Güncelleme Tarihi:
Ankara’daki tarih kokan evinin her köşesinde o dönemlerden kalan ayrıntılara yer veren Destine Bükey, anne ve babasından o dönemlerle ilgili daha fazla bilgi almadığı için pişman olduğunu belirtti. Bükey, “İnsan bazı şeyleri geç anlıyor. Şimdi o dönemleri ancak kitaplardan okuyarak öğrenebiliyorum. Şimdiki aklım olsa daha çok soru sorardım” dedi. İstanbul’da 1930 yılında doğan Bükey, asıl mesleği arzuhalcilik olan Halil Hamid Paşa’nın, güzel yazısının dikkati çekmesiyle Babıali’ye (sadrazamlık binası) çağrıldığını anlatarak, şöyle devam etti:
DİLEKÇEDEKİ YAZI DİKKAT ÇEKTİ
“Halil Hamid Paşa 7’nci dedem oluyor. 1770’li yıllarda 1. Abdulhamid’in sadrazamlığını yapmış. O mertebeye gelme hikayesi de oldukça ilginç. Isparta’da doğan Halil Hamid Paşa’yı babası İstanbul’a götürüyor. Kendisi orada arzuhal yazıyor. Çok da güzel bir yazısı var. Bir gün birisi Babıali’ye göndermek için bir dilekçe yazdırıyor ve borcunu soruyor. Halil Hamid Paşa, para almıyor ve ‘dilekçeniz kabul görürse o zaman ödeşiriz’ diyor. Babıali’de dilekçedeki yazıyı çok beğeniyorlar ve Halil Hadmid’i çağırıyorlar. Halil Hamid Paşa böylece Babıali’ye giriyor ve sadrazamlığa kadar yükseliyor.”
PADİŞAH AĞLAMIŞ
Halil Hamid Paşa’nın çok aydın ve yenilikçi bir sadrazam olduğunu kaydeden Bükey, “Bir takım yenilikler getiriyor, ancak bundan rahatsız olanlar, ‘senin yerini almak istiyor’ diyerek fitne ile padişaha şikayet ediyorlar. 1. Abdülhamid de kafasını kestiriyor. Tarih der ki, 1. Abdülhamid bir karısı öldüğünde, bir de Halil Hamid Paşa’nın kafasını kestirdiğinde ağlamış. Sonradan yazık ettiğini düşünerek çok üzülmüş” dedi.
DEVŞİRME OLMAYAN TEK PAŞA
Halil Hamid Paşa hakkında tez hazırlayan Fransız bir öğrencinin Ankara’ya kadar gelerek kendisinden bilgi aldığını ifade eden Bükey, “Bu öğrenci benim adresimi Fransa’da karşılaştığı Kemal Derviş’ten almış. Arapça öğrenmiş. O dönemden kalan fermanları bile okudu. Ona bu kadar paşa arasında neden benimkini seçtiğini sordum. Bana konuyla ilgili çok yoğun bir araştırma yaptığını ve Osmanlı tarihinde devşirme olmayan tek paşanın Halil Hamid Paşa olduğunu söyledi. Bu ayrıntıyı öğrendiğimde çok şaşırdım” diye konuştu. Babası İlhami Mashar’ın, o dönemlerden çok bahsetmediğini, kendisinin de çocukken merak edip sormadığını belirten Bükey, şunları söyledi:
KEŞKE DAHA ÇOK SORSAYDIM
“Şimdi düşünüyorum da keşke hem anneme hem babama daha çok soru sorsaymışım. Annemin de çok ilginç bir geçmişi var. Babam Almanya’da tahsil yaparken 1918 yılında tanışmışlar. Annem, babamla evlenmek istediğinde ailesi karşı çıkmış, çünkü o yıllarda Osmanlılar, Avrupa’da savaşçı ve barbar olarak bilinirmiş. Fakat babamı tanıyınca yumuşamışlar. Babam çok iyi Fransızca ve Almanca konuşan, çok yakışıklı bir adamdı. Yarı İtalyan, yarı Alman olan annem haremlik selamlık dönemde paşa konağına gelin gelmiş. 1920’li yıllarda boğazda kürek çekermiş. Sporu çok seven bir ailemiz vardı. Bundan 70 yıl önce annem ve babam kayağa gider, tenis oynarlardı.”
KEMAL DERVİŞ DE AYNI SOYDAN
Eşi Erol Bükey ile 1951 yılında evlendiğini ve 3 çocukları olduğunu kaydeden Bükey, 2002 yılının Şubat ayında kaybettiği eşinin de Halil Hamid Paşa’nın torunlarından olduğunu söyledi. Destine Bükey, Bülent Ecevit hükümetinde Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı görevini üstlenen Kemal Derviş’in de aynı soydan geldiğini belirterek, “Kemal eşimin amcasının oğlu oluyor. Kemal de Halil Hamid Paşa’nın torunlarından. Kemal’in babası, Soyadı Kanunu sırasında yurt dışındaymış. Bu yüzden o dönemde eşimin ailesinin aldığı Bükey soyadını almamış. Döndüğünde ise değiştirmemiş. Kemal müthiş iyi eğitimli çok aydın ve değerli bir insandır” diye konuştu.