Oluşturulma Tarihi: Nisan 10, 2008 00:00
Heykeltıraş Burhan Alkar, Müslümanların "heykel kırıcı" olduklarının doğru olmadığını belirterek, "Öyle olsaydı Selçuklu ve Osmanlı hakimiyetindeki İspanya ve Mısır gibi ülkelerdeki heykeller bugüne kalmazdı" dedi.
Çağdaş Sanatlar Vakfı (ÇAĞSAV) tarafından Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde düzenlenen söyleşide, Alkar ile ÇAĞSAV Başkanı Şefik Kahramankaptan bir araya geldi.
Söyleşi, bu yılki ÇAĞSAV onur ödülüne layık görülen Alkar’ın yaşam öyküsü ve eserlerinin sunumuyla başladı. Alkar, Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim Bölümü’nde başladığı sanat eğitiminin, bir süre sonra heykele yöneldiğini ve heykeltıraş olarak Fransa’ya burslu olarak gönderildiğini anlattı.
Fransa’da aldığı eğitimle bu sanata bağlılığının arttığını ifade eden Alkar, Türkiye’ye döndükten sonra Gazi Üniversitesi’nde heykel bölümünün kurulmasına zemin hazırladığını söyledi.
Alkar, Kahramankaptan’ın "80 yıllık geçmişi olan heykelin Türkiye’de durumu nasıl?" sorusunu, çok perspektifli ve malzemesi zor bir sanat dalı olduğu için heykelin gelişiminin yavaş olduğunu belirterek, şöyle yanıtladı:
"Bir de bizim yanlış inançlarımız var. İslam’da ’heykelin yasak olduğunu ve heykellerin kırılması gerektiğini’ iddia eden bir kesim var. Ben bu konuyu inceledim. ’Heykel kırma’ adeti, Pagan tarafından ezilen ve dini yer altındaki kiliselerde yaşayan Hristiyanlarda vardır. Müslümanlar değil, Hristiyanlar Roma İmparatorluğundan kalan Pagan ve Yunan heykellerini yerle bir ettiler. Müslümanların ’heykel kırıcı’ oldukları doğru değil. Öyle olsaydı Selçuklu ve Osmanlı hakimiyetindeki İspanya ve Mısır gibi ülkelerdeki heykeller bugüne kalmazdı."
Türkiye’de heykel sanatının gelişimi için 1965 yılından beri çalıştığını dile getiren Alkar, bu sanat dalının ilerlemesinin, çocukların küçük yaşlarda sanata yönelmesi ve heykel yan dallarının eğitim alanına girmesiyle mümkün olabileceğini kaydetti.