Oluşturulma Tarihi: Kasım 23, 2009 00:00
Başta Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) olmak üzere, bir çok kamu alacağının izlenmesinde ve tahsilinde, halkın ve devletin çıkarlarının korunması yönünde, müdahil olan işadamı Doğan Kasadolu, kamu yönetiminin saydamlaşması bakımından, önemli bir hukuk davasını daha kazandı.
Kasadolu’nun Ankara 5. İdare Mahkemesi’nde kazandığı mahkeme kararına göre, Maliye Bakanlığı veya bir başka devlet kurumu, Türkiye’nin AİHM’de kaybederek ödediği tazminatı, ilgili-sorumlu kamu görevlilerine rücu edilip edilmediği bilgisini isteyen herhangi bir yurttaştan gizleyemeyecek. İdare, bundan böyle, bu konudaki bilgileri, bilgi edinme hakkı çerçevesinde isteyenlere açıklamak zorunda.
Türkiye’nin mahkum olduğu dava
Arif Yerlikaya ve Sevil Yerlikaya (Tekin) 1985’te İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden (İBB) birer arsayı taksitle satın aldılar. Ancak, bu kişiler arsa tapularını bütün çabalarına karşın bir türlü alamadılar. İBB, arsanın spor kompleksine dönüştürdü ve sonuçta Arif ve Sevil Yerlikaya mağdur oldular. Hukuk yoluna başvuran Yerlikaya kardeşler, iç hukuk yolları tükenince, AİHM’ye başvurdular.
AİHM, Türkiye’nin Arif ve Sevil Yerlikaya’ya toplam 5 biner Euro tazminat ödemeye mahkum etti ve bu tazminat Hazine’ce ödendi. AİHM’nin kararı 8 Nisan 2008’de taraflara (Türkiye ve Arif-Sevil Yerlikaya) bildirdi.
Anayasa ve ilgili yasaların AİHM’ye uyarlanması sonucu, bu paranın Maliye Bakanlığınca, tazminata sebebiyet veren kamu görevlilerine rücu edilmesi, (tazminatın ilgilisinden tahsil edilmesi) gerekiyor.
Ancak, bu rücu mekanizmasının sağlıklı çalıştırılmadığını bilen işadamı Doğan Kasadolu, tesadüfen seçtiği bu AİHM dosyasının akıbetini Bilgi Edinme Hakkı Yasası çerçevesinde, 3 Kasım 2008’de verdiği dilekçe ile Maliye Bakanlığı’ndan sordu. Kasadolu, “Mağdurlara bir ödeme yapıldı mı? Yapıldıysa bu tazminat ödenmesine neden olan kamu görevlilerinden Anayasa’nın 129. maddesi ve ilgili mevzuatça rucüen tahsil edilip edilmediğinin tarafıma bildirilmesini talep ederim” dedi.
Maliye saydamlıktan kaçtı
Bundan yaklaşık bir ay sonra Bakan adına yanıt veren Hukuk Müşaviri Lütfi Savran, “(...)işlemlerin tarafı olan kişilerden bu konuda yazılı bir izinle birlikte bilgi isterseniz gereği değerlendirilecek” yanıtını, istem sahibi Kasadolu’ya ulaştırdı.
Bunun üzerine Kasadolu, hiçbir kişisel çıkarı olmadığı halde, Nöbetçi İdare Mahkemesi’ne duruşma istemli olarak 3 Şubat 2009’da Maliye Bakanlığı aleyhine dava açtı. Kasadolu, hukuki neden ve delilleri de dilekçesine ekleyerek, şu talepte bulundu:
“Maliye Bakanlığı Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğünün 01.12.2008 tarihli kararının sebep, konu, amaç ve yetki bakımından hukuka aykırı olması nedeniyle iptaline (...) karar verilmesini talep ederiz.”
Davayı 13.07.2009’da karara bağlayan Ankara 5. İdare Mahkemesi, Hazine Avukatının, Kasadolu’nun isteminin karşılanmasının, “Özel Hayatın Gizliliği” yasal ilkesine aykırı olduğu yönündeki savunmasına rağmen, davacı lehine sonuçlandırdı ve taraflara ulaştırdı.
Mahkemeden hukuk ve saydamlık dersi
30 gün içinde Danıştay’da temyiz yolu açık olmak üzere verilen tarihi kararda, “Usulüne uygun olarak yürürlüğe giren uluslararası anlaşmalar gereğince taraf olunan ve bireysel başvuru yolu açık olan AİHM’de açılmış ve T.C. Devletinin tazminata mahkumiyetiyle sonuçlanmışbir davada, davanın bir tarafının ilgili kişiyi veya kişileri ilgilendirdiği gibi, diğer tarafının da sosyal ve parasal açıdan tüm ülke vatandaşlarını ilgilendirdiği açık. Türkiye adına hükmedilen tazminatların ödenip ödenmediği, kanunlarda ve Anayasada yerini alan rücu mekanizmasının işletilip işletilmediğine ilişkin bilginin vatandaş olarak istenmesinin davanın içeriği ile ilgili olmayan parasal yaptırımının devletçe ne şekilde karşılandığı bilgisinin devletin vatandaş ile paylaşması, ‘Özel Hayatın Gizliliği’ ihlal edici nitelikte bulunmamıştır.
Açıklanan nedenlerle dava konusu işlemin iptaline, avukatlık ücretleri ve yargılama giderlerinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine ‘oybirliği’ ile karar verildi.”
Adalet ve Maliye bakanlarına çağrı
KASADOLU, Ankara Hürriyet’e, Adalet Bakanı’nın, kısa süre önce yaptığı bir açıklamada, Türkiye’nin AİHM’de mahkum olduğu ve ödemek zorunda kaldığı yüklü tazminatlardan yakındığını anımsatarak, Adalet ve Maliye bakanlarından, “vergi mükellefi bir yurttaş” olarak şu talepte bulundu:
Bu tazminatları niye devlet ödüyor? Anayasa ve ilgili yasa gereğince, bu tazminatlara sebebiyet veren kamu görevlilerinden rücu edilerek tahsil edilmesi gerekiyor. Yakınacaklarına bunu sağlasınlar. Böylece, ne devlet, ne de biz yurttaşlar mağdur olalım. Tazminata neden olan kamu görevlileri de, ‘nasıl olsa devlet ödeyecek’ deyip, hata yapmaktan, davayı zaman aşımına uğratmaktan, görevlerini savsaklamaktan vazgeçsinler. Rücu işletilirse, devlet ve millet zarardan kurtulur.”