Güncelleme Tarihi:
AGİT'in yaptığı basın açıklamasından sonra Dışişleri Bakanlığı yaptığı yazılı açıklamada, "AGİT'in açıklamasındaki siyasi içerikli ve itham edici ifadeler üzüntüyle karşılanmıştır. Halkoylamasının uluslararası standartların gerisinde kaldığı gibi bir yorum kabul edilemez. Sözkonusu ilk bulgular raporu da bu taraflı ve önyargılı yaklaşımın bir yansımasıdır" dedi.
"SEÇİM KURULU'NUN ÇALIŞMALARI ŞEFFAF DEĞİLDİ"
Tana de Zulueta, "Seçim Kurulu'nun çalışmaları şeffaf değildi, sınırlı gözlemci vardı ve Yüksek Seçim Kurulu'nun bu anlamda çok az genelgesi yayımlandı. Seçim Kurulları'nda siyasi partilerin temsili yeterli değildi." dedi.
"GERÇEK ANLAMDA DEMOKRATİK STANDARTLARA UYMADIĞINI SÖYLEDİM"
Türkiye'de bulunan uluslararası referandum gözlemcileri basın mensuplarının sorularını yanıtladı. "CHP ve HDP referandumun iptal edilmesi gerektiğini binlerce oyun YSK tarafından etkilendiğini ileri sürdü. Siz iptal edilmesi gerektiğini düşünüyor musunuz? Muhalefetin bellettiği gibi referandumun iptal edilecek kadar ihlallerin yaşandığını düşünüyor musunuz?" sorusu üzerine, Cezar Florin Preda, "Biz de açıklamamızda muhalefetin itirazı üzerine odaklanıyor. Şu anda böyle iyi bir analiz yapmak için yeterince zamanımız yok. Bazı açıklamalar nokta virgül içermez. Şu anda yetki alanımız değil bu. Hangi derecede burada sıkıntı var veya yok değerlendirme yetkisine sahip değiliz. Biz AKPM olarak bunu yargılama konusuna ve hakkına sahip değiliz. Sadece gözlemci olarak burada bulunuyoruz. Referandum günü büyük sıkıntı yaşanmadığını söyledim. Ama bazı bölgelerde birkaç sorun oldu ve orada sivil toplum gözlemcilerinin olmadığını söyledim. Uluslararası kurumların gözlemcileri de oralarda değildi diyebilirim. Yasal çerçevenin gerçek anlamda demokratik standartlara uymadığını söyledim. OHAL hiçbir zaman hukuk devletini gölgede bırakmamalıdır. Burada olmamızın nedeni de bu üç nokta. Herhangi bir iddiaya cevap vermek için burada bulunmuyorum" diye yanıt verdi.
"STANDARTLARA UYMADIĞINI GÖRDÜK"
Aynı soruya, Tana de Zulucta, "Yapılan itirazlar da raporumuzun içinde yer alacak. Bu itirazların nasıl ele alındığını da değerlendireceğiz. Nasıl kampanyaların yürütüldüğünü değerlendirdiysek, itirazların da nasıl ele alındığını da değerlendireceğiz. Nihai raporumuzda yer alacak. Referandumumun hukuk dışı olup olamadığına yönelik bir şeyler söylemek üzere bulunmuyoruz. Referandumun uluslararası standartlara uygun olup olmadığına yönelik sadece değerlendirip rapor hazırlıyoruz. Preda'nın da dediği gibi bu standartlara uymadığını gördük. Uymakta eksikleri olduğunu gördük. Geleceğe yönelik tavsiyelerimiz olacak. Özelikle Yargı bağlamında bir takım uygulamalarla ilgili önerilerimiz olacak" diye yanıt verdi.
"EŞİT OLMAYAN BİR OYUN SAHASI OLDUĞUNU SÖYLEDİK"
"Halkın iradesinin açık ve adil bir şekilde referanduma yansıdığını söylemek mümkün mü?" sorusuna Tana de Zulucta, "Değerlendirmemizde kesinlikle eşit olmayan bir oyun sahası olduğunu söyledik. Bu tek başına erişimde eşitlik tarafsızlık taahhütlerinin yerine getirilmemesi anlamına geliyor. Sonuç nasıl olurdu konusuna bizim görevimizin, yetkimizin çok ötesinde. Buna ya mahkeme ya da tarih karar verecekö diye yanıt verdi.
"EŞİT FIRSATLARI OLMADIĞINI SÖYLEMİŞTİM"
Aynı soruya Cezar Florin Preda, "Her iki tarafın eşit fırsatları olmadığını söylemiştim" diye yanıt verdi.
"MÜHÜRSÜZ ZARF VE PUSULALARI"
"YSK'nın mühürsüz zarf ve pusulaların geçersiz olacağına yönelik açıklamasından sonra YSK ile iletişime geçtiniz mi? açıklamaları sizi tatmin etti mi? YSK'nın başkanının konuya ilişkin örnekleri kanunun kabul edilmesinden önceki döneme ait" sorusu üzerine Tana de Zulucta, "Böyle bir kararın özellikle o noktada alınmasının önemli bir güvenceyi ortadan kaldırdığını ve kanun ile çelişkili olduğunu söyledik. Kendileri ile bu konuda bir toplantı yapma fırsatımız olmadı. Basın bildirisinin aynısı bize de geldi" dedi.
GÜNEYDOĞU'DA DURUM
"Kürt illerinde daha fazla sıkıntı yaşandığı tartışmaları var bu konudaki görüşleriniz nedir?" sorusu üzerine Cezar Florin Preda, "Türkiye çok büyük bir ülke. Eşit bir dağılım yapmaya çalışıyoruz. Meslektaşlarımız güneydoğuya gidiyor. Topladıkları bütün bilgiler şu anki analizimize yansımış durumda. Bazı bölgelerde sorunlar var dedik. Ama faaliyet olarak bütün Avrupalı gözlemciler aynı şekilde etkilenmiş değildir diyebiliriz. İstediğimiz sandık başına gittik. Gözlemlemede bulanabildik. Bu bir gerçek. Yasalar bize ne kadar yetki veriyorsa yapabileceğimiz kadar gittik ve gözlemlemede bulunduk" diye yanıt verdi.
"ANADOLU AJANSI KAYNAKLARININ NE OLDUĞUNU SORUŞTURDUK BİZE SÖYLENMEDİ"
"Sonuçların bir haber ajansı tarafından verilmesi doğru mu? Referandum performansı nasıldı?" sorusu üzerine Tana de Zulucta, "Sonuçların Anadolu Ajansı devlete ait bir ajans tarafından verilmesi konusu kaynaklarının ne olduğunu soruşturduk. Bize bu söylenmedi. Partilerin paralel sayımları da vardı. Partilerin gerçek zamanlı olarak elektronik sitem aracılığıyla sonuçlara erişim olduğu söylendi. Bunun tüm partilere verilmesi gerekirken tüm partilere verilmediği bilgisine sahibiz. Bir ara bilgi akışının da kesildiği söz konusu oldu. 6 dakikalık bir kesinti oldu YSK tarafında. sonuçların nasıl Anadolu Ajansı tarafından elde edildiğine dair bir bilgiye ulaşamadık" diye konuştu.
"ÖRNEK YOK OLDUYSA BİLE BUNLARI RAPOR EDEMEDİK"
"Referandumda hile yapıldı mı?" sorusuna, Tana de Zulucta, "AGİT taahhütleri arasında seçmenin iradesine saygı gösterilmesi de var. Bu iradeyi ihlal eden herhangi bir seçim bir numaralı taahhüt ile uyumlu olmayacaktır. Bugünkü ön rapor bununla ilgili herhangi bir örnek vermiyor çünkü olduysa bile bunları rapor edemedik. Ülkede bulunduğumuz süre boyunca itiraz ve şikayetler bize geldiğinde değerlendirmeye çalışarak raporumuza dahil edeceğiz. Tavsiyelerde bulunuyoruz. Herhangi bir yaptırım yetkisi yok AGİT'in" diye yanıt verdi.
"GENEL SEKRETERİMİZİN YAPTIĞI 'ZARLAR ATILDI' AÇIKLAMASI ÇOK ÖNEMLİYDİ"
Aynı soruya, Cezar Florin Preda, "Burada hileden bahsetmiyoruz. Hiçbir bilgiye sahip değiliz. Farklı tarafların yaptıkları açıklamalar var. Genel sekreterimiz bir basın açıklaması yapmıştı. Çok önemliydi ve şunu dedi; 'zarlar atıldı.' Türk yetkililerin rolü YSK'nın rolünden bahsedebiliriz. Yasallık ya da şeffaflık konusunda ne yapıldığına dair onlar sorumluluk sahibi. Bizim sorumluluğumuz, yetkimiz değil ne olduğunu söylemek. Yetki sahibi olan kurumların yetkisinde. Bu çok önemli bir süreç hem Türkiye hem Avrupa için. Şu anda bizde yok bilinmez, bilmiyoruz" diye yanıt verdi.
"YABANCI MEDYAYI İZLEMİYORUZ"
"Yabancı medya niye raporunuzda yer almıyor?" sorusu üzerine Tana de Zulucta, "Yabancı medyayı izlemiyoruz çünkü. Yurt dışında yapılan oylamayı da izlemiyoruz. Gelecekte prosedürler değişebilir ülke dışında yapıla oylamayı da izlememiz mümkün olabilir. Ama şu anda durum böyle değil. Yabancı medya kendi dillerinde" ifadelerini kullandı.
"TÜRK MEDYASI SEÇİM KAMPANYASINDAKİ DENGEYİ ETKİLEDİ"
Aynı soruya, Cezar Florin Preda, "Her şeye dikkatle baktık. Hepimiz referandum öncesi neler oldu biliyoruz. Belgelere sahibiz. Türkiye için geçerli olan belgeler var. Türkiye'de ne olup bitiyor çok dikkatli bir şekilde izledik, izliyoruz devam da edeceğiz. Farklı bilgiler var doğru. Herkesin farklı bilgileri var. Herkesin farklı bilgileri var. Uluslararası medya bizim yetki alanımızda değil. Bizim için önemli olan Türk medyası bu konuda ne dedi? Çünkü Türk medyası seçim kampanyasındaki dengeyi etkiledi" diye yanıt verdi.
"HAYIR PARTİSİ'NİN YAPTIĞI BAŞVURUNUN KABUL EDİLMEMESİ RAPORUMUZDA"
"Hayır Partisi kurulmuş isminden dolayı İçişleri Bakanlığı tarafından onaylanmıyor. Raporunuzda bu değerlendirilecek mi? Bu konuda neler söyleyeceksiniz?" sorusu üzerine Tana de Zulucta, "Hayır Partisi'nin yaptığı başvurunun kabul edilmemesi raporumuzda. Bu konuya eğildik. Türkiye'deki kayıtlı 92 partiden sadece 10 tanesi bu referandum kampanyasına katılabildi. Sivil toplum örgütleri de katılamadı. YSK'nın elektronik veri iletim sistemi ile ilgili olarak bu sistem denetime açık. Şu ana kadar bize aksi bir şey iletmediler. Bu konuda kaygıları varsa biz dönmeden bize de iletebilirler" diye konuştu.
"GERÇEK BİR DEMOKRATİK SÜREÇ OLUŞTURMA KONUSUNDA YETERSİZ KALDI"
Basın açıklamasında konuşan Avrupa Parlamenterler Meclisi Temsilciler Kurulu Başkanı Cezar Florin Preda, "Referandum günü, bazı belirli bölgeler haricinde, büyük bir olay yaşanmadı, ancak sivil toplum örgütlerinin sandık gözlemciliği görevinde bulunamamaları üzüntü verici. Referandumun Avrupa Konseyi standartlarında olmadığını söyleyebiliriz. Referandumun yasal çerçevesi gerçek bir demokratik süreç oluşturma konusunda yetersiz kaldı" dedi.
OLAĞANÜSTÜ HAL ASLA YASALARIN GÜCÜNÜ AZALTMAK İÇİN KULLANILMAMALI"
Preda, "Olağanüstü hal asla yasaların gücünü azaltmak için kullanılmamalı" diye uyardı.
"MEDYA YASAKLARI, GAZETECİLERİN TUTUKLANMALARI"
Sınırlı Referandum Gözlem Heyet Başkanı Tana de Zulueta, olağanüstü halin getirdiği çeşitli kısıtlamaların, referandum ortamında olması gereken temel özgürlükleri kısıtladığını söyledi. "Evet" kampanyasının medyada "hayır"a göre çok daha fazla yer aldığına dikkat çeken Zulueta, "Medya yasakları, gazetecilerin tutuklanmaları ve çeşitli basın kuruluşlarının kapatılması, seçmenlerin farklı bakış açılarına erişimini azalttı" dedi.
"ADALETSİZ BİR ORTAM YARATILDIĞI" RAPORDA YER ALDI
Yapılan açıklamada, referandumun yasal çerçevesinin medyada tarafsız yayıncılık ve kitle iletişim araçlarına eşit erişim sağlama konusunda yetersiz kaldığı ve iktidar partisi ve Cumhurbaşkanı'na, rakiplerine göre, çok daha fazla zaman ayırıldığı ifade edildi. Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) Sivil Toplum Örgütlerinin (STK) kampanyalarına izin vermemesi ve STK gözlemcilerine sınırlama getirdiğini, ancak "evet" kampanyası için rahat bir ortam oluşturduğu ve yönetimsel kaynaklar kullanılarak adaletsiz bir ortam yaratıldığı raporda yer aldı.
"REFERANDUM GENEL OLARAK STANDARTLARI TUTTURAMADI"
Oy sayım prosedüründe son anda yapılan değişikliklerin de "önemli bir güvenceyi ortadan kaldırdığını" vurgulayan Preda, "Ziyaret ettiğimiz sınırlı sayıdaki sandık referandum gününde düzenli ve verimliydi. Referandum genel olarak standartları tutturamadı, hukuki altyapı gerçekten demokratik bir süreç için yetersizdi" dedi.
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI'NDAN TEPKİ
AGİT'in resmi olmayan referandum sonuçlarına ilişkin yaptığı basın açıklamasından sonra Dışişleri Bakanlığı yazılı açıklama yaptı. Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, "İlk Bulgu ve Sonuçlar Raporu'nda ve basın toplantısında dile getirilen siyasi içerikli ve itham edici ifadeler üzüntüyle karşılanmıştır. Halkoylamasının uluslararası standartların gerisinde kaldığı gibi bir yorum kabul edilemez. Türkiye'ye önyargılarla geldiğini, nesnellik ve tarafsızlık ilkelerini dikkate almadığını göstermiştir. Sözkonusu ilk bulgular raporu da bu taraflı ve önyargılı yaklaşımın bir yansımasıdır" denildi.
"YÜZDE SEKSEN BEŞİN ÜZERİNDE BİR DEMOKRATİK KATILIMLA GERÇEKLEŞMİŞTİR"
Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi: "AGİT Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi'yle (ODIHR) ülkemizdeki seçim gözlemcilik faaliyetlerine yönelik uzun yıllardır işbirliğimiz sürmektedir. Bu kapsamda Türkiye'de 16 Nisan günü gerçekleştirilen halkoylaması için de davette bulunulmuş olup, Gözlem Misyonu'nun faaliyetleri için makamlarımız ülke genelinde her türlü işbirliğini göstermiştir. Türkiye'deki Anayasa değişikliğine yönelik halkoylaması, AGİT içinde örnek gösterilecek düzeyde yüzde seksen beşin üzerinde bir demokratik katılımla gerçekleşmiştir.
İTHAM EDİCİ İFADELER ÜZÜNTÜYLE KARŞILANMIŞTIR
Gözlem Misyonu'na, raporlarında maddi hatalardan ve yanlış yönlendirmeye yol açabilecek eksik bilgilere dayalı yorumlardan kaçınmaları yönünde daha önce de telkin ve tavsiyelerde bulunulmuştur. Bu bağlamda, 16 Nisan halkoylaması sonrası ODIHR Heyetinin AKPM Gözlem Heyetiyle birlikte yayımladığı İlk Bulgu ve Sonuçlar Raporu'nda ve basın toplantısında dile getirilen siyasi içerikli ve itham edici ifadeler üzüntüyle karşılanmıştır. Heyetin, Yüksek Seçim Kurulu'nun halihazırda TBMM'deki tüm partilerin temsilcilerini de içerdiğini gözardı ettiği görülmektedir.
TARAFLI, ÖNYARGILI YAKLAŞIMIN YANSIMASI
Halkoylamasının uluslararası standartların gerisinde kaldığı gibi bir yorum kabul edilemez. Esasen halkoylamasının gerçekleştirilmesinden kısa süre önce AGİT Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi Direktörü tarafından halkoylamasıyla ilgili siyasi içerikli beyanlarda bulunulması, bu heyetin Türkiye'ye önyargılarla geldiğini, nesnellik ve tarafsızlık ilkelerini dikkate almadığını göstermiştir. Sözkonusu ilk bulgular raporu da bu taraflı ve önyargılı yaklaşımın bir yansımasıdır."