Güncelleme Tarihi:
Nursima ÖZONUR/ANKARA, (DHA)- İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Tunceli'de 2 askerin kötü hava koşulları nedeniyle şehit olmasıyla ilgili, "21. yüzyılda askerlerimizin donarak şehit olması, bilin ki yüreğimizi dağlıyor. YPG- PKK'lı teröristler Suudi dolarlarıyla ısınıp Amerikan silahıyla donatılırken, Türk askerinin üşümesini bile kabul etmiyorum" dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Meral Akşener, Tunceli'de 2 askerin kötü hava koşulları nedeniyle şehit olmasıyla ilgili, "21. yüzyılda askerlerimizin donarak şehit olması, bilin ki yüreğimizi dağlıyor. YPG- PKK'lı teröristler Suudi dolarlarıyla ısınıp, Amerikan silahıyla donatılırken, Türk askerinin üşümesini bile kabul etmiyorum. 200 araçlı konvoylarınız 500 milyon dolarlık dev uçaklarınız varken, Mehmedimi donduran soğuktan koruyamıyorsanız, 'kalsın benim davam, divana kalsın' diyerek susuyorum. Ordumuz mücadelesi ve şehitlerimize saygı gereği bu konuyu şimdilik kaydıyla kapatıyorum" dedi.
'BİZİM KİTABIMIZDA, HARAMLA GURUR DUYMAK YOKTUR'
Akşener, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı resepsiyonunun İstanbul'da yapılmasına tepki göstererek şunları söyledi:
"Ülkenin cumhurbaşkanı da biliyorsunuz dün şantiyedeydi. Rantiyecilerin ekibi şantiyede, milletin evlatları da birinci Mecliste. Türkiye'nin geldiği nokta bu. Türkiye'ye daha fazla turist getirmek için, Türkiye'yi kıtalararası bir uçuş noktası yapmak için, bu projeleri, hakkıyla, layıkıyla yapıldığı taktirde destekliyoruz. Ama her aşa haram katma hastalığını, üçüncü havalimanında da açıkça görüyoruz. Haram katılmış aş, bizim boğazımızdan geçmez, geçemez. Yıllık 1 milyar euro ödemeleri gerekiyordu. Onu da yapmadılar. Hatta, 3 yıllık ödemeyi de 25 yıl sonraya ertelediler. Sonra da, 'Cumhuriyetin gurur tablosu' diyorlar. Kimse kusura bakmasın. Bizim kitabımızda, haramla gurur duymak yoktur. İktidara geldiğimizde milletin boğazından, rantiyeciye aktardığınız her bir kuruşu, o paranın sahibi Türk milletine geri vereceğiz."
'HÜKÜMET KRİZİN FATURASINI, ÇALIŞANLARA KESECEK'
Meral Akşener, Türkiye'de ekonomik kriz olduğunu kaydederek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştirdi. Akşener, konuşmasına şöyle devam etti:
"Daha önce, 'dış güçler' dedi. Sonra 'dış güçle ilgisi yok' dedi. Dün Anıtkabir'de, manevi huzurda, işi yine dış güçlere bağladı. Gerçeği kabul etmediği sürece, bahane üretecek. Ama bütün bahaneleri tüketti. Bütün jokerlerini kullandı. Yedek depoyu bile harcadı. Kasayı boşalttı, ülkeyi de tefeci faizine muhtaç bıraktı. Doğruyu söyleyenleri de ekrana çıkarmıyorlar. Otomobil ve beyaz eşya satışları hızla düşerken, hükümet bu kalemlerden alacağı verginin artacağını iddia ediyor. Bunu nasıl başaracaklar, çok merak ediyoruz. Ücretlerden kesilen gelir vergisinde de önemli artış olacağını söylüyorlar. İşsizlik artarken, ücretliden alınan vergi, nasıl artar? Tabii ki, çalışanın vergi yükünü artırarak. Öyle görünüyor ki; hükümet krizin faturasını çalışanlara kesecek. Nasıl bir sıkıntıda olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu sorunun çözümünü de biliyoruz. Sen, 3 katrilyonluk uçakla gezerken, bize 'sabredin' diyemezsin. Sen sarayda günde 2 trilyon lira yerken, bize, 'sabır' diyemezsin. Bir gün tebdil-i kıyafet, bir pazara git. Tezgâhların başında neler konuşuluyor, bir dinle.
'KAŞIKÇI CİNAYETİ, BİZZAT, SUUDİ DEVLETİNİN OPERASYONU'
Meral Akşener, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin ise, "Petro-dolarlar için, Suudi katillerin, ellerini kollarını sallayarak gitmelerine izin vermeyecektiniz. Kaşıkçı cinayeti bizzat Suudi devletinin operasyonudur. Bunu anlamak için konsolosluğu karış karış gezmenize gerek yok. Bunlar, Suudi yönetiminden, prensten gizli iş çevirecek. Bu cinayet için Türkiye bilerek seçilmiştir. Çünkü biliyorlar ki; başka ülkede böyle bir cinayet işlense o konsolosu da infaz timini de kolunu kıvırıp alırlar ve hepsini bir saate kalmaz konuştururlar. Bunlar sana hakaret ediyor Sayın Erdoğan, anlamıyor musun? Sen sorun etmiyorsun ama gel gör ki, senin üzerinden Türk Devletine hakaret ediyorlar. İşte biz buna dertleniyoruz. Bunu kabul edemiyoruz. Ve şimdi de çıkmış, 'gönderin biz yargılayalım' diyor. O konsolos cinayetten sonra bir hafta Türkiye'de kaldı. Kaçıp gittikten sonra, şimdi mi aklınıza geldi yargılamak."