AK Parti Milletvekili Aday Adayı Acun, Saray Polemiklerini Değerlendirdi
Güncelleme Tarihi:
IHA
Oluşturulma Tarihi: Mart 06, 2015 14:40
AK Parti Ankara Milletvekili aday adayı Zühtü Acun, Cumhurbaşkanlığı Sarayı ile ilgili yapılan eleştirilere tepki göstererek, “Aslan yatağından belli olur” dedi.
Refah Partisi Yozgat İl Başkanı, Eski Sorgun Belediye Başkanı ve AK Parti Ankara Milletvekili aday adayı Zühtü Acun, Cumhurbaşkanlığı Sarayı polemiklerini değerlendirdi. Acun, “Tutumlu (!) muhalefetimizin saray muhabbetine hayran olmamak mümkün değil. Hatta o kadar tutumlular ki daha fazla oy almak gibi bir dertleri yok. Bazı aklı evveller sarayın elektrik, su, aydınlatma gibi giderlerini tahminen hesap ediyorlar, paralel himmet havuzunda muhalefete bol köpüklü olarak servis ediliyor. Bunlar da mal bulmuş mağribi gibi dört elle sarılıyorlar.
Neymiş efendim, çok masraflıymış, Çankaya niye terk edilmiş? Sanki Çankaya Köşkü’nün elektrik faturasını CHP ödüyor, suyunu Çankaya Belediyesi veriyordu. Sakinleri ise mum ışığında oturuyorlardı. Selvi boylu First Layd’ler al yazmalarını keçik yapıp mabeyn odasını ot süpürge ile süpürüyorlardı. Bunların akıllarına şaşmamak mümkün mü?
Rahmetli Fahri S. Korutürk zamanında köşkün bir aylık karpuz masrafı basına yansımıştı. Yanlış hatırlamıyorsam 350 bin veya 350 milyon Lira civarındaydı. AK Parti, liradan 6 sıfırı attığı için kafamızı karıştırabilir. Ama hatırı sayılır bir para idi. Hatta o karpuz haberleri üzerine “Yahu bir sığır veya manda sürüsünü karpuz tarlalarına sürseniz bu kadar hasar veremez” diye bendeniz o günlerde meydanlarda dile getirmiştim.
Hem sormak gerekmez mi? Madem ki büyük binalar masraflı oluyor, o devasa genel merkez binalarınızı tahliye edip, size layık mütevazi barakalarınıza niye çekilmiyorsunuz?
Millete mal olan saray (külliye), muhtarından ilim adamına kadar herkese kapılarını açtı. Sadece rezidans değil, devlet dairesi orası. Sakinlerine de yakışıyor. Ne demişler: “Aslan yatağından belli olur.” Biz burada kelama son verelim. Gözleri kamaşanlara Ziya Paşa seslensin. “Rencide olur dide-i huffaş Ziya’dan.”
ACUN, CHP VE AK PARTİ’YE SEÇİM ŞARKISI ÖNERDİ
Zühtü Acun, CHP ve AK Parti’ye seçim şarkısı önerdi. Acun, şöyle konuştu:
“Seçim kampanyalarının renkli görüntülerine şahit olmamıza az kaldı. Bayraklar, flamalar, afişler vs. yakında arzı endam edecek. Umarım ki centilmenliğin yanında çevre ve gürültü kirliliğine yol açmadan temiz bir seçim dönemi geçirelim. Şahsen bana kalsa afişsiz, postersiz bir kampanya isterdim. Otomobilimde tek bir karikatürümle seçim sürecini tamamlamayı düşünürdüm.
En çok merak edilen de seçim şarkıları olsa gerek. Bu seçimde de partimizin açık - ara önde olacağını söylemek kehanet değildir. Yine gönül telimiz titreyecek, yine gözlerimiz yaşarıp göğsümüz kabaracaktır. Ben bu konuda CHP’ne yardımcı olmak isterim. Muhalefetin sesinin güçlü olması demokrasimiz için kazançtır. Yoldaşları Fuat Avni kadar olmasa da bir destek de benden olsun. Bu cümleden olarak CHP’ne tavsiye edeceğim seçim şarkıları:
- Olmuyor Olmuyor!
- Bir Teselli Ver
- Göçtü Kervan, Kaldık Sandık Başında
- Neyleyim Sarayı Neyleyim Köşkü
- Bir fedakârlık daha yapayım. Söz, isim hakkı falan istemem.
- Sana Yandım Zühtü de diyebilirler. Zira onların bu harmanda da saman kaldırmaları mümkün görünmüyor. Çünkü “saman”ları toz olup “yol”a gitti.
Gelelim AK Parti’ye. Partimizin bu hususta başarılı olmasının sırrı milli kaynaktan besleniyor olmasındandır. Musiki nağmesini Itri’den, ruhunu Dede Efendi’den alıyor. Heyecanını Akif’ten, irfanını Cemil Meriç’ten, örgüsünü Necip Fazıl’ın desenlerinden alıyor. Muştusunu Karakoç veriyor, bestesi gönülden geliyor. Su içtiği pınarlar berrak, gördüğü rüyalar sahici. Eminiz ki Davutoğlu Ahmet Hoca’nın bilgeliğine, kültürüne, irfanına ve açık alnına, altın yüreğine uygun bir seçim şarkısı bizi bekliyor.
Kim bilir, belki bu defa Üstat’tan bir şiir de gelir:
Kırılır da bir gün bütün dişliler,
Döner şanlı şanlı çarkımız bizim.
Gökten bir el yaşlı gözleri siler.
Şenlenir evimiz barkımız bizim.
Yokuşlar kaybolur çıkarız düze.
Kavuşuruz sonu gelmez gündüze.
Sapan taşlarının yanında füze,
Başka âlemlerle farkımız bizim.
Kurtulur dil, tarih, ahlâk ve iman.
Görürler nasılmış neymiş kahraman.
Yer ve gök su vermem dediği zaman,
Her tarlayı sular arkımız bizim.
Gideriz nur yolu izde gideriz.
Taş bağırda, sular dizde, gideriz.
Bir gün akşam olur, biz de gideriz.
Kalır dudaklarda şarkımız bizim.”
Refah Partisi Yozgat İl Başkanı, Eski Sorgun Belediye Başkanı ve AK Parti Ankara Milletvekili aday adayı Zühtü Acun, Cumhurbaşkanlığı Sarayı polemiklerini değerlendirdi. Acun, “Tutumlu (!) muhalefetimizin saray muhabbetine hayran olmamak mümkün değil. Hatta o kadar tutumlular ki daha fazla oy almak gibi bir dertleri yok. Bazı aklı evveller sarayın elektrik, su, aydınlatma gibi giderlerini tahminen hesap ediyorlar, paralel himmet havuzunda muhalefete bol köpüklü olarak servis ediliyor. Bunlar da mal bulmuş mağribi gibi dört elle sarılıyorlar.
Neymiş efendim, çok masraflıymış, Çankaya niye terk edilmiş? Sanki Çankaya Köşkü’nün elektrik faturasını CHP ödüyor, suyunu Çankaya Belediyesi veriyordu. Sakinleri ise mum ışığında oturuyorlardı. Selvi boylu First Layd’ler al yazmalarını keçik yapıp mabeyn odasını ot süpürge ile süpürüyorlardı. Bunların akıllarına şaşmamak mümkün mü?
Rahmetli Fahri S. Korutürk zamanında köşkün bir aylık karpuz masrafı basına yansımıştı. Yanlış hatırlamıyorsam 350 bin veya 350 milyon Lira civarındaydı. AK Parti, liradan 6 sıfırı attığı için kafamızı karıştırabilir. Ama hatırı sayılır bir para idi. Hatta o karpuz haberleri üzerine “Yahu bir sığır veya manda sürüsünü karpuz tarlalarına sürseniz bu kadar hasar veremez” diye bendeniz o günlerde meydanlarda dile getirmiştim.
Hem sormak gerekmez mi? Madem ki büyük binalar masraflı oluyor, o devasa genel merkez binalarınızı tahliye edip, size layık mütevazi barakalarınıza niye çekilmiyorsunuz?
Millete mal olan saray (külliye), muhtarından ilim adamına kadar herkese kapılarını açtı. Sadece rezidans değil, devlet dairesi orası. Sakinlerine de yakışıyor. Ne demişler: “Aslan yatağından belli olur.” Biz burada kelama son verelim. Gözleri kamaşanlara Ziya Paşa seslensin. “Rencide olur dide-i huffaş Ziya’dan.”
ACUN, CHP VE AK PARTİ’YE SEÇİM ŞARKISI ÖNERDİ
Zühtü Acun, CHP ve AK Parti’ye seçim şarkısı önerdi. Acun, şöyle konuştu:
“Seçim kampanyalarının renkli görüntülerine şahit olmamıza az kaldı. Bayraklar, flamalar, afişler vs. yakında arzı endam edecek. Umarım ki centilmenliğin yanında çevre ve gürültü kirliliğine yol açmadan temiz bir seçim dönemi geçirelim. Şahsen bana kalsa afişsiz, postersiz bir kampanya isterdim. Otomobilimde tek bir karikatürümle seçim sürecini tamamlamayı düşünürdüm.
En çok merak edilen de seçim şarkıları olsa gerek. Bu seçimde de partimizin açık - ara önde olacağını söylemek kehanet değildir. Yine gönül telimiz titreyecek, yine gözlerimiz yaşarıp göğsümüz kabaracaktır. Ben bu konuda CHP’ne yardımcı olmak isterim. Muhalefetin sesinin güçlü olması demokrasimiz için kazançtır. Yoldaşları Fuat Avni kadar olmasa da bir destek de benden olsun. Bu cümleden olarak CHP’ne tavsiye edeceğim seçim şarkıları:
- Olmuyor Olmuyor!
- Bir Teselli Ver
- Göçtü Kervan, Kaldık Sandık Başında
- Neyleyim Sarayı Neyleyim Köşkü
- Bir fedakârlık daha yapayım. Söz, isim hakkı falan istemem.
- Sana Yandım Zühtü de diyebilirler. Zira onların bu harmanda da saman kaldırmaları mümkün görünmüyor. Çünkü “saman”ları toz olup “yol”a gitti.
Gelelim AK Parti’ye. Partimizin bu hususta başarılı olmasının sırrı milli kaynaktan besleniyor olmasındandır. Musiki nağmesini Itri’den, ruhunu Dede Efendi’den alıyor. Heyecanını Akif’ten, irfanını Cemil Meriç’ten, örgüsünü Necip Fazıl’ın desenlerinden alıyor. Muştusunu Karakoç veriyor, bestesi gönülden geliyor. Su içtiği pınarlar berrak, gördüğü rüyalar sahici. Eminiz ki Davutoğlu Ahmet Hoca’nın bilgeliğine, kültürüne, irfanına ve açık alnına, altın yüreğine uygun bir seçim şarkısı bizi bekliyor.
Kim bilir, belki bu defa Üstat’tan bir şiir de gelir:
Kırılır da bir gün bütün dişliler,
Döner şanlı şanlı çarkımız bizim.
Gökten bir el yaşlı gözleri siler.
Şenlenir evimiz barkımız bizim.
Yokuşlar kaybolur çıkarız düze.
Kavuşuruz sonu gelmez gündüze.
Sapan taşlarının yanında füze,
Başka âlemlerle farkımız bizim.
Kurtulur dil, tarih, ahlâk ve iman.
Görürler nasılmış neymiş kahraman.
Yer ve gök su vermem dediği zaman,
Her tarlayı sular arkımız bizim.
Gideriz nur yolu izde gideriz.
Taş bağırda, sular dizde, gideriz.
Bir gün akşam olur, biz de gideriz.
Kalır dudaklarda şarkımız bizim.”