluşturuyor. Ankara üzerine düzenli olarak yıllık konferanslar yapmaya başladık. Geçtiğimiz yıl ‘Geçmişten geleceğe iletişimle Ankara’ konferansı yapıldı. Bu sene yine mart ayı içerisinde ‘Geçmişten geleceğe Ankara ve ticaret’ konulu bir konferans yapıdı.
ÜNİVERSİTELER İHMAL EDİLEBİLİYORLAR
Kentin geçmişiyle bugününü birleştiren bu tür bilimsel faaliyetler tamamen mütevelli heyetimizin ve başkanımızın arzusu üzerine oluşuyor. Kente bir ilgi var. Büyük kent üniversiteleri bu açıdan biraz daha dezavantajlı bunu da kabullenmek gerekli. Küçük bir kentte olduğunuz zaman muhtemelen daha etkin. Örneğin Sivas’ta Cumhuriyet Üniversitesi var orası için önemli. İstanbul’da 50’den birsiniz Ankara’da 20’den birisiniz o yüzden şehrin çok daha aktivitesi olduğu için üniversiteler bir parça daha bazen ihmal edilebilir olabiliyor, kendilerini o kadar gösteremeyebiliyorlar. Üniversite bugünün dünyasında belli oranda kendi sınırlarının dışına çıkabilmeli, tabi ki birincil olarak kendi bölgesinde, hedefleri doğrultusunda da ulusal ve uluslararası işbirliklerine de girebilmeli.
SAĞLIK TURİZMİ İÇİN DİREKT UÇUŞ
Ankara’nın biraz açılım yapması lazım. Ankara’da savunma sanayi çok önemli. Onun dışında kamu ve üniversite var. Ankara’nın ulaşım açısından uluslararası bir bağlantısının olmaması uçuşlarının olmaması dezavantajlarından bir tanesi. Sağlık turizmi dediğimiz noktada direkt uçuş çok önemli. Gelemedikten sonra hiçbir kıymeti yok. Ankara’da Hacettepe gibi kamunun en iyi hastanesi var ama o ölçüde istifade edilemiyor. Yurtdışından hasta getiremediğiniz sürece sağlık turizmini çalıştırma şansınız yok. Sadece iç turizme hizmet edebiliyor. Oysa İstanbul’da herhangi bir göz hastanesine gidin işte Yunanlı rahipten Arap birisine kadar kuyrukta insanlar oluyor. Oraya gelmişler. İstanbul’a ulaşım çok kolay ve bazı alanlarda hakikaten sağlık kuruluşlarımız çok ileri düzeyde. Bunu götürebiliyorsunuz. Ankara’da bunu götürebilmek ne kadar kolay bilemiyorum.
YEREL YÖNETİMLER POTANSİYELİ İYİ KULLANMALI
Biz ülke olarak pek fazla planlama yaparak giden bir ülke değiliz. Her ne kadar 1960’dan beri 5 yıllık plan yapıyorsak da bir Uzak Doğu ülkeleriyle karşılaştırdığımızda çok başarısızız. Strateji hedefleri ciddi ciddi oturulup konuşulmuyor. Ankara’nın yerel yönetimleri bu konularda Ankara’da bu kadar büyük üniversite potansiyeli varken bunu çok daha iyi kullanabilmeleri lazım. Ankara’yı memur, öğrenci ikileminin ötesine taşıyacak bir şeylerin araştırılması gerekiyor. Ne yapılabilir, çıkış noktalarından bazıları bu konuların üniversitelere daha fazla danışılması, üniversitelerin daha aktif rol alması gerekir. Üniversitenin tek başına, birisinden bir talep gelmediği takdirde Ankara’yı nasıl kurtaracağız çalışması yapması çok olası değil. Kesinlikle hiçbir siyasi kaygı gözetmeden üniversite olarak nereden yapıcı bir şey gelirse elimizdeki imkanlar doğrultusunda yapabiliriz. 1.5 senedir buradayım ama böyle bir talep de gelmedi. Türkiye’de üniversiteye bir şeyler sorma alışkanlığı o denli fazla değil. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na yönelik yürütülen analizlerde Atılım Üniversitesi ikinci faz içerisinde bayağı etkin katılım sağlayarak yer aldı. Türkiye’de değişik sektör analizleri yapılıyor. Geçen sunuma Sayın bakan da iştirak etti ve ciddi önem veriyorlar.
TIP FAKÜLTEMİZ 5 YILDIR YÖK’TE
Gelecek vizyonumuzdan birisi de sağlık alanı. Bugüne kadar girmediğimiz alanlardan bir tanesi. Ankara sağlık açısından Türkiye’nin önde gelen kentlerinden birisi. Biz de Atılım Üniversitesi olarak bu alana girmek istiyoruz. İlk etapta Sağlık Bilimleri Fakültesi’nin ismini aldık. 5 yıldır YÖK’te bekleyen bir Tıp fakültesi var. Herkese sıra geldi Atılım’a bir türlü sıra gelmiyor. Tıp fakültesi de kurabilirsek Ankara’ya bu anlamda da daha toplumsal bir katkı sunabileceğimizi umut ediyorum. Türkiye’nin en ciddi ihtiyaçlarından bir tanesi uçuş elemanı eksikliği. Sivil havacılık meslek yüksekokulu ve Pilotaj bölümümüz çok önemli. Türkiye’de yaklaşık 15 bin civarında pilot var. Bu sayının yüzde 50 artması bekleniyor. Ama bu kişileri yetiştirme oranları çok düşük. 3-5 tane uçuş okulu var. Hedeflerimizden birisi de sadece pilotaj eğitimi vermek değil bir uçuş okulu kurmak. Pilotaj eğitimi iki ayaktan oluşuyor. Teorik dersler var bir de uçuş yapmaları gerekiyor. Ankara bu açıdan çok uygun bir iklim değil. Türkiye’deki havayolu şirketlerinin çok sayıda pilot açığı var. Yurtdışından karşılıyorlar. Bölgenin de ciddi ihtiyacı var. Bizim hinterlandımız diyebileceğimiz Orta Asya, Afrika, Türki cumhuriyetler buraların da ciddi bir pilot açığı var.
ANKARA REKLAM KONUSUNDA BECERİKSİZ
Atılım’ın gelecek vizyonlarından yine önem verdiğimiz konulardan bir tanesi de uluslararası öğrenci olayı. Ankara bu açıdan dezavantajlı bir kent. 2016 yılında yaşanan her şey Ankara’nın dezavantajlı konumunun üzerine tuz biber ekti. Darbe olan şehir, meclisin bombalandığı şehir olarak dünyaya lanse oldu. Bakalım bu algıyı kaç yılda Ankara kırabilecek ve tekrar güvenilir bir şehir haline gelebilecek. Anadolu’daki bir aile için çocuğunu Ankara’ya göndermek İstanbul’a göndermekten daha güvenli bir şeydi. İstanbul’da çocuğumun başına ne geleceği belli olmaz, Ankara derli toplu bir şehir idi. Şimdi birden bire bombaların patladığı tepesinde jetlerin sağı solu bombaladığı bir şehir haline geldi. Bakalım bu algıyı Türkiye ve Ankara nasıl kıracak bunu hep birlikte göreceğiz. Ankara algı açısından uzak bir kent. Ana akım medya İstanbul’da. Ana akım medya birini davet etmek istediğinde stüdyoya gelin dediğinde İstanbul’da telefonu çeviriyor çağırıyor. Çünkü stüdyolar orada, gazetelerin merkezleri orada. Ankara her zaman ikinci bir planda. Küçük şehirlerden bile daha handikap durumunda. Küçük bir Anadolu kentinde bile oranın yerel basını var. Yerel basın oranın üniversitesini daha fazla ön plana çıkartıyor. Biz ne İstanbul’dayız ne küçük bir şehirdeyiz, böyle ortada bir yerdeyiz. Yerel basın çok fazla yok. Ana akım medya bizden uzak. Ankara reklam yapma konusunda çok beceriksiz. İstanbul’da ne yaparsanız yapın aklınızın bir kenarında ben bunu nasıl duyururum var.
ÖĞRENCİLERDE ARAŞTIRMA SEVGİSİ UYANDIRDIK
Prof. Dr. Hasan U. Akay - Rektör Yardımcısı
Araştırmalarla ilgili konulara bakan rektör yardımcısıyım. Üniversite araştırma konusunda kendi olanaklarıyla son 7-8 yıl içerisinde çok önemli katkılar yaptı. Atılım Üniversitesi olarak üzerinde durduğumuz en önemli konulardan birisi ülkemizin çok ihtiyacı olan araştırmacı girişimci ve yaratıcı gençler yetiştirmek. Bunun için de üniversite kendi imkânlarıyla öğretim üyelerine ve öğrencilere çok miktarda maddi katkılarda bulundu. Lisans araştırmaları isminde bir programımız var. Başka üniversitelerde belki benzere yakın olanı vardır ama aynı şekilde olmayan bir program. Bu program 6-7 sene içerisinde 500 tane öğrenciye lisans seviyesinde öğretim üyeleriyle birlikte çalışarak yıl boyunca bir proje üzerinde çalışma yetkinliği getirdi. Öğrencilerde bir araştırma yapma sevgisi uyandırdı. Bu sayede de öğrencilerimiz yüksek lisansa ve doktoraya başvurma hedeflerine sahip oldular, yarışmalara katıldılar. Hocalarla birlikte projeler yaptılar.
ÜNİVERSİTE SIRALAMASINDA ÜST SIRALARDAYIZ
Buna benzer araştırma konusunda öğretim üyelerine verilen desteklerle laboratuvarlar açması, laboratuvarlarda araştırmalar yapılması için ilk yıllarda 1 milyon liraya kadar kendi imkanlarıyla destek veriyordu. Bu sayede üniversitemiz girişimci üniversiteler sıralamasında TÜBİTAK, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın başlattığı girişimci ve yenilikçi üniversiteler sıralamalarında 19-20’nci olarak devamlı üst sıralarda oldu. TÜBİTAK ilk 50’ye giren üniversiteye teknoloji transfer merkezi açmaları için destek sağlamaya başladı. Biz üçüncü yılında bu desteği aldık. Eski araştırma ofisimiz vardı. Yıllarca faaliyet gösteren merkeze bir de teknoloji transfer merkezi ekledi. Teknoloji transfer merkezi sayesinde üniversite sanayi kamu işbirliğimiz arttı. Sanayiyle ve kamuyla projeler üretmek, öğretim üyelerine, sanayiye fırsatlar sağlama ve yurt dışına da projeler sunulmasını sağlama imkânı oldu.
‘ATILIM’IN İZ BIRAKAN 50 ÖĞRENCİSİ’
Üniversitenin en büyük yatırımlarından bir tanesi de Metal Şekillendirme Mükemmeliyet merkezimiz. Kalkınma Bakanlığı desteğiyle şu ana kadar 30 milyon lira dolaylarında yatırımı olan bir merkez. 3. fazı var o da yakında 40 milyona çıkacak. Bu yatırımın yüzde 40’ını kendi olanaklarıyla desteklemiş bir üniversiteyiz. Bu yapıdaki bir üniversitede bu şekildeki bir yatırıma Türkiye’de nadir rastlanılır. Bu konuda da çok ileride olduğumuzu düşünüyorum. Bu yatırımlar da devam ediyor. Üniversite yönetimimiz, Mütevelli Heyeti başkanımızın en büyük vizyonu araştırmacı olalım, yaratıcı olalım, projeler yapalım, proje üretelim, ürünler geliştirelim. O vizyonu destekleyen maddi yardım da yapılmakta. ‘Atılım’ın iz bırakan 50 öğrencisi’ programımız var. Yaratıcı, araştırmacı her yıl 50 öğrenciyi seçiyoruz onları destekliyoruz. Öğrencilerimizi hocalarla birlikte çalışmalarını teşvik eden ’Başarıyı paylaşın’ programımız var. Onlarda gönüllülük kültürünü geliştirmeye yönelik bir program. Başarılı öğrencilerimiz öğretim üyeleriyle veya idari personelle çalışarak bir konu üzerinde proje yapıyorlar ve derslerinde yardımcı oluyorlar ve bunu sırf gönüllü olarak yapıyorlar. Her yıl 50-60 tane gönüllü öğrencimiz oluyor. Bunların sayısını da artırmayı planlıyoruz. Araştırma vizyonu olan bir üniversite olduğumuzu vurgulamak isterim. Teknoparkımız yok ama OSTİM’in yeni kurulan bir teknoparkı var. Onun ortaklarındanız. Bizimle birlikte 5 tane daha Ankara’dan üniversite var.
KENDİ UÇAĞIMIZ VE HANGARIMIZ VAR
Prof. Dr. H. Yılmaz Kaptan - Rektör Yardımcısı
Atılım Üniversitesi’nin Ankara’ya verdiği çok şey var. Metal Şekillendirme Mükemmeliyet Merkezi’nin özelliği bizim sanayi kuruluşlarıyla, savunma sanayine hizmet eden bütün şirketlerle çalışmaktayız. Biz TEİ, TAI, Ereğli Demir Çelik gibi bir sürü firmayla çalışıyoruz. OSTİM’de daima bir temsilcimiz var. Çoğu üniversitede olmayan bir özelliğimiz var. Sivil Havacılık Meslek Yüksekokulu bazı üniversitelerde var ama daha etkin halde bunun amaçları doğrultusunda çalışan üniversitelerden birisiyiz. İlk defa Esenboğa’da bir hangarımız açılmıştır. Orada hem kendi uçağımız vardır. Hem de hizmet verdiğimiz Aselsan’ın bir uçağı vardır. Hangarda öğrencilerimiz hem eğitim yapmakta hem de değişik kurumlara hizmet vermektedir. Öğrencilerimizin yüzde 70’i Ankara’dan geliyor. Mühendislik Fakültesi’nde öncelikli olarak başlayacağımız daha sonra işletme ve sivil havacılık meslek yüksekokulunda müfredat değişikliğiyle sanayi üniversite işbirliğini artıracağını düşündüğümüz bir sisteme geçeceğiz. Öğrenci bir yarı yılını ve staj dönemini 6.5-7 ayını bir sektörde bizzat çalışarak geçirecek buraya hiç uğramayacak. Oradaki çalışmaları değerlendirilecek. Bu öğrencilerimizin hem daha kolay iş bulmasını hem de sanayiyi tanımasını sağlayacak. Ayrıca sanayinin üniversiteden taleplerini alabileceğiz.
KAYITLARDA YÜZDE YÜZ DOLULUK ORANI
Öğrenci sayısıyla ilgili bir sorunumuz yok. Bu sene Atılım Üniversitesi ilk kayıtlarda yüzde yüz doluluk oranını sağlamış bir üniversitedir. Karşılaştırırken önemli bir parametredir. Öğrencilerimizin sanayiyle işbirliğini artırmak en önemli görevlerimizden birisi. Ankara’ya verdiğimiz katkılardan birisi üniversitemizin akademisyen kalitesidir. Çok dile getirmiyoruz ama profesör, doçent sayısı gerçekten diğer üniversitelerin üstündedir. Bir bölüm kurulurken gerekli olan sayının çok daha üzerinde bölümlerimizde öğretim üyesi ve profesör sayısı vardır. Derslerimizde öğrencinin daha farklı hocalardan da yararlanabilmesi için örneğin güzel sanatlar ve tasarım fakültesinde bir dönemde 65 tane öğretim üyesi dışarıdan bize ders vermek için gelmektedir. Öğrencilerimizin renklenmesi için kendi hocalarımızın yanında dışarıdan hocalarımızla da çalışmaktayız. Bizim bir Lojistik bölümümüz de var. Kazan’da gişelerdeki lojistik merkezinin işletilmesi, daha büyümesi veya başka yerlere taşınması söz konusu. Oraya da çok büyük destek veriyoruz. Hem bölüm başkanımız hem de çalışan öğrencilerimiz orada hem stajlarında hem derslerinde orayla iyi bir ilişki içindeler. Hukuk Fakültesi de Türkiye’nin en iyi hukuk fakültelerinden. Ankara Hukuk Fakültesi’nin burada o katı yapısını uygulayan gerçek bir hukuk fakültesi. Çok büyük katkı veriyor. Kontenjanımız 200 civarında. Ankara esasında alıp yetiştirip gönderiyor. Bütün Ankara üniversitelerinin ortak bir noktası da var. Memur veya özel sektörde çalışanlar özlük haklarını ve kendilerini geliştirmek için doktora yapmak istiyor. Bizim de yüksek lisans doktora programlarımız var. Bu konuda da çok açığız. Değişik programlar için talep gelirse açmayı düşünüyoruz.
KENDİ ADINA TABLET, ROBOT HAYVANAT BAHÇESİ
Metal Şekillendirme Mükemmeliyet Merkezi hiçbir vakıf üniversitesinin soyunmayacağı bir olaydır. Maddi bir getiri beklentisi içinde olabiliriz ama maddi getirisinden çok bilimsel getirisi daha önemli. Türkiye’de metal şekillendirme konusunda yapılan bütün testler burada yapılabiliyor. Üretim yapılan bir yer değil araştırma-geliştirme var. Ankara’da robotik çalışmaları konusunda en önemli fakültelerden biri Atılım Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’dir. Hatta küçük de olsa bir Robot Hayvanat Bahçemiz var. Hem öğrenci hem de araştırma laboratuvarları açısından çok gelişmiş bir durumda. Üniversiteler birbirlerine katkı vermekten çok hazzetmiyorlar. Bizim laboratuvarlarımız merkezlerimiz bütün üniversitelere de açık. İşbirliği yapmak istiyoruz. Bırakın yerel yönetimleri, hükümeti, üniversitelerin kendi içinde bazı şeyleri ortak kullanması da gerekebilir. Mühendislik Fakültesi’nde üniversite adını taşıyan ilk tablet üretimi Atılım Üniversitesi’ndedir. Şu anda üretilen bir tabletimiz var. 3. nesil üretildi. 4. nesil tablet üretiliyor. Drone’ların geliştirilmesi üzerine savunma sanayiyle güzel bir proje var. Herkese açık olan
sürekli eğitim merkezimiz var. Çok kolay ulaşılabilir olarak Akay’da. Orada talep ya da bizim araştırmalarımız üzerine her konuda eğitim verebilecek düzeydeyiz. Bu da çok büyük katkı getirebilir.
ANKARA DENİLİNCE SAVUNMA SANAYİ AKLA GELMELİ
Prof. Dr. Nafiz Alemdaroğlu - Sivil Havacılık Yüksekokulu Müdürü
Ankara’yla üniversiteyi birleştirecek ortak nokta bence sanayidir. Sanayi dediğimizde de Ankara’nın ileriye çıktığı tek sanayi savunma sanayi. Bu aslında çok fazla görünürlüğü olan bir şey değil, sanki gizlenmiş bir sanayi gibi gözüküyor. Türkiye’nin çok büyük bir potansiyelidir burası. TAI, Aselsan, Roketsan, Havelsan ve Teknoparklar var. Ankara’nın tek gücü savunma sanayi. Daha yeni TAI ile British Airways’in arasında savaş uçağı tasarımı için 125 milyon dolarlık bir anlaşma yapıldı. Ankara dediğimiz zaman savunma sanayinin akla gelmesi gerekiyor. Ankara’nın en büyük sıkıntılarından birisi de işte bu kapalı kalması. Bunun çok fazla reklamını yapamadı. Bu da aslında güzel bir şey savunma sanayiinde biraz da düşük profilli olmanın çok büyük faydası var. Ne kadar yüksek profiliniz olursa o kadar görünürlüğünüz olur. O kadar görünürlüğünüzün olması dünya konjonktüründe iyi değildir. Ankara’nın bu statüsü bir şekilde korunması gereken özelliklerden birisidir. Bu kadar savunma sanayi ile ilgili çalışan kampüs var ama çok fazla bilinmiyor.
KAMUSAL AKIL STÜDYOSU PROGRAMI
Doç. Dr. Savaş Zafer Şahin - İşletme Fakültesi Dekan Yardımcısı
Adı işletme ama hem İktisadi idari bilimleri hem de işletme alanını kapsayan bir fakülteyiz. İşletme ve Girişimcilik anlamında sektöründe lider kuruluşları öğrencilerimizle buluşturuyoruz. Uluslararası ilişkiler alanında sanıyorum Ankara’da bizden başka bunu yapan yok Ankara’daki bütün büyükelçileri üniversitemizdeki uluslararası ilişkiler ve tüm öğrencilerle buluşturuyoruz. Bu çok önemli bir konu. Bütün büyükelçilikler burada ve üniversitelerin de yurtdışına açılan bir kapısı konumundalar. Bir üniversitenin onlarla iletişim kurması önemli. Rusya Büyükelçisi Sayın Karlov bizim üniversitemizin akademik yıl açılışına rektörümüzün davetiyle konuşma yapmak üzere gelmişti. Arkasından da ne yazık ki menfur bir suikasta kurban gitti. Kamu kurumlarıyla ilgili siyaset ve kamu yönetimi bölümüyle önemli bir program yürütüyoruz. Türkiye’de bizden başka üniversitede bulunmayan kamusal akıl stüdyosu programımız var. Her yıl üç ayrı kamu kurumuyla analiz ve proje geliştirme için Ankara’da işbirliği yapıyoruz. Bu bir yerel yönetim artı meslek kuruluşu artı merkezi hükümet kuruluşu oluyor. Örneğin bu sene benim öğrencilerim Etimesgut Belediyesi, TMMOB ve Kalkınma Bakanlığı’nı kurumsal olarak analiz ediyorlar. Sonra da bu analiz sonuçlarından yararlanarak bu kurumlar için proje ve fikirleri geliştirmeye çalışıyorlar.
İŞ YAPIŞA DAHİL GÜÇLÜ BİR GÖSTERGE
Üniversitenin lisanstaki öğrencileri iş yapış biçimine dâhil etmesi Atılım Üniversitesi’nin güçlü yanlarından bir tanesi. Lisans araştırma projeleri çevre, kadın, hukuk gibi sosyal bilimler alanında. Bu projeleri yapan hocalarımız da bire bir Ankara’da saha çalışmaları yapıyorlar. Biz Gölbaşı’na bağlı olduğumuz için defalarca Gölbaşı Belediyesi’n gittik ve analiz ettik. Ne gibi projeler yapabiliriz, İşletme Fakültesi olarak araştırdık. Biz onlara sunduk. Lisans araştırma projeler şenliğine geldiler çok beğendiklerini söylediler. Yerel yönetimlerin şöyle bir sorunu var. Sadece beğeniyorlar. Sonrasında ne yazık ki işi birlikte kotarmaya geldiği zaman ellerinde büyük kaynaklar olmasına rağmen kaynağımız yok diyorlar başka yerlere birlikte başvuralım şeklinde bir yaklaşımları var. Bütün yerel yönetimlerin bütçesinde yüzde 0.5 gibi bir ARGE payı ayırmaları konulabilse çok büyük kaynak ortaya çıkar.
YÖK MERKEZİ DİĞERLERİNE ÖRNEK GÖSTERDİ
Uluslararası Ticaret ve Lojistik bölümümüz Kazan’daki lojistik üssüyle çok iyi bir işbirliği içinde. Öğrencilerimiz orada eğitim alıyor. Her yıl büyük bir etkinlik uluslararası olarak yapılıyor. Lojistik sistemi ve Ankara’daki sistematiği değerlendiriliyor. Ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın Türkiye’deki tüm taşımacılık ve nakliyecilik sektörü bizim hocalarımız eliyle analiz ediliyor. Bu biraz da bakanlığın ön görüsüyle gerçekleşen bir şey. Bizi de yeterli kapasiteye sahip olan bir üniversite olarak görmüşler. Türkiye’de bütün hukuk fakültelerinde kitapları okutulan duayen hocalarımız bizim burada. Örneğin Metin Günday hocamız, Namık Çağan gibi hem siyasetin hem hukukun önemli isimleri hocamız. Bir yandan da genç kadromuz hukukla ilgili toplumsal konularda iyi işler yapıyorlar. En önemlilerinden biri Kadın Sorunları Araştırma Merkezi gurur verici bir şey. YÖK, Atılım Üniversitesi’nin bu merkezini diğer üniversitelere örnek gösterdi.
Atılım Üniversitesi’nin sosyal sorumluluk projeleri sorumlusuyum. Ankara içinde huzurevi gibi farklı yerlerde sosyal sorumluluk projesi yürütülmesini öğrencilerle yapıyoruz. Bir de popüler bilim dersimiz var. Herkes bilimsel düşünme nedir bilmeli.
Bir eğlenceli bilim merkezimiz var. TÜBİTAK Projesi ile kuruldu. Tamamlayıcı eğitim yapıyoruz. Türkiye Bilim Merkezleri platformu üyesiyiz. Belediyelerle ilgili bir çalışma olmuştu. Büyükşehir, Mamak ve Gölbaşı belediyelerinden işbirliği talepleri gelmişti. Türkiye’de 30 tane bilim merkezi var. Hükümet de destekliyor belediyeler de kuruyor. Ama ne üreteceğini kimse bilmiyor. Birileri köşe başlarını tutmuş. Aynı zamanda endüstri ürünleri tasarım bölümündeyim. Bilimsel oyuncak tasarımı dersi açtık. Çocuklara bilim merkezlerini sergi açma teknikleri öğretiyoruz. Belediyelerde hiçbir yerde iş bulamamış adamı bilim merkezinde görevlendiriyorlar. Polatlı Bilim Merkezi var mesela. Orası kuruldu çocuklar geliyor hocam biz burada ne yapacağız diyor. İşletme mezunu lise mezunu kişiler.
BİLİMDE TAMAMLAYICI EĞİTİM YAPIYORUZ
Onlara destek verebilecek bir ekibimiz var. Ankara’da gönüllü eğitim çalışması yapıyoruz. Etrafımızdaki köy okullarından çocuklar geliyorlar. Onlardan ücret almıyoruz. Para verebilecek olanlardan cüzi bir ücret alırken sınıf olarak geliyorlar tamamlayıcı eğitim yaptırıyoruz. Anaokulu, ilkokul ve ortaokulda yararlı olduk. Üniversitemizi birçok insan eğlenceli bilim merkezi ile de tanıyor. Bir sürü öğrencimiz var. Üniversitelerin ürettiği bilgilerin, içinde bulunduğu kentin toplumsal yaşamına katılmasının biraz profesyonel engelleri olabiliyor. Teknik bir ara yüze ihtiyaç var. Ara yüzde eğlenceli bilim merkezi bu işlevi yerine getiriyor. Bir de eğlenceli bilim dergimiz var. Dünyada bu kalitede böyle bir dergi yok. Dergimiz Milli Eğitim Bakanlığı’nın Fatih sisteminde en son 300 bin defa okundu. Tüm Türkiye’de okunuyor. Tüm hocalarımızın katkılarıyla çok güncel ve bilimsel yazılar var. Bir de iniversite ile halk arasında bir ara yüze ihtiyaç var. Bu halkı da temsil eden belediyeler. Önce sizi bir adam yerine koyup bunlar doğru söylüyorlar diyecekler. Ne demek istediğinizi anlayacaklar. Biz buna Ayşe Teyze’ye anlatma diyoruz, bir ara yüze ihtiyaç da var.
Otomotiv, makine imalat ve ev eşyaları gibi birçok sanayi alanında metal şekillendirme işlemleri kullanılıyor. Arabanızın kaportası, motorun içindeki krank şaft ve diğer elemanlara şekillendirme işlemleri ile imal ediliyor. Onun için bu konuda ülkemizde de imalat sanayi çok hızlı gelişen bir sanayi dalı. 2016 rakamları çıkmadığı için, 2015 rakamlarında Türkiye’nin toplam ihracatı 145 milyar dolardı. Bunun yaklaşık 110 milyar doları imalat sanayi ihracatı. Bunun içinde de metal şekillendirme çok büyük bir yer tutuyor. Bu alanda da çok büyük firmalarımız var. 2007 yılında bu boşluk görüldüğü için Kalkınma Bakanlığı’na bir proje sunuldu ilk defa kabul edildi 2008’de uygulamaya geçildi. Üniversitemiz merkez binasını iki yıl içinde inşa etti. Bu arada proje kapsamında makine teçhizat gelmeye başladı. Kalkınma Bakanlığı makine teçhizat olarak burada altyapıyı destekliyor. Personel ve diğer alt yapı üniversiteden destekleniyor. Bu şekilde başladı. İlk projemiz 2011 yılında başarıyla tamamlandığı için bir sonraki başvurumuz da 2012 yılında bakanlık tarafından olumlu karşılandı. 2014’te yaptığımız yeni bir başvuruyla 3. Faz dediğimiz kısım da kabul edildi. 2017 yılında başlamış oldu. Kalkınma Bakanlığı’nın kurduğu ve desteklediği çok az sayıda başarılı merkezlerden bir tanesiyiz. Onların şu ana kadar 100’ün üzerinde destek verdiği merkez var bunların arasında 20 tanesi aktif çalışır durumda biz de bunların arasında ön sıradayız.
TÜRKİYE’DE OLMAYAN CİHAZLAR
Sanayimize katkımız şöyle; özellikle otomotiv, makine imalat, savunma sanayi başta olka üzere büyük küçük firmalara çok sayıda proje yaptık. Şu ana kadar 33’ü tamamlandı 12 proje devam ediyor. Başvuru yaptığımız başka projelerimiz de var. Özellikle Ankara’ya bakarsak savunma sanayi tabi ki ağırlıklı. Sanayiyi şöyle ayırdığımızda Marmara’ya baktığımızda daha çok otomotiv ve makine imalat sanayi ağırlıklı. Kalite açısından da daha düşük. Ankara’daki sanayimiz daha yüksek teknoloji ve daha ileri teknolojik kaliteli firmalardan oluşmakta. Bu çok önemli. Katma değeri yüksek ürünler üretmekteler. Son iki yılda savunma sanayiine daha çok yöneldik ve merkezimizde bakanlığın desteğiyle alınan cihazlar Türkiye’nin hiçbir yerinde olmayan ve özelliği olan ve sanayi dallarına hizmet veren cihazlardan seçilmiştir. Personel de çok önemli. Buradaki gerek öğretim üyeleri gerek bizimle çalışan araştırma mühendisleri son yıllarda kendi mezunlarımız arasından ağırlıklı olmak üzere yetiştirildi.
BİZ OLMASAYDIK YURTDIŞINDAN ALACAKLARDI
Projeleri biten arkadaşlarımız sanayi kuruluşları tarafından açıkçası kapışılıyor. Bizim de aleyhimize ama oluyor. Bu yüzden yenilerini yetiştirmek durumundayız. Öğretim üyelerimiz de dışarıdan çok cazip teklifler alabiliyor. Büyük bir rekabet ortamında çalışıyoruz. Önemli bir işlev sürdürüyoruz. Türkiye’nin tek merkeziyiz. Kalkınma Bakanlığı bir alanda bir tek merkezi destekliyor. Ankara’daki bütün savunma sanayi firmalarına Aselsan, Roketsan, TAI, Havelsan, TEI, Makina Kimya gibi çok sayıda firmamıza destek vermekteyiz. Bursa bölgesindeki otomotiv firmalarına yoğun hizmet ermekteyiz. İstanbul Gebze bölgesindeki firmalara hizmet vermekteyiz. Yaptığımız hizmetlerin çoğunu firmalar başka yerlerden alamıyor. Biz olmasaydık bunu yurtdışından alacaklardı. Onun için kritik ve stratejik bir öneme sahip olduğumuzu düşünüyoruz.
Mimarlık Bölümü özelinde Ankara üzerine çalışıyoruz. Projelerimiz, araştırmalarımız üretilen yayınlar Ankara üzerine. Üniversitenin araştırma eğitim ve bilgiyi toplumla paylaşma işlevini çok önemsiyoruz. Atılım Üniversitesi’nin bu misyonuna katkıda bulunmak üzere yaptığımız projeleri biz de saklı kalmasın, halkla ve kentle de paylaşalım diyoruz. Çok güzel de çalışmalar yaptık. Örneğin Mamak gecekondu bölgesinde, gecekonduya alternatif bir konut projesi ürettik. Bu proje bizde gizli kalmasın dedik oradaki halkla paylaşmak için Ankara’da ilk yapılan bir şey olarak projeler orada bir açık hava sinemasında sergilendi. Hukukçular, meslek odaları ve farklı platformdan kişilerle orada tartıştık. Ankara’nın kırsal ilçelerine de eğilmek adına Haymana için bir proje yaptık ve bir üst adım olarak orada yarışmaya çıkardık. Bizim beğendiğimiz proje halk tarafından takdir ediliyor mu diye merak ettik, sandıklar kurduk, çocuklar projelerini anlattılar çok keyifli oldu. Bu süreçte üniversite çok ciddi destek verdi. Kaynak ayırdılar ve birincilik, ikincilik üçüncülük ödülleri belirledik. Mimarlar Odası kitap desteği verdi. Örneğin ikinci sınıflarla Çayyolu’nda höyük yakınında yapılan projeyi orada Çayyolu Semt Temsilciliği’nde tartışmaya açtık. Halk da geldi bize destek verdi. Beypazarı’nda yapılan projeler oradaki festivalde sergilendi. Mimarlığa, kente, Ankara’ya dair bizim ürettiğimiz ama kentlinin paylaşmasını istediğimiz konular gerçekten amacını buldu. Farkında olduklarını söylediler.
RANTI ÇOK DİKKATE ALMIYORUZ
Pazar yeri projeleri yaptık. Bütün pazar yerleri olağan günlerinin dışında atıl durumda, otopark olarak kullanılıyor. Haftanın 5 günü nasıl kullanırız diye öğrencilerimize proje yaptırdığımızda çok keyifli projeler, sonuçlar çıktı. Çankaya Belediye Başkanı’nı çağırdık, sağolsun kırmadı geldi burada bir konuşma yaptı. Ama bizim projelerimiz orada kaldı. Belediyelerin ara birimleri, yöneticiler buralara geldiler, katkıda bulundular ama hep beğendiler. Bunlar uygulanabilecek projeler ama biz rantı çok dikkate almıyoruz. Bizim projelerimiz rant kazandıran projeler değil o yüzden sadece beğeniyorlar. Örneğin Yenimahalle Belediyesi’nde iki tane park tasarımı yaptık. Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nden geldiler, orada sergiledik öğrencilerimize ödüller verdiler, elinize sağlık dediler alkışlayıp gittiler. Bu projeler kesinlikle uygulanabilir. O bölgenin mevcut bilgilerini coğrafi koşullarını ya da çevre verilerini dikkate alan projelerdir. İki tane önemli sergi yaptık. 2013-2014 yıllarında. Biri Cepa’da birini de Kentpark’ta yaptık. Öğrenci ve vatandaşlar arasındaki ilişkiyi görmek için ben biraz daha dışarıda kalarak gözlem yaptım şöyle bir şey çıktı; ‘Atılım Üniversitesi’ni hiç tanımıyoruz.’ ‘Mimarlık açısından bunları yapan bir üniversite mi varmış’ denildi. Bana üç üniversite öğrencisi geldi hocam biz burayı bu projeler sayesinde tanımıştık ve tercih ettik dediler. Fakültemizin bütün 5 bölümünün etkinliklerini Cepa’da bir hafta sergiledik. Grafik bölümü workshop yaptı, moda bölümü küçük bir defile yaptı, iç mimarlık bölümü projeler sergiledi. Atılım Üniversitesi ve kent etkileşimine çok ciddi katkıları oldu. Biz varız bu süreçte, olacağız da.
AVM’LERE ELEŞTİREL YAKLAŞIM
TÜBİTAK, Vehbi Koç Araştırma Merkezi (VEKAM) projemiz vardı, çocuk oyun alanlarının dönüşümüne ilişkin çok başarılı bulunmuştu. Ankara’daki AVM’lere ilişkin biraz eleştirel yaklaşımla başlattığımız bir projeydi. VEKAM Projesi büyüdü Vehbi Koç Araştırma Merkezi’nin desteğini alırsak çok iyi bir sonuç çıkacaktır. Zafer Meydanı ve Atatürk Bulvarı’nın değişimiyle ilgili orada bir proje yaptık. Bu projelerin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Çocukla Mimarlık çalışmasından bahsetmek istiyorum. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Mimarlar Odası işbirliğiyle bizim öğrencilerimizin çocuklara yaratıcılık, mimarlık, kent ve kentliye dair çalışmaların yaptırıldığı çalışmalar çok ses getiriyor. Biz Ankara kentinin mevcut potansiyel sorunlarına odaklanacak çalışmalara imza atıp bu çalışmaları keşke uygulama olanağı olabilse. Bu çalışmaları yapıp kente anlatmaktan yanayız. Ankara kentinin vizyonuna dair kültür ve sanat vizyonlarını destekleyerek kültür sanat kenti olmasını da istiyoruz. Öğrencilerimizin en büyük problemlerinden birisi kültür sanat mekânları bulmakta zorlanıyorlar. Buldukları zaman da değişen toplumsal koşullar öğrencilerin profillerine farklı yansıyor, ne kadar etkin kullanabiliyorlar diye diyalektik bir karşılaştırma yapmak gerekiyor. Cumhuriyet’in mekânsal değerlerinin, kültürel mirasının yok edilmeye çalışıldığını görüyor ve yaşıyoruz. Bunu gündeme getirme ve ne kadar mücadele edebiliriz konusunda da uygulama anlamında çok başarılı olamadık. En azından kamuoyu yaratılması adına yaptığımız projeleri önemsiyoruz. Tek temennimiz yerel yönetimler adı her ne ise bu süreç içerisinde kim varsa keşke ‘bu proje olmasa da revize edilebilir uygulanabilir projeler’ deseler. Mimarlar Odası olarak da Ankara’daki tüm vakıf ve devlet üniversitelerin mimarlık bölümleri ile bir araya gelebilme süreci başlattık. Atılım Üniversitesi olarak da öğrencilerimize teorik anlamda mesleki anlamda doğru olanı göstermeye çalışıyoruz. Gerek merkezi hükümetin gerek yerel yönetimlerin kendi eleştirileri çok zaman önce başladı. En azından mimarlık bölümleri için burada bizim öğrencilere söylediğimiz şudur aman bir şeyi eleştirmek için eleştirmeyin. Altını doldurmadığınız bir şeyle karşı çıkarsanız bir sıfır yenik başlarsınız deriz.
KONTENJANI TAM DOLDURAN EN BÜYÜK VAKIF ÜNİVERSİTESİYİZ
M.Hasan Atasoy - İletişim Stratejileri ve İş Geliştirme Müdürlüğü
Üniversitenin görevlerine bakınca genelde okuma, araştırma, yol gösterme olarak tanımlanıyor. Uluslararası sıralamalarda da bunlara bakıyorlar, gün geçtikçe bunlara daha fazla yönelir oldular. Eskiden bu sıralamalar sadece araştırma odaklıydı. Geçtiğimiz yıl dünyada ilk 500’e girdiğimiz Times Higher Education (THE) sıralamasında dünyada 30 binden fazla üniversite var. Bu sıralama araştırmaya, eğitime, uluslararasılaşmaya ve sanayi işbirliğini dikkate alan göstergelerin toplamından oluşuyor. 4 konuda da başarılı olduğumuz için bu konuda da Türkiye’de 4. üniversite olduk. Türkiye’deki öğrenci dağılımında vakıf üniversiteleri içerisinde yüzde yüz kontenjanını dolduran en büyük vakıf üniversitesi olduk. Sanayi işbirliğiyle ilgili girişimci ve yenilikçi bakış açımız sayesinde sürekli ilk 20 içinde yer alan üniversiteyiz. Devlet ve vakıfları içeren yirmi içerisinde yer alıyoruz. Bunu yaparken arkamızda bir sanayi holdingi, bir toplumsal dernek olmadan buralara geldik. Bunlar bizim kapı kapı gezip insanları bulup kendimizi anlatıp elde ettiğimiz başarılar. Öğrenci yapısı olarak bizim ilk kurulduğumuzda Ankara içi ve dışı yüzde 50-50’ydi.
PİLOTAJDA TEK ÖĞRENCİ ALAN BİZİZ
Şu an yüzde 70’lerin üzerine çıktı. Ankara’nın ağırlığı gittikçe arttı. Bunda tabi her 2007 yılında her ildeki tüm üniversitelerin tamamlanması 81 ilde üniversite olması etkili oldu. Bunun dışında da 2010’dan sonra büyük bazı illerde vakıf üniversitelerinin de açılması etken oldu. Ankara aslında eğitim turizminden de kazanan bir yer ama bu biraz dönüştü. Devlet üniversitelerinde bu oran üçte bir iken bu bile Ankara’nın üzerine yoğunlaştı. 15 Temmuz sonrası insanlar çocuklarını şehrin dışına göndermekten çekinir oldu. Bu sene daha radikal bir adım oldu 2-3 puan daha Ankaralı payı arttı. Bunun dışında uluslararası bir üniversiteyiz. 40 lisans bölümünde 28’inin eğitim dili İngilizce. Bu sayede 52 farklı ülkeden öğrenci alıyoruz. Pilotaj eğitiminde öğrenci alan Ankara’daki tek üniversiteyiz. Anadolu, THK ve Okan alıyordu. THK bu sene alamadı. Bu alanda Ankara’yı temsil eden tek üniversiteyiz. Enerji, bilişim, yazılım, malzeme metalürji, imalat mühendisliği gibi çoğu üniversitede olmayan bölümlere sahibiz. Bunlar da hem Türkiye’nin hem de Ankara’nın ihtiyacı olan bölümler. Vizyonumuz dünyada ve Türkiye’de iyi bir üniversite olmak. Bu çerçevede attığımız her adımda bulunduğumuz şehre katkı sağlama adına karşılığını buluyor.
ATILIM ANKARA İÇİN BÜYÜK MARKA
Eftal Erel - Kurumsal İletişim ve Tanıtım Müdürlüğü
4- 5 yıl kadar önce üniversiteyi stant ortamında tanıtmak amacıyla gittiğimiz fuarlarda Atılım Üniversitesi’nin adının üzerine Ankara yazıyorduk. Ankara’da tanınmıyor, Türkiye’de de tanınmıyordu. Son 5-6 yıldır Atılım Üniversitesi ciddi aşamalar kat etti. Atılım Üniversitesi Ankara için marka değeri taşıyan büyük bir firma. Rektör hocamızın da dediği gibi İstanbullu bir müteşebbis Ankara’ya geliyor, arkasında bir vakıf, holding olmadan 20 yıldır öğrenci geliriyle iftihar edilecek sıralamalara getiriyor. Baktığınız zaman laboratuvar ve fiziki koşullarıyla ben diğerlerinden farklıyım hatta ben Türkiye’nin sanayisi için bir şeyler düşünüyorum şu şu bölümler de kimsede yok diyebiliyor. Atılım Üniversitesi bir proje bunun unutulmaması lazım.
GÖRME ENGELLİLER İÇİN ALIŞVERİŞ PROJESİ
Ya da açtıkları bitirme projeleri sergilerine teknik projeler ile katılabiliyoruz. Sağlık sektöründe de varız. Şu anda iki tane Hacettepe Tıp ve Gazi Tıp fakülteleri ile tamamlanmış projelerimiz var. Şu anda beyin ameliyatında kullanılan bir cihaz geliştirdik. Kamu kuruluşları da yaygın olduğu için zaman zaman bizden eğitim taleplerinde bulunuyorlar. Bilgi ve İletişim Teknolojileri (BTK) gibi kurumlarda teknik eğitimler veriyoruz. AVM’lerin bu kadar çok olması da bize bu alanda araştırma yaratabiliyor. Bir geliştirdiğimiz projede de görme engellilerin tek başına alışveriş yapabilmesine yönelik bir sistem geliştirdik. Eğitim ve kamu kuruluşlarının yararına öncelik veren yazılım yarışmalarımız var, bu sene dördüncüsü yapılıyor. Ortaöğretim kurumlarına yönelik yarışmalar var. Mühendislik fakültesi olarak hem sanayiyle hem de ortaöğretim kurumlarıyla sosyal sorumluluk projeleriyle Ankara’nın gelişimine destek vermeye çalışıyoruz.
ANKARA’NIN MERKEZ OLMASI BÜYÜK FIRSAT
Prof. Dr. N. Belgin Elbir - Fen-Edebiyat Fakültesi
Ankara’da bir üniversite olmak Atılım ve Ankara’daki tüm üniversiteler için bir ayrıcalık ve fırsat. Aynı zamanda büyük bir sorumluluk. Ankara’nın bir takım seçkin özellikleri var. Savunma sanayinin merkezi olması, eğitim, sanat, edebiyat, kültür etkinliklerinin de merkezi olması bir başka seçkin özellik. En büyük seçkin özelliği Başkent olduğu için devlet dairelerinin merkezi olması, hükümetin merkezi olması, devlet kurumlarının burada bulunması ve üniversitelerin bunlarla ilişki kurma fırsatı var. Atılım Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi eğitim araştırma topluma katkı hizmetlerini üniversitenin vizyonu ve misyonu kapsamında yürütmektedir. Fakültemiz hem fen hem edebiyat geniş bir alana hitap ediyor. Psikoloji, Mütercim Tercümanlık, İngiliz Dili ve Edebiyatı bir de matematik olmak üzere 4 bölümümüz var. Diploma programı olmayan başka bölümlerimiz de var. Sanayi etkinliklerinde özellikle matematik bölümümüzün TÜBİTAK projeleriyle ve sözü edilen kuruluşlarla yaptığı projelerimiz var. Bu projelerin bir kısmı sanayi üniversite işbirliğine katkıda bulunacak projeler. Kültür edebiyat etkinliklerine baktığımızda her ne kadar 1980’den sonra bu etkinlikler yoğunluğunu yitirmiş olsa da Ankara birçok kültür sanat etkinliğiyle özdeşleşmiş ve anılır durumda.
ANKARA ÖYKÜ GÜNLERİ DÜZENLİYORUZ
Örneğin Ankara öykü günleri, Ankara’nın başlattığı bir etkinliktir. İki sene önce İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümümüzün girişimleriyle Atılım Üniversitemiz bu etkinliğe ev sahipliği yaptı. İngiliz Dili ve Edebiyatı ile Mütercim Tercümanlık bölümlerimizin düzenledikleri sempozyum ve konferans gibi etkinlikler de Ankara’mızın kültür edebiyat yönüne katkı yapıyor. Mütercim Tercümanlık bölümümüz Ankara’nın Dışişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Avrupa Birliği Bakanlığı ile de ilişkili olarak etkinliklerde bulunuyor. Zaten Mütercim Tercümanlık bölümlerinin açılması Avrupa Birliği projesi içinde yer alan projedir. Mütercim Tercümanlık bölümümüz bakanlıklara verdiğimiz hizmet çerçevesinde İçişleri Bakanlığı’na eğitim verdi. Psikoloji bölümümüzün Sağlık, Aile ve Sosyal Politikalar bakanlıklarıyla işbirliği ilişkisi var. Burada düzenlenen etkinliklere, seminerlere, akademisyenleriyle katılıyor destek veriyor ayrıca bilgi birikimini de paylaşıyor. Matematik bölümümüzün birkaç yıldır fizik ve kimya bölümleriyle ortak olarak gerçekleştirdiği Ankara içindeki liseler ve ortaöğretim kurumlarıyla birlikte düzenlediği yarışmalar var. Bunlar MEB ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğiyle yapılan bütün ortaöğretim kurumlarının davet edildiği, yarıştığı öğrenciler ve öğretmenler için son derece yararlı etkinlikler. Fakültemizin de önemli katkısı var. Sosyal sorumluluk projelerine hem psikoloji hem de mütercim tercümanlık bölümleri etkin olarak katılıyor. Lisans araştırma programlarına, 50 iz bırakan öğrenci programlarına da fakültemizin katkısı Ankara ile olan ilişkilerimiz bağlamında değerlendirilebilir. Bu programlar sanayi işbirliğine de katkıda bulunan programlar. Özellikle iz bırakan öğrencilerimizin değerlendirilmesinde sosyal sorumluluk projelerine yaptıkları katkılar da çok fazla.
RAKAMLARLA ATILIM ÜNİVERSİTESİ
Toplam öğrenci sayısı 11 bin. 14 bin mezun. 589 akademik personel.42 programın 30’unda eğitim dili İngilizce. Kuruluşundan bugüne kadar toplam 24 bin 861 öğrenciye burs. 2015–2016 yılında lisans öğrenimi yapmakta olan 4 bin 645 öğrenciye burs. Üniversite tarafından verilen bursların toplam tutarı 113 milyon 136 bin 799 dolar. THE 200Under50 Sıralaması 2017 verilerine göre Türkiye’dekien iyi üniversiteler arasında ilk 4’te. The Asia sıralamasına göre Asya’daki en iyi üniversiteler arasında 64, Türkiye’de 5. Sırada.
ATILIM’DA GENİŞ KATILIM
Hürriyet Ankara- Atılım Üniversitesi Ankademi buluşmasına Atılım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Yıldırım Üçtuğ ile birlikte Mimarlık Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Emel Akın, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasan U. Akay, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. H. Yılmaz Kaptan, Sivil Havacılık Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Nafiz Alemdaroğlu, İşletme Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Savaş Zafer Şahin, Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Hacer Erar, Metal Şekillendirme ve Mükemmeliyet Merkezi Başkanı Prof. Dr. Bilgin Kaftanoğlu, İletişim Stratejileri ve İş Geliştirme Müdürü M.Hasan Atasoy, Kurumsal İletişim ve Tanıtım Müdürü Eftal Erel, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Elif Uray Aydın, Fen-Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. N. Belgin Elbir katıldı.