Anadolu lezzetleri sofraların baş tacı
Güncelleme Tarihi:
Birbirinden farklı kültürleri birarada barındıran Anadolu'da, Ramazan ayına özgü gelenek ve görenekler, yüzlerce yıldır yaşatılarak gelecek kuşaklara aktarılıyor. Akrabaların, komşuların kaynaştığı, zenginin fakirle aynı sofrada buluştuğu Ramazan’da, birbirinden lezzetli yemekler de sofradaki yerini alıyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Türkiye Kültür Portalı'ndan derlenen bilgiye göre her yörenin kendine özgü ritüellerle geçirdiği Ramazan’da, bölgeden bölgeye değişen lezzetler bulunuyor. Geniş bir lezzet mirasına sahip olan Başkent’te, Ankara tava ve yaprak döneri, arabaşı çorbası, bayram çöreği, zerde, malak ve bici aşı gibi geleneksel tatlar Ramazan sofralarının vazgeçilemzleri arasında yer alıyor.
Geleneksel bir Çorum yemeği olan keşkek, köy düğünlerinin vazgeçilmez tatları arasında yer alırken, Ramazan sofralarını da süslüyor. Van’a özgü bir lezzet olan ve buğdayın kavrularak öğütülmesi sonucu elde edilen bir un çeşidi olan gavut ise, günlük yeneceği zaman yağ ile karıştırılarak sıcak ikram ediliyor. Hem kahvaltılarda hem de Ramazan ayında sahurda tüketilen bu lezzet, Urartular zamanında uzun savaşlar sırasında askerlerin beslenmesinde kullanılmış ve bugüne kadar yaşatılmış.
HAKLI ŞÖHRET BAKLAVA
Haklı bir şöhrete sahip baklava, hem Ramazan’ın hem bayramların hem de düğünlerin vazgeçilmez tatlarından birisi. Baklava denilince akla gelen ilk şehir ise, Güneydoğu Anadolu'nun incisi Gaziantep oluyor. Mersin'de yapılan kerebiç, Ramazan ayında hem iftarda hem sahurda tercih ediliyor. Meyan şerbeti ise, yaz boyunca ve Ramazan ayında Diyarbakır'da sevilerek tüketilen bir içecek. Meyan şerbetinin mide ve böbrek hastalıklarında faydalı olduğu da söyleniyor. Erzurum’un en ünlü tatlısı kadayıf dolması ile Ramazan’da özellikle sahurda pekmezle yenen Amasya’ya özgü lezzet pişi de sofraların vazgeçilmezleri arasında yerin alıyor.