AK Parti Batman 5. Olağan İl Kongresi

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Ocak 25, 2015 18:22

- AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Davutoğlu: (2) "Türkiye, bütün bu çalkantılar içinde bir istikrar adası. Biz bunu her şeyden önce kardeşliğimize borçluyuz. Biz bunu demokrasimize borçluyuz. Biz bunu atalarımızdan aldığımız kültüre borçluyuz" - "Milletimiz, Türkiye'de kardeşliğin arkasında durduğu gibi Çözüm Süreci'nin de arkasında durdu. Çözüm Süreci hiçbir zaman ümidini kaybetmedi ve 30 Mart seçimlerinde, sonra da 10 Ağustos cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bu kaos isteyenlere dersini verdi. Ben kardeşlikten yanayım, istikrardan, düzenden, huzurdan, adaletten yanayım' dedi" - "6-7 Ekim'de bu zalimliği yapanlar, bu ekonomiye de darbe vurmak istediler"

Haberin Devamı

BATMAN (AA) - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin çevresindeki çalkantılar arasında bir istikrar adası olduğunu ifade ederek, "Biz bunu her şeyden önce kardeşliğimize borçluyuz. Biz bunu demokrasimize borçluyuz. Biz bunu atalarımızdan aldığımız kültüre borçluyuz" dedi.

Davutoğlu, partisinin Batman İl Kongresinde yaptığı konuşmada, geçen hafta Davos'ta uluslararası finans kuruluşlarıyla yaptıkları toplantıda, bir tarafında Batmanlı Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, diğer tarafında Ankaralı Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır'ın bulunmasından duyduğu gururu dile getirdi. Bu isimlerin her birinin Türkiye'nin değişik yerlerinden olduğunu belirten Davutoğlu, "Zorluklar içinde, bugünlere gelebilmek için büyük çabalar sarf ettiler. Ama bugün Batman'ın bir evladı, maliyemizin başında. Maliyemizi, ekonomimizi bereketlendirmek için, dünyaya ekonomi öğretiyorsa işte bu bizim için gurur duyulacak bir vesiledir" diye konuştu.

Haberin Devamı

Salonda neredeyse Türkiye'nin her vilayetinden partisinin milletvekili bulunduğuna işaret eden Davutoğlu, "Hem kongremize geldiler, hem de Ziver Bey'in düğününe. İki düğünü bir arada yapıyoruz. Allah hayırlı, mübarek etsin. Kongremiz de bir düğündür, akşam Ziver Bey'in düğünü de. Allah hayırlı, mübarek eylesin" dedi.

Diyarbakır'daki konuşmasında Çözüm Süreci'nin siyasi, kültürel boyutları üzerinde durduğunu söyleyen Davutoğlu, bu defa Çözüm Süreci'nin ekonomik yönüne değindi. Türkiye'nin etrafına bakılmasını isteyen Davutoğlu, şunları belirtti:

"Irak, o kadar zengin ekonomik kaynaklara rağmen, çok zengin petrole, doğalgaza rağmen bugün neredeyse çökmüş durumda. Suriye, her türlü zulmün görüldüğü, rejimin zulmünün de IŞİD'in zulmünün de görüldüğü, şehirleri tarumar edilmiş Suriye. Neden biliyor musunuz? Oradakiler kardeşliklerini unuttukları için. Birbirlerine düşüp, Arap, Kürt, Türkmen, Sünni, Şii, Nusayri, Hristiyan dedikleri için. Türkiye, bütün bu çalkantılar içinde bir istikrar adası. Kuzeyimizde Ukrayna, her gün binlerce insan ölüyor. Şimdi, biz bunu neye borçluyuz? Biz bunu her şeyden önce kardeşliğimize borçluyuz. Biz bunu demokrasimize borçluyuz. Biz bunu atalarımızdan aldığımız kültüre borçluyuz. İşte Türkiye'yi de bu hale getirmek istediler. Türkiye'yi de geçtiğimiz 3 yıl içinde, biz Çözüm Süreci'ni başlattıktan sonra, Çözüm Süreci zirveye giderken, tam da 2013 Mart'ında ben Diyarbakır'a gidip konuşma yaptığımda, o zaman fark ettim, o zaman coşkuyla da baktım, bütün bölgede Çözüm Süreci'yle birlikte canlanma emareleri başlamışken, Gezi provokasyonları yaptılar. Sonra, biz Gezi provokasyonları karşısında dimdik durduk, bu sefer 17-25 Aralık provokasyonlarıyla kumpaslarıyla paralel çeteyi devreye soktular. Zannettiler ki biz bu tehditlerden yılıp, geri çekileceğiz. Milletimiz, Türkiye'de kardeşliğin arkasında durduğu gibi Çözüm Süreci'nin de arkasında durdu. Çözüm Süreci hiçbir zaman ümidini kaybetmedi ve 30 Mart seçimlerinde, sonra da 10 Ağustos cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bu kaos isteyenlere dersini verdi. Ben kardeşlikten yanayım, istikrardan, düzenden, huzurdan, adaletten yanayım' dedi. "

Haberin Devamı

-"Çözüm Süreci'ni başarıya ulaştırma sözü"-

Davutoğlu, 10 Ağustos seçimlerinin sonrasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan "olağanüstü kongrede emaneti devralırken" hem Erdoğan'ın hem kendisinin ne olursa olsun kardeşlik yolunda başlatılan Çözüm Süreci'ni başarıya ulaştırma sözü verdiklerini anlatarak, şunları söyledi:

"Kim ne fitne yaparsa yapsın, karşımıza ne engel çıkarırlarsa çıkarsın, demokrasiyi egemen kılacağız. Bu ülkeyi başı dik, onurlu, özgür insanların yeni Türkiye'si yapacağız. Yeni Türkiye, herkesin onurla dolaştığı ve özgürlükleri kullandığı bir ülke. Hemen çalışmaya başladık. Haziran'da çıkarttığımız çözüm yasasını uygulayabilmek için kurullar kurduk. Biz böylesine barış yolunda 62. hükümet olarak ciddi bir gayret içine girmişken, 6-7 Ekim'de birden, bu çeteler değişik şekillerde sahneye çıktılar. Çözüm Süreci'ne darbe vurabilmek için Kobani'deki kardeşlerimizin acısını bahane ettiler. Bakınız, bugün söyledim, tekrar söylüyorum: Biz, kim bizim kapımıza gelirse, Kürt, Türkmen, Arap, Sünni, Şii olmasına bakmaksızın, Ezidi olmasına bakmaksızın kapımızı açarız. Açtık, Kobani'den 3 günde 197 bin kardeşimizi ülkemize aldık. Kobani için şunu da söyledik: 'Onların namusu, onuru, hayatı, güvenliği, bizim namusumuzdur, bizim onurumuzdur, bizim güvenliğimizdir.' Ama ayrım yapmadık. Biz, kardeşlerimizin hepsine aynı şekilde baktık. Kobani'den gelen Kürt kardeşlerimize ne muamele yapmışsak Halep'ten gelen Kürt, Arap, Türkmen kardeşlerimize de aynı şekilde kucağımızı açtık. Onlar ne yaptılar? 6-7 Ekim'de HDP'nin başlattığı bir provokasyonla halkı sokağa döktüler. Batman sokaklarını ki gerçekten havaalanından buraya gelirken tek tek Maliye Bakanımıza sordum, bütün o altgeçitleri, o güzelim bulvarların hepsini merkezi hükümet olarak biz yaptık, oralardaki, bütün o canlı Batman sokaklarını, yoldan gördüğüm o ışıl ışıl Batmanlı kardeşlerimiz, neredeyse 3 gün evlerinin dışına çıkamaz hale geldiler. Yaktılar, yıktılar. Bunu da sanki Kobani için yaptıklarını iddia ettiler. Halbuki, eğer Türkiye güçlüyse eğer Batman zenginse Diyarbakır zenginse Şanlıurfa zenginse Şırnak, Hakkari, Cizre zenginse sınırımızın ötesindeki Suriyeli, Iraklı Kürt kardeşlerimize, Türkmen kardeşlerimize, Arap kardeşlerimize yardım edebiliriz. Peki, oradaki kaosu içeri getirmenin ne alemi vardı?"

Haberin Devamı

-"Ekonomiye de darbe vurulmaya kalkıldı"-

Davutoğlu, tam da 2013'ten itibaren Çözüm Süreci ivme kazanmışken ve bölgeye dönük ciddi yatırımların işareti başlamışken, sadece Çözüm Süreci'ne değil, ekonomiye de darbe vurulmaya kalkıldığını, işyerlerinin, okulların, resmi kurumların talan edilmeye kalkıldığını anlatarak, şunları kaydetti:

"Geçen sene içinde 137 büyük fabrika için Batman'dan talep edilmişti. 137 büyük fabrika, biz teşvikleri ilan ettikten sonra. İş adamlarımız, bütün büyük girişimciler, artık bölgeye huzur geliyor, barış geliyor diyerek yönlerini Doğu'ya, Güneydoğu Anadolu'ya, Van'a, Hakkari'ye, Şırnak'a, Hakkari'ye, Siirt'e dönmüşlerdi. Yatırımlar için teşvik müracaatlarında bulunuyorlardı. İşte 6-7 Ekim'de bu zalimliği yapanlar, bu ekonomiye de darbe vurmak istediler. Onlar ne yaparlarsa yapsınlar biz inşa etmeye, ihya etmeye, onarmaya, tamir etmeye devam edeceğiz."

Haberin Devamı

6-7 Ekim olaylarında bildirilen bütün zararları tanzim sözü verdiklerini, bunun için 100 milyon lirayı aşkın ödenek gönderdiklerini bildiren Davutoğlu, "Çünkü biz, inşa etmeye, onarmaya, beraber olmaya geliyoruz. Çünkü, sizin varlığınız bizim varlığımızdır. Hebuna we, hebuna meye. Eğer buralarda huzur varsa Türkiye'nin her yerinde huzur olur" ifadesini kullandı.

Partisinin rüyasını köy köy, şehir şehir anlatacaklarını ifade eden Davutoğlu, "yükselen Türkiye'nin yükselen Mezopotamya halkasını anlatacaklarını" bildirdi.

(Sürecek)

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!