Güncelleme Tarihi:
Dün, basın mensuplarıyla bir kahvaltı programında bir araya gelen Yılmaz, ‘Türkiye’nin bir tarım haritası olması gerektiği’ görüşüne vurgu yaptığı konuşmasında özetle şunları söyledi:
KIRSAL KALKINMANIN TEMELİ KOOPERATİFÇİLİKTİR
“Küçük üreticileri koruyucu bir yaklaşım içerisinde tarımsal üretim artırılmalıdır. Uygulanan ‘kent tarımı’ gibi projeler ile yerinde üretim ve tüketim desteklenirken, kentlerin dışında kalan köylü ve çiftçiyi de maliyetlere ezdirmemek gerekmektedir. Maalesef Türkiye dünyanın en pahalı soğanını, etini, sütünü tüketir hale geldi. Bunu aşmak için bir tarım haritası ve tarımsal kalkınma planı hazırlanmalıdır. Biz de 81 ilde bu harita ve planların hazırlanması noktasında kent konseylerinde biriken deneyimi, tüm bilgi ve birikimimizi sahaya yansıtmak istiyoruz. Kırsal kalkınmanın temeli kooperatifçiliktir. Bu sebeple kırsalda çiftçi örgütlenmelerini artırarak küçük ve orta boy aile işletmelerinin sistem dışına çıkarılması önlenmelidir.
Türkiye’de 24 milyon hektar alan ekilebilir tarım arazisi olup, bunun da ekonomik olarak sulanabilir miktarı 8.5 milyon hektar olarak belirlenmiş durumda. Ülkemizde halen, ekonomik olarak sulanabilecek 8.5 milyon hektar tarım alanının yaklaşık yüzde 81.9’u sulanabilmektedir. DSİ Genel Müdürlüğü; kuruluşundan günümüze kadar 8.5 milyon hektar tarım sahasının yaklaşık yüzde 54.9’unu suya kavuşturmuştur. 2022 yılı sonu itibarıyla ülkemizde sulamaya açılan alan, diğer kurumlarca sulamaya açılan alanlarla birlikte toplam 6.96 milyon hektara ulaşmıştır. Beslenme ihtiyacının karşılanması, sanayinin ihtiyacı olan zirai ürünlerin dengeli ve sürekli üretilebilmesi, tarım kesiminde çalışan nüfusun işsizlik probleminin çözülmesi ve hayat standardının yükseltilmesi için kalan 1.54 milyon hektar alanın da sulanması ve bunun için gereken sulama tesislerinin bir an önce inşa edilmesi özel bir önem taşımaktadır.”
ANKARA’DAKİ TEKNOLOJİ FİRMALARINA ‘TARIMA DAYALI İHTİSAS OSB’ ÇAĞRISI
TKKB ve AKK Başkanı Halil İbrahim, ‘Tarım Arazilerinin Kullanımının Etkinleştirilmesi (TAKE)’ adlı proje ile atıl tarım arazilerinin kullanımının planlanması gerektiğine de değindi. Yılmaz, başkent Ankara’da tarım konusunda atılabilecek adıma yönelik, “Teknolojinin ve bilimin başkenti olan Ankara’da, teknoloji firmaları hem savunma sanayisinde hem de sağlık sektöründe başarılı, örnek uygulamalar sergilemektedirler. Ankara’daki teknoloji firmaları, yeteneklerini akıllı tarım uygulamalarına da aktarabilirler. Atıl tarım alanlarında Tarıma Dayalı İhtisas OSB’leri kurulabilir. Hem üretim hem de istihdam artışı sağlanabilir” ifadelerini kullandı.