Güncelleme Tarihi:
Çok yönlü sanatçı olan iç mimar, yönetmen, grafiker ve ressam Genco Demirer, şu sıralar Başkent’te ENBE Orkestrası’nın “Beyaz Geceler” isimli projesinin müzikal konseptini hazırlıyor. 25 Eylül’e kadar sürecek olan konserler kapsamında ENBE orkestrası her hafta bir sanatçıyı ağırlarken, biz de Genco Demirer’le sanat üzerine konuştuk:
ANKARA SORDURTMALI
“Üniversite yıllarımda Ankara eğlence hayatı çok renkliydi. 2000’li yıllara kadar insanlar İstanbuldan buraya eğlenmeye gelirlerdi. O sıralarda, bu şehirde sanat adına çok farklı bir enerji yakalamıştım. Ankara benim için hep ilgi çekici ve odak noktasıydı. Ancak, Şimdi biraz pasifize olmuş bir şehir görüyorum, bunun canlanması gerekiyor. Ankara’da sanat hayatı biraz durgunlaştı. Çok başarılı sinemacıları çıkarmış, sanat hayatını koordine eden bir kent olarak pasif kalmasına anlam veremiyorum. Modern sanat müzesi ve fotoğraf sergisi yok, film festivali bir tane. Sokaklara daha fazla kavramsal sanat ürünü lazım. Bunlarda insanlara bu nedir sorusunu sordurtmalı. Yoksa burası yaşanabilirliği çok yüksek bir şehir, tek derdi ne sorusunu sordurtamıyor. Bu yüzden kente aidiyet duygusu azalıyor.
ENERJİSİNİ GERİ KAZANMALI
Dev gibi bir Ankara var, İstanbul oyuncu piyasanın çoğunluğu Ankaralılardan oluşuyor, ancak yeteri kadar sanat sahnesi yok. Dolayısıyla Ankaralı oyuncuların, oyunlarını sergileyecekleri yerler yok. Ankara’nın tüketicisiyle buluşması lazım. Okumuşluk ve şehre adapte oranı çok yüksek bir şehiri tekrar enerjik hale getirilmeliyiz.
POTANSİYEL ÇOK BÜYÜK
Ankaralı kentine çok hakimdir. Özellikle genele hitap eden sanatsal ürünler geldiği zaman, Ankara tükettimi çok yüksek seviyeye ulaşır. Türk tiyatro tarihinin ilk 100 oyununun yarısı Ankara tiyatrosunda çekildi. Halen kapalı gişe oynayan oyunların çoğu Ankara’da, bileti bitirenler de Ankaralı. Opera biletlerini sabah kadar bekleyip bitiren yine Ankaralı. Böyle bir sanatsal tüketim gücü varken kavramsal tiyatro gücünün arttırılarak, alternatif tiyatro grupları üretilmesi lazım. Ankara da yazılmış oyunlar dünyaya sunulmalı, çalışmalar somut değil soyut olmalı. Yapılmazsa zararı Ankara kültürüne olur.”