Güncelleme Tarihi:
Türkiye’de bu sezonun başında, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor’un da yatırım yapması ile birlikte kadın futbolu önemli bir ivme kazandı. Bu branşın öncü isimlerinden biri de Yağmur Uraz. Uraz’ın, Altındağ Örnek Mahallesi’nde başlayan hayatı, milli takıma kadar yükselen etkileyici bir serüven. 16 yaşında oynadığı A Milli Takım’daki ilk maçında 2 gol atma başarısı gösteren 31 yaşındaki tecrübeli futbolcu, bir dönem ay-yıldıza uzak kalınca futboldan kopma noktasına geldi. Teknik Direktör Necla Güngör Kıragası’nın desteği ile futbolun içinde kalmaya ve Milli Takım’a golleriyle katkı sağlamaya deven eden Uraz, “Hala büyük bir iştah ve gayretle çalışmaya devam ediyorum. Başarımın sırrı, çok maç izlemek, çok maç oynamak, oynarken yüzde 100 kendimi vermek” diye konuştu.
1990 yılında Ankara Altındağ Örnek Mahallesi’nde doğduğunu belirten Uraz, Türkiye Futbol Federasyonu’nun yayın organı Tama Saha Dergisi’ne verdiği röportajda, şunları söyledi:
“Esnaf çocuğuyum. Annem ve babam, Altındağ’daki kuruyemiş dükkânımızda çalıştı. Ben de o dükkânın önünde büyüdüm. Kendimi bildim bileli sokaktayım. Futbolla ilişkim, sokaktaki çocuklarla top sektirme yarışıyla başladı. 300, 400, 500 kez top sektiriyordum kolasına. O zamanlar 11 yaşındaydım. Sonrasında tek kale maç yaptık, hep erkeklerle. Altındağ Örnek Mahallesi zor bir semtti. Sürekli olaylar olurdu ve bizim mahalle sürekli televizyonlara çıkardı. Orada büyüdüm. Ama hiçbir zaman etkilenmedim. Çünkü ailem sürekli benim yanımda ve destekçimdi. En büyük şanslarımdan birisi de henüz 12 yaşındayken Gazi Üniversitesi’nde BESYO okuyan Burcu ablanın bana Gazi Üniversitesi’nin kadın futbol takımı olduğunu söylemesiydi. Annemle seçmelere gittim. O ablanın dokunuşuyla hayatım değişti diyebilirim.”
İLK BAŞTA AİLEME ÇOK TEPKİ GELDİ
“Seçmelerde hemen beğendiler. Bu çocukta iş var dediler. O günden itibaren spor ve öğrencilik hayatımı birlikte sürdürüyorum. O süreçte aileme çok tepki geldi. Fiziği bozulur. Eğitim hayatını birlikte sürdüremez dediler. Ailem baskılara hiçbir zaman kulak asmadı. Beni hep destekledi. O sırada hentbol takımından da teklif geldi. Hentboldan daha çok para kazanırsın dediler ama benim içimden gelen şey futboldu. Gazi Üniversitesi BESYO’ya hiç ara vermeden girdim. Üniversite hayatım boyunca futbola da hiç ara vermedim. 8 yıl Gazi Üniversitesi’nde oynadım. Hep şampiyon olan bir takımdı ancak artık yok maalesef. Bazı sebeplerden dolayı takım dağıldı. Didem Karagenç, oradan takım arkadaşım. Bütün altyapımı Gazi Üniversitesi’nde aldım.”
MİLLİ MAÇTA GÜRCİSTAN’A 2 GOL ATTIM
“16 yaşındayken, U-19 milli takımına çağrıldım. İlk maçımda Gürcistan’a 2 gol attım. Ataşehir, Konak Belediye, ALG’de oynadım. Şimdi de Beşiktaş’tayım. Kadın futbolunun emeklemekten ayağa kalkma sürecini bire bir yaşadım. Biz en kötü kısmını gördük ve yaşadık. Küçük kardeşlerimize sürekli, “Değerini bilin, fırsatları değerlendirin, kendinize bakın, profesyonelce yaşayın” diyoruz. Kadın futbolunun daha da iyi noktalara geleceğini düşünüyorum. Küçüklükten beri anne ve babamın kulaklarımdan hiç çıkmayan sözü var, “Bir işi ya iyi yap ya da hiç yapma” diye. Benim için işin özü bu aslında. Bu disiplini küçük yaştan beri iyi aldığım için bir alışkanlığım var. Önüme bir süre koymadım. Futbolu ne zaman bırakacağımı bilmiyorum. Şimdi takımlar çoğaldı, iştahım arttı. Daha fazla oynamak, gol kraliçesi olmak, Millî Takım’da daha fazla gol atmak istiyorum. Şu an UEFA B antrenör belgem var. 4-5 yıl önce almıştım. Futbolun içinde kalmak, bilgilerimi benden sonra gelecek oyunculara aktarmak istiyorum.”
KADINLAR LİGİ PROFESYONEL OLABİLİR
“Fenerbahçe, Galatasaray, Trabzonspor gibi kulüpler kadın futboluna girdi. İlk sene takımlar birbirini ve kadın futbolunu tanıyacak. Seneye çok fazla değişim olacaktır oyuncu anlamında. Transferler çoğalacaktır. Oyuncular için de iyi oldu. Şu anki lig ne kadar verimli olur bilemiyorum. Seneye çok daha fazla gelişim gösterecektir. Kadınlar Ligi 2-3 sene içinde profesyonelliğe dönüşebilir. Milli maçlara gelen o kadar çok teknik adam var ki. Hepsi hesap yapıyor. Bizim sülalede bırakın futbolcuyu herhangi bir sporcu yok. Annemin geldiği her maçı kazanırız. Ben de gol atarım. Dükkânın önünde başlayan serüven devam ediyor. Eskiden yurt dışındaki takımlarla karşılaştığımızda, “Bizden güçlüler” diyorduk. Şimdi bu eksiği kapatıyoruz. Türk oyuncular gelişiyor. Aradaki fark kapanacak. Teknik anlamda zaten çok fazla fark yok. Önümüzdeki iki sene kadın futbolu için çok önemli.”
ÇOCUKLAR İÇİN BİZLER BİRER ÖRNEĞİZ
“Futbolla ilgilenen kız çocuk sahibi ailelere şunu söylemek isterim. Çocuk, hangi spor branşıyla ilgilenirse ilgilensin, neye yeteneği olursa olsun, “Eğitim hayatıyla birlikte spor sürdürülemez. Sporu bırak. Derslere yönel” anlayışı çok yanlış. Önlerinde örnek olarak bizler varız. Hem eğitim hayatımızı hem de spor hayatımızı sürdürüyoruz. Milli Takımlara geliyoruz. Onlar da çocuklarının arkasında olsun. Bu şekilde çok arkadaşım bıraktı. Yeteneği olan futbolcular, sporcu kardeşlerimiz bulundukları şehirlerdeki kulüplere gitsinler. Artık her şehirde bir kadın futbol takımı olmaya başladı. Sınırlarını zorlasınlar. Öğrencilerimin, (Hocam senin bizim öğretmenimiz olman bizi motive ediyor) sözleri, bizim mutluluğumuzu ikiye katlıyor.”