Altındağ’ın 70 milyondan alacağı var
Güncelleme Tarihi:
Levent SEĞMEN
Oluşturulma Tarihi: Haziran 17, 2007 00:00
Bir ilçe düşünün ki, ismi söylendiğinde akla ilk önce ’suç’ geliyor, ardından sefalet, ardından yokluklar. Ankara’nın ’suç karargáhı’ olarak nitelenen ilçesi Altındağ’da son dönemde ’göze batan’ değişimi, Belediye Başkanı Veysel Tiryaki ile konuştuk.
Sohbetimizden, aklımızda kalan ve önemli olduğunu düşündüğümüz satırbaşlarından birisi, Tiryaki’nin şu sözleri oldu:
"Altındağ’ın 70 milyon insandan alacağı var. Memleketin işgal edildiği dönemde, insanların toplanıp geldiği yerdir Altındağ. Devlet erkánı, askeri erkán burada konaklamıştır. Devlet büyüklerinin mezarlarının bulunduğu, konakladığı Altındağ bugün içler acısıdır."
Altındağ’ın Ankara’nın en sorunlu iki ilçesinden birisi olduğu biliniyor. Altındağ’ın sorunları, Ankara genelinin sorunlarının yüzde kaçını teşkil ediyor?
Benim sık kullandığım bir cümle var. Altındağ Ankara’nın Başkenti, Ankara Türkiye’nin. Aslında Altındağ 1920’li yılların Ankara’sı. 1920’li yıllarda Ankara tamamen Altındağ’dan oluşuyor. Ama 1945’lerden sonra, çok partili siyasal yaşama geçildikten sonra, gerek siyasal iktidarların gerekse yerel idarelerin popülist yaklaşımları nedeniyle maalesef bugünkü problemli Altındağ oluşmuştur. 1980’li yıllardan itibaren Altındağ göç veriyor, oysa Ankara her geçen gün devleşiyor, büyüyor, güzelleşiyor. Ama Altındağ’ın nüfusu azalıyor. Bu da, burada ciddi bir problem var demektir. Bunun sebebi de Altındağ’ın yüzde 80’nin gecekondularla kaplı olması. Varoşlardan oluşuyor. Varoşlarda kültürlü çocuklar yerine, şehrin imkánlarından faydalanan insanlar yerine, şehrin külfetlerini paylaşan insanların oluşturduğu devasa yapılardan ve araçlardan oluşan bir ilçe haline geliyor. İmar yapılamadığı için de buralarda sağlıklı yapılaşma oluşmamış.
Bir de işin suç boyutu var, değil mi?
Suç üretiyor Altındağ, bunu kabul edelim. Bunu değiştirmek zorundayız. Buraları şehir yapmak zorundayız. Burayı bir kent, burada yaşayan çocukları da kentli yapmamız lazım. Bizler yerel yönetimler olarak, hükümet, sivil toplum örgütleri ve sorumluluk alan herkes bunu için el ele vermeli. Bugün Ankara’nın birçok mahallesinde oturan insanlar, Altındağ akıllarına geldiği zaman görmek istemiyor. Kabul, problemler var ama, Ankara’nın en kıymetli mekanları da burada. Kalesi, tarihi mekánları, meclis binaları, Ankara Palas, tarih öncesi yapılar burada.
Gecekondulaşma açısından nasıl bir tablo var Altındağ’da?
Gecekondu bazı ilçelerde yok. Bir taraftan imar planları yapılamazken, diğer taraftan siyasi iktidarlar ve yerel idareler oy kaygısı ile bunları geçmiş yıllarda teşvik etti. Ama bugün itibarıyla söylüyorum, Altındağ’da gecekondu yapım oranı yüzde 0’dır. Yüzde 1 demiyorum. Geçmiş yıllarda parklara, sosyal tesis alanlarına yapılan gecekondulardan 6 bin tanesi bizzat belediye tarafından yıkıldı. Altındağ’da 2 yıldır bir hareket var. İlk defa müteahhitler geliyor bölgeye ve rant oluşuyor.
EZBER BOZDUK
Çok sık eleştirilen bir başkan değilsiniz. Hiç mi hata yapmıyorsunuz?
Aslında zaman zaman çok eleştiriliyoruz. Yaptığımız işler çok alışılagelen işler değil. Bir sendika temsilcisinin ifadesiyle söyleyeyim, bizimle ilgili, ’Siz ezberini bozdunuz insanların’ diyor. İlk bir yıl çok eleştirildik ve ilgili makamlara çok şikáyet edildik. Çok radikal kararlar aldık. Altındağ’da 113 mahalle vardı, nüfus azalmıştı. 20-30-100-200 kişiden oluşan mahalleleri kaldırdık. Mahalle muhtarları ayaklandı. Şu anda Altındağ’da 59 mahalle var. Belediye teşkilatında 30 olan müdürlük vardı, bunların sayısını 12’ye düşürdük. Dünyada herhalde en zor iş, değişime karşı insanları değiştirmek. Ya o eski sistemden faydalananlar buna karşı geliyor, ya da değişimi isteyenler de o cesareti kendilerinde bulamıyorlar. Yeniliğe herkes rahat ayak uyduramıyor. İngilizce bir metinde okumuştum ’Eğer insanları değiştiremiyorsan, insanları değiştir’ Gerçekten belediyede bu radikal karaları uygulayabilmek için, ciddi anlamda biz belediyenin personel yapısından ve teşkilat yapısından işe başlamıştık. Çok eleştirildik. Ama bir yıl sonra yapılan değişimlerin sonucu görüldüğü için, kafamız çok rahat. Şimdi Altındağ Belediyesi bir iş yapıyorsa hesabını yapmıştır deniyor. Sadece müdürlüklerin sayısını azaltmadık. Göreve geldiğimde 130 kişi belediyenin oto tamirhanesinde çalışıyordu. Şu anda bütün bu işleri 24 kişi yapıyor. Göreve geldiğimizde belediyenin yatırımı yüzde 1’di. Her yıl bütçe yüzde 25 borçlanıyordu. Şimdi belediyenin borçlanma oranı yüzde 0’dır. 2006 yatırım oranı yüzde 1’den yüzde 33’e çıktı.
Büyükşehir Belediyesi’nin borçlarını da halletmeniz için espri yapıp takılanlar oluyor mu size?
Büyükşehir gayet iyi gidiyor. Ben kendi belediyemden sorumluyum. Büyükşehir’in borcu var mı, yok mu onu bilmiyorum. Ben kendi borçlarımızı halletmek için neler yaptığımız üzerine kafa yoruyorum.
Duygusal bir yapınız var mı?
İdarecilikte duygusallık olmaz. Altındağ’ın gerçeklerini anlatırken gözyaşlarımı akıttığım zamanlar olmuştur. Göreve geldiğim günkü heyecanı hala taşıyorum. O heyecan bittiği gün, zaten bırakırım. Ben çok büyük kavgalar verdim.
Altındağ için hep bir değişimden bahsediyorsunuz, nedir bu değişim?
Hayalleri satmayı seven bir insan değilim. Değişen çok şey var. Başlayan inşaatlar, yıkılan gecekondular, büyük sosyal tesisler. En önemli değişim, insanların bakış açılarının değişmesi. Altındağ’ın değişebileceğine dair insanların inançları değişti. Altındağ’dan farklı ilçelere taşınıyorlardı. Şimdi burada oturabileceklerini düşünüyorlar. Benim en çok çabaladığım konu da buydu. Şu anda büyük parklar yapıyorsunuz, yüzme havuzu yapıyorsunuz ama, göndereceğiniz çocuklarda yüzme havuzu kültürü yoksa sizin yaptıklarınız çok şey ifade etmez. Şu anda başarılan budur.
Son olarak sizin eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Altındağ’ın 70 milyon insandan alacağı var. Memleketin işgal edildiği dönemde, insanların toplanıp geldiği yerdir Altındağ. Devlet erkánı, askeri erkán burada konaklamıştır. Devlet büyüklerinin mezarlarının bulunduğu, konakladığı Altındağ bugün içler acısıdır.
Allah isteseydi müdahil olurdu
AKP’li bir belediye başkanısınız ve doğru ya da yanlış bir kanaat var.. Haremlik selamlık havuzlar, içki, sanat... Kırmızı çizgileriniz var mı?
Türkiye’de 70 milyon insan yaşıyor. Türkiye’nin mozaik olduğuna inanıyorum. Elbette insanların çizgileri vardır. Bizim de bir duruşumuz var. Ama insanların özel yaşantılarına, inançlarına karışmam. Bu hakkı kendimde görmem. Benim inandığım Allah insanların dünyadaki yaşantılarında kendilerini serbest bırakıyor. Oysa eğer isteseydi kendisi müdahil olurdu. İnsanların şekline, görüntülerine benim karışmam haddi aşmak olur. İnsanların belirli mezheplerde olması farklı giyim tarzını benimsemesi beni ilgilendirmez.
Sızlanma başladığında bu işi bırakırım
Bir yerel yöneticinin o heyecanı kaybetmemesi ve verimli olabilme süresi nedir?
Bu sözüm yanlış anlaşılabilir ama, insandan insana göre değişebilir. Ancak çok uzun bir süre olduğunu sanmam. Vatandaşın benden sızlanmaya başladığı gün, bu işi bırakırım. Ben hiç kimsenin hesapta kitapta olmadığı gün belediye başkanı oldum. Politik bir alt yapım yoktu. Aday adayları arasında çok beklenen bir aday adayı değildim. Kimsenin ihtimal vermediği bir adaydım. Ailemi ihmal ederek çalışıyorum. Çocuğumun karne gününe bile gidemedim. Bir sorumluluk aldım, başarılı olmak zorundayım. Hayatımda başarısızlığı tatmak istemiyorum. Hayatında sinemaya gitmemiş çocukları gördükçe, büyük sıkıntı duyuyorum. Ben çok yoksul bir ailenin çocuğu olarak doğdum. Şartları biliyorum. Köyde büyüdüm. Aradan 20-25 sene geçti, benim şartlarımdan daha kötü şartlarda Ankara’nın göbeğinde insanlar yaşıyor. Ben burada devletin kaynaklarını en şeffaf ortamda kullanmak için mücadele veriyorum. Kendi ilçemi yönetemediğimi anladığım gün, buradan ayrılmam lazım.
Yeni parkı gezdik
Başkan Tiryaki ile ’mini’ bir Altındağ turu da attık. Bugün açılacak olan ve engellilerin özellikle gözetildiği Güneşevler Cemre Parkı’nı gezdik, Altınpark Hanımlar Lokali’nde oturduk, Güneşevler Spor Tesislerini ve Altındağ’ın diğer yatırımlarını konuştuk. Her üç tesisin de açılışı, bugün 18:30’da Davut Güloğlu’nun vereceği konser ile Güneşevler’de gerçekleşecek.
"Altındağ’ın 70 milyon insandan alacağı var. Memleketin işgal edildiği dönemde, insanların toplanıp geldiği yerdir Altındağ. Devlet erkánı, askeri erkán burada konaklamıştır. Devlet büyüklerinin mezarlarının bulunduğu, konakladığı Altındağ bugün içler acısıdır."
Altındağ’ın Ankara’nın en sorunlu iki ilçesinden birisi olduğu biliniyor. Altındağ’ın sorunları, Ankara genelinin sorunlarının yüzde kaçını teşkil ediyor?
Benim sık kullandığım bir cümle var. Altındağ Ankara’nın Başkenti, Ankara Türkiye’nin. Aslında Altındağ 1920’li yılların Ankara’sı. 1920’li yıllarda Ankara tamamen Altındağ’dan oluşuyor. Ama 1945’lerden sonra, çok partili siyasal yaşama geçildikten sonra, gerek siyasal iktidarların gerekse yerel idarelerin popülist yaklaşımları nedeniyle maalesef bugünkü problemli Altındağ oluşmuştur. 1980’li yıllardan itibaren Altındağ göç veriyor, oysa Ankara her geçen gün devleşiyor, büyüyor, güzelleşiyor. Ama Altındağ’ın nüfusu azalıyor. Bu da, burada ciddi bir problem var demektir. Bunun sebebi de Altındağ’ın yüzde 80’nin gecekondularla kaplı olması. Varoşlardan oluşuyor. Varoşlarda kültürlü çocuklar yerine, şehrin imkánlarından faydalanan insanlar yerine, şehrin külfetlerini paylaşan insanların oluşturduğu devasa yapılardan ve araçlardan oluşan bir ilçe haline geliyor. İmar yapılamadığı için de buralarda sağlıklı yapılaşma oluşmamış.
Bir de işin suç boyutu var, değil mi?
Suç üretiyor Altındağ, bunu kabul edelim. Bunu değiştirmek zorundayız. Buraları şehir yapmak zorundayız. Burayı bir kent, burada yaşayan çocukları da kentli yapmamız lazım. Bizler yerel yönetimler olarak, hükümet, sivil toplum örgütleri ve sorumluluk alan herkes bunu için el ele vermeli. Bugün Ankara’nın birçok mahallesinde oturan insanlar, Altındağ akıllarına geldiği zaman görmek istemiyor. Kabul, problemler var ama, Ankara’nın en kıymetli mekanları da burada. Kalesi, tarihi mekánları, meclis binaları, Ankara Palas, tarih öncesi yapılar burada.
Gecekondulaşma açısından nasıl bir tablo var Altındağ’da?
Gecekondu bazı ilçelerde yok. Bir taraftan imar planları yapılamazken, diğer taraftan siyasi iktidarlar ve yerel idareler oy kaygısı ile bunları geçmiş yıllarda teşvik etti. Ama bugün itibarıyla söylüyorum, Altındağ’da gecekondu yapım oranı yüzde 0’dır. Yüzde 1 demiyorum. Geçmiş yıllarda parklara, sosyal tesis alanlarına yapılan gecekondulardan 6 bin tanesi bizzat belediye tarafından yıkıldı. Altındağ’da 2 yıldır bir hareket var. İlk defa müteahhitler geliyor bölgeye ve rant oluşuyor.
EZBER BOZDUK
Çok sık eleştirilen bir başkan değilsiniz. Hiç mi hata yapmıyorsunuz?
Aslında zaman zaman çok eleştiriliyoruz. Yaptığımız işler çok alışılagelen işler değil. Bir sendika temsilcisinin ifadesiyle söyleyeyim, bizimle ilgili, ’Siz ezberini bozdunuz insanların’ diyor. İlk bir yıl çok eleştirildik ve ilgili makamlara çok şikáyet edildik. Çok radikal kararlar aldık. Altındağ’da 113 mahalle vardı, nüfus azalmıştı. 20-30-100-200 kişiden oluşan mahalleleri kaldırdık. Mahalle muhtarları ayaklandı. Şu anda Altındağ’da 59 mahalle var. Belediye teşkilatında 30 olan müdürlük vardı, bunların sayısını 12’ye düşürdük. Dünyada herhalde en zor iş, değişime karşı insanları değiştirmek. Ya o eski sistemden faydalananlar buna karşı geliyor, ya da değişimi isteyenler de o cesareti kendilerinde bulamıyorlar. Yeniliğe herkes rahat ayak uyduramıyor. İngilizce bir metinde okumuştum ’Eğer insanları değiştiremiyorsan, insanları değiştir’ Gerçekten belediyede bu radikal karaları uygulayabilmek için, ciddi anlamda biz belediyenin personel yapısından ve teşkilat yapısından işe başlamıştık. Çok eleştirildik. Ama bir yıl sonra yapılan değişimlerin sonucu görüldüğü için, kafamız çok rahat. Şimdi Altındağ Belediyesi bir iş yapıyorsa hesabını yapmıştır deniyor. Sadece müdürlüklerin sayısını azaltmadık. Göreve geldiğimde 130 kişi belediyenin oto tamirhanesinde çalışıyordu. Şu anda bütün bu işleri 24 kişi yapıyor. Göreve geldiğimizde belediyenin yatırımı yüzde 1’di. Her yıl bütçe yüzde 25 borçlanıyordu. Şimdi belediyenin borçlanma oranı yüzde 0’dır. 2006 yatırım oranı yüzde 1’den yüzde 33’e çıktı.
Büyükşehir Belediyesi’nin borçlarını da halletmeniz için espri yapıp takılanlar oluyor mu size?
Büyükşehir gayet iyi gidiyor. Ben kendi belediyemden sorumluyum. Büyükşehir’in borcu var mı, yok mu onu bilmiyorum. Ben kendi borçlarımızı halletmek için neler yaptığımız üzerine kafa yoruyorum.
Duygusal bir yapınız var mı?
İdarecilikte duygusallık olmaz. Altındağ’ın gerçeklerini anlatırken gözyaşlarımı akıttığım zamanlar olmuştur. Göreve geldiğim günkü heyecanı hala taşıyorum. O heyecan bittiği gün, zaten bırakırım. Ben çok büyük kavgalar verdim.
Altındağ için hep bir değişimden bahsediyorsunuz, nedir bu değişim?
Hayalleri satmayı seven bir insan değilim. Değişen çok şey var. Başlayan inşaatlar, yıkılan gecekondular, büyük sosyal tesisler. En önemli değişim, insanların bakış açılarının değişmesi. Altındağ’ın değişebileceğine dair insanların inançları değişti. Altındağ’dan farklı ilçelere taşınıyorlardı. Şimdi burada oturabileceklerini düşünüyorlar. Benim en çok çabaladığım konu da buydu. Şu anda büyük parklar yapıyorsunuz, yüzme havuzu yapıyorsunuz ama, göndereceğiniz çocuklarda yüzme havuzu kültürü yoksa sizin yaptıklarınız çok şey ifade etmez. Şu anda başarılan budur.
Son olarak sizin eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Altındağ’ın 70 milyon insandan alacağı var. Memleketin işgal edildiği dönemde, insanların toplanıp geldiği yerdir Altındağ. Devlet erkánı, askeri erkán burada konaklamıştır. Devlet büyüklerinin mezarlarının bulunduğu, konakladığı Altındağ bugün içler acısıdır.
Allah isteseydi müdahil olurdu
AKP’li bir belediye başkanısınız ve doğru ya da yanlış bir kanaat var.. Haremlik selamlık havuzlar, içki, sanat... Kırmızı çizgileriniz var mı?
Türkiye’de 70 milyon insan yaşıyor. Türkiye’nin mozaik olduğuna inanıyorum. Elbette insanların çizgileri vardır. Bizim de bir duruşumuz var. Ama insanların özel yaşantılarına, inançlarına karışmam. Bu hakkı kendimde görmem. Benim inandığım Allah insanların dünyadaki yaşantılarında kendilerini serbest bırakıyor. Oysa eğer isteseydi kendisi müdahil olurdu. İnsanların şekline, görüntülerine benim karışmam haddi aşmak olur. İnsanların belirli mezheplerde olması farklı giyim tarzını benimsemesi beni ilgilendirmez.
Sızlanma başladığında bu işi bırakırım
Bir yerel yöneticinin o heyecanı kaybetmemesi ve verimli olabilme süresi nedir?
Bu sözüm yanlış anlaşılabilir ama, insandan insana göre değişebilir. Ancak çok uzun bir süre olduğunu sanmam. Vatandaşın benden sızlanmaya başladığı gün, bu işi bırakırım. Ben hiç kimsenin hesapta kitapta olmadığı gün belediye başkanı oldum. Politik bir alt yapım yoktu. Aday adayları arasında çok beklenen bir aday adayı değildim. Kimsenin ihtimal vermediği bir adaydım. Ailemi ihmal ederek çalışıyorum. Çocuğumun karne gününe bile gidemedim. Bir sorumluluk aldım, başarılı olmak zorundayım. Hayatımda başarısızlığı tatmak istemiyorum. Hayatında sinemaya gitmemiş çocukları gördükçe, büyük sıkıntı duyuyorum. Ben çok yoksul bir ailenin çocuğu olarak doğdum. Şartları biliyorum. Köyde büyüdüm. Aradan 20-25 sene geçti, benim şartlarımdan daha kötü şartlarda Ankara’nın göbeğinde insanlar yaşıyor. Ben burada devletin kaynaklarını en şeffaf ortamda kullanmak için mücadele veriyorum. Kendi ilçemi yönetemediğimi anladığım gün, buradan ayrılmam lazım.
Yeni parkı gezdik
Başkan Tiryaki ile ’mini’ bir Altındağ turu da attık. Bugün açılacak olan ve engellilerin özellikle gözetildiği Güneşevler Cemre Parkı’nı gezdik, Altınpark Hanımlar Lokali’nde oturduk, Güneşevler Spor Tesislerini ve Altındağ’ın diğer yatırımlarını konuştuk. Her üç tesisin de açılışı, bugün 18:30’da Davut Güloğlu’nun vereceği konser ile Güneşevler’de gerçekleşecek.