Güncelleme Tarihi:
Yapay Zekâ Politikaları Derneği (AIPA), Kuantum Araştırma iş birliğinde toplumda afet yönetimi ve akıllı şehirlere ilişkin ‘Afet ve Dijitalleşme: Akıllı Şehirler’ araştırması gerçekleştirdi. Binin üzerinde katılımcıya afet yönetimi bilgisi, akıllı şehirler kavramı, afet yönetimi mobil uygulamaları bilgisi ve kullanımı gibi çeşitli sorular yöneltildi.
ANKARA-İZMİR-İSTANBUL KARŞILAŞTIRMASI
Araştırmaya göre İstanbul’da (yüzde 95.7), İzmir’de (yüzde 97) deprem risk algısı yüksek çıktı. Ankara ise daha güvenli bir şehir imajına sahip olduğu için bu oran yüzde 71.6’ya kadar düştü. Kamuoyunda ‘deprem bakımından düşük riskli’ olarak bilinen Ankara için bu oranın da yakın geçmişte 11 ili etkileyen bir deprem yaşanmış olması ile bu seviyeye yükselmiş olduğu tahmin ediliyor. Araştırmanın bu kısmında yer alan en çarpıcı sonuçlardan birisi ise katılımcıların ölçek daraldıkça kendilerini daha güvende hissettiklerini beyan etmeleri oldu. Katılımcılar yaşadıkları şehri, ilçeyi ve hatta mahalleyi tam anlamıyla güvenli bulmasa da oturduğu binanın güvenli olduğunu ifade etti. Katılımcıların bu davranışının ardında gerekli önlemleri pratik ve maddi sebeplerle alamaması dolayısıyla riski yok sayma düşüncesi olduğu tahmin ediliyor.
‘OTURDUĞUM BİNA YIKILMAZ’ VARSAYIMI
Araştırmada, katılımcıların yüzde 65.7’si depremlere yönelik önlemlerin alınması ve uygulanması gerektiğini söyledi. 25-34 yaş aralığında ise bu oranın yüzde 75’e çıkması dikkat çekti. Bu yaş aralığındaki katılımcılar güvenli bir şehirde, semtte ve binada oturmak istediğini ifade etti. Depreme yönelik önlem olarak ise deprem olduğunda binadan çıkma, bina dışında ihtiyaçları karşılamaya yönelik tedbirler beklendiği görüldü. Bu önlemler içinde yüzde 53 ile ‘deprem çantası hazırlama’ en sık belirtilen önlem olarak öne çıkması bu durumu teyit etti. Yaşanılan binanın güçlendirilmesi, sağlam binaya taşınma, kentsel dönüşüm gibi önlemlerin küçük oranlarda ifade edilmesi de riski yok sayma düşüncesini tekrar doğruladı. Katılımcıların oturduğu binanın yıkılmayacağı varsayımıyla hareket ettikleri görüldü. Araştırmada, katılımcılar arasında en çok bilinen uygulamalar olarak ‘AFAD Acil’, ‘112 Acil Yardım’, ‘Düdüğüm’, ‘AKUT Güvendeyim’ ve ‘Bridgefy’ öne çıktı.
AFETTE SOSYAL MEDYA KULLANIMI FAYDALI
Katılımcıların yaklaşık yüzde 86’sı afet durumlarında sosyal medya kullanımının faydalı olacağını düşündü. En sık kullanılan sosyal medya uygulaması olarak ise yüzde 85.3 ile Instagram öne çıktı. Katılımcıların yüzde 37.4’ü akıllı şehir kavramını daha önce duyduğunu belirtse de bilgi sahibi olduğunu dile getirenlerin oranı yüzde 28.4’e kadar indi. Bilgi sahibi olduğunu iletenler arasında ise doğru tanımlama yapabilenlerin oranı yüzde 31.8 olarak gözlemlendi. Yaşanılan deprem afetinden ötürü yüzde 18.8 oranında ise katılımcılardan ‘depreme dayanıklı binalar’ cevabı geldiği görüldü. Araştırmada, akıllı şehir uygulamalarına örnek sorulduğunda güncel teknoloji olarak bile değerlendirilmeyecek olan raylı sistem, trafik ışıkları gibi örnekler verildiği görüldü. Katılımcıların yüzde 23.4’ü akıllı şehir uygulamalarını kullandıklarını söylerken verdikleri örneklerin önemli oranda e-belediye hizmetleri kapsamına girdiği dikkati çekti. En çok dile getirilen örnek olarak yüzde 87.5 ile toplu taşıma mobil uygulamaları öne çıktı.
DİJİTALLEŞME AFETTE HAYAT KURTARABİLMEKTE
AIPA Başkanı Zafer Küçükşabanoğlu araştırmaya ilişkin yaptığı değerlendirmede özetle şunları kaydetti: “Yaşanan büyük felaketten sonra afet öncesi ve sonrası yönetiminde dijitalleşmenin önemiyle birlikte akıllı şehirler kavramı ön plana çıkmıştır. Depremlerde sağlam bina ve zemin hayat kurtarabilmektedir. Son yaşanılan depremde de gördük ki, dijitalleşmenin getirdiği hızlılık ve kolaylık da, afet öncesi ve sonrası da hayat kurtarabilmektedir. Bu konularda toplumumuzun bilinçlendirilmesi ve politika yapıcılara da fikirlerimizi sunmak amacıyla dernek bünyemizde ‘Afet Yönetimi’ komisyonu kurduk, bu konuda da onlarca üyemizle birlikte çalışmalarımıza başladık. Akıllı şehirler, ülkeler ve toplumlar için büyük fırsatlar yaratmaktadır. Bu fırsatlardan yararlanmak için ülkelerin de dijital küresel ekonomide geride kalmaması için şehirlerini yeniden tasarlamaları zorunluluk haline gelmiştir. AIPA Türkiye’deki ilk ve tek ‘Afet ve Dijitalleşme: Akıllı Şehirler’ araştırması ile toplumun bu kavram hakkındaki bilgisini, seviyesini, görüşlerini ve algısını araştırıp, analiz ederek resmini açıkça çekmiştir. Şimdi bu resim üzerinden planlar yapılmalı ve adımlar atılmalıdır ki özellikle de afet ve dijitalleşme ile akıllı şehirler kavramının getireceği fırsatlardan yararlanılmalı, riskler içinse gerekli önlemler alınmalıdır.”