Güncelleme Tarihi:
İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Öğretim Üyesi merhum Prof. Dr. Emin Barın ile Anıtkabir’in kitabelerini yazan ressam-hattat Etem Çalışkan, 59 yıl önce deri üzerine yazılan Atatürk’ün ölüm tutanağının gümüş muhafazada Büyük Önder’in kabrine gömüldüğünü açıkladı.
KİTABELERİ HAZIRLADIK
Çalışkan, 1987 yılında vefat eden Prof. Dr. Emin Barın’dan yazı dersi aldığını belirterek, şunları anlattı:
“Emin Barın hocam bana Anıtkabir’in kitabelerini yazacağımızı söyledi. Önce anlamadım, hocamın söylediğindeki sorumluluğu ve yüksek onuru birden kavrayamadım. Ama bildim ki, hocam bana iyi bir görev verdi. Daha sonra yazılacak projeleri gördüm. Anıtkabir’deki kulelerin ayrı ayrı isimleri var. Bu kulelerin içine yazılacak yazılar, Ankara’ da yetkililer tarafından oluşturulan heyet tarafından belirlenmiş. Bu yazılar hocama gönderildi. Oturup kartondan yazı kalıpları hazırladık günlerce. Ben ölçülerine göre bu yazıları kağıt üzerine metrelerce yan yana yapıştırarak yazdım. Onları hocam kontrol eder, daha sonra Anıtkabir’e götürür, oradaki taş işçilerine teslim ederdim. Daha önce götürdüğüm ve taş işçilerinin yaptığı işleri de kontrol ederdim.
ÇOK ONURLU BİR İŞTİ
Çok onurlu ve sorumluluk taşıyan bir işle karşı karşıya idim. Anıtkabir’in şeref holünde sağlı sollu duvardaki kabartmaları yapanlar, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ndeki bölümlerin hocalarıydı. Onları görünce heyecanlanırdım. Anıtkabir’e gittiğimde sık sık zamanın Bayındırlık Bakanı Kemal Zeytinoğlu’nu görürdüm. Dönemin Başbakanı Adnan Menderes’i, Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ı da gördüm. Çünkü herkes çalışmaların bitirilmesini takip ediyordu.”
DERİ ÜZERİNDEKİ TUTANAK
Çalışkan, 10 Kasım 1953’te Atatürk’ün naaşının Etnografya Müzesi’nden alınarak Anıtkabir’de defnedildiğini anımsattı. Defin işlemi sırasında Emin Barın ile Anıtkabir’de bulunduğunu söyleyen Çalışkan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Emin Barın hocam bana ‘bir daha hiç göremezsin gel beraber’ dedi. Aşağıya indik. Atatürk’ün beyaz mermerlerden çevrili mezarını gördüm. Anadolu’nun her yerinden getirilen topraklar buraya serpilmiş. Hocamın elinde de kendi deri üzerine yazdığı ve gümüş muhafaza içindeki Atatürk’ün ölüm tutanağı vardı. Bu tutanak oraya yerleştirildi. Gümüş muhafaza içinde Atatürk’ün kabrine gömülen ölüm tutanağını ben gördüm biliyorum, Emin Barın hocam gördü biliyor, ama belgesi yok. Şimdi toprağın altında. En büyük üzüntüm, bu tutanağın fotoğrafını çekmemek veya çektirmememiz oldu. Emin Barın hocam da daha sonra bunun için üzüntü duydu. Barın, bunun için ‘Ah ah’ diye dövündü.”