Güncelleme Tarihi:
Kardeş şehir projesiyle Sivas ve Kayseri’de temsiller yapan ADOB, önümüzdeki yıl da bu iki şehirde düzenli olarak opera ve bale eserleri sahneleyecek. Ankara Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Erdoğan Davran, müdürlük olarak geçtiğimiz yıl belirledikleri hedeflerin hepsini gerçekleştirdiklerini söyledi. Sanat sezonu boyunca yurtiçi ve yurtdışında turnelerin de devam ettiğini belirten Davran, kardeş şehir projeleriyle Anadolu’ya açılacaklarını ve oradaki insanları opera ve baleyle tanıştıracaklarını dile getirdi. Davran, şunları söyledi:
Gişeye öncelik
“Geçtiğimiz sezona göre temsil başına 100 kişilik bir sandalye kaybımız olmuştu. Bu bilet bulma konusunda sıkıntı yapsa da, izleyiciler daha konforlu temsil izleme imkanı bulduklarını söyledi. Sezon boyunca 10.000 koltuk eksik oynamış olduk. Ama seyirci olarak 100.000 seyirci hedefine ulaştık. Parasal anlamda yüzde 8’lik bir artış oldu. Eserlerin her birinin fiyatlandırması farklı oldu. Bu bir tek Ankara Müdürlüğü’nde uygulandı. Sezon ortasından itibaren gişeden bilet almak isteyenlere, 15 dakika önce bilet satışı başladı. Geri dönüşler çok olumlu oldu. İnternet çok hızlı ve aynı anda birçok kişi bilet almak için başvurduğunda bilet almak mümkün olmuyordu. Evinden kalkıp buraya gelen insanlar, mesai harcıyor ve biz de bu uygulama ile onlara ayrıcalık tanıdık.
2011-2012 sanat sezonunda 200’e yakın etkinlik gerçekleştirdik. Bu etkinlikler içinde “Don Giovanni” operası farklı bir anlayış ve üslupla sezonun önemli eserlerinden biri olarak öne çıktı. “5. Murad” Balesi de, önemli eserlerden biri. Modern Dans Balesi’nin “Bir Yaz Rüyası” başarılı bir sezonu geride bıraktı ve tüm temsillerde kapalı gişe oynadı. Önümüzdeki yıl özel projelerimiz olacak. Modern Dans Topluluğu, gelecek seneye daha da hızlı girecek.
Üstün çalışmanın ödülü
Bu sezon genç reji yardımcısı arkadaşlara fırsat tanıdık. “Evlilik Senedi”, Figen Kocakaya’nın rejisiyle sahneye kondu ve çok olumlu tepkiler aldı. Bu sezon İzmir’de sahnelenecek. Geçtiğimiz sezonun seyirci anlamında büyük başarı elde ettiğimiz eserlerden biri de “Tannhauser” oldu. Vagner operaları Türkiye’de nadiren oynanabiliyor. Ama Tannhauser bu anlamda çok başarılı oldu. Üstün ve titiz çalışma sonucunda bir ödülle taçlandırıldı. 19. Aspendos Bale Festivali’nde Eylül’de sahnelenecek.
Kayseri ilk kez bale gördü
Sezon içinde turnelerimiz devam etti. Yurtiçi ve yurtdışı turneleri aynı anda sürdürdük. Yıllar sonra Kayseri’ye gittik. Seslerle Anadolu, Harem ve çocuk oyunları sahnelendi. Ankara Operası’nın Sivas ve Kayseri’de iki tane daha sahnesi açılmış oldu. Ayda bir kez gitme şansı bulduk. Biz artık düzenli olarak gidip, bu iki şehirde temsiller sunacağız. Ankara Devlet Opera Balesi’nin repertuarında olan eserleri götürdük. Sivas’ta ilk temsilde çok büyük bir yankı oldu ve beğenildi. Dakikalarca ayakta alkışlandı. Şubat ayında Kayseri’ye Harem Balesi’yle gittik. İlk kez bir bale eseri Kayseri’de sahnelendi. Bu şehirlerimizde tanınmamaktan dolayı yaşadığımız sıkıntılar vardı. İnsanlar opera ve baleye yabancıydı ama izledikten sonra çok beğendiler. Kış dönemi çok sert geçtiği için Ekim ve Kasım ayı ile Mart, Nisan ve Mayıs’ta eserler sahnelenecek. Mayıs ayında her iki ilimize de çocuk oyunlarını götürdük. İnanılmaz başarılı oldu. Ben bile bu kadarını düşlemiyordum. Çocukların birçoğu ayakta seyretti. Sihirli Dünya isimli eser, anlatmak istediğimiz sanat dalının nasıl olduğunu anlatıyor. Temsilden sonra yöneticiler, iki gün daha kalmamızı ve başka okulların da oyunu izlemek istediğini söyledi. Turneler için tüm arkadaşlar çok emek harcadı. Günlerce çalıştık, saatlerce konu üzerine görüşmeler yaptık. Kendimizi ifade etmek için çaba gösterdik. Gelecek yıldan itibaren daha da keyifli ve ilgiyle izlenecek.
Sanatsal başarı
Ekaterinburg’da bir binanın 100. yıl kutlamaları kapsamında “Saraydan Kız Kaçırma” Operası’nı iki kez temsil ettik. Spor ve sanatla elde edilen başarılar çok daha farklı. Sanatçıların, orkestranın Türk olduğuna inanamadılar. Giderken çok çekinerek gittik. Sanatsal anlamda çok önemli bir şehir. Saraydan Kız Kaçırma’yı neden getirdiğimizi söylediler. Mozart hiçbir zaman Osmanlı’yla karşılaşmamış. Osmanlı’nın müziğini yakın tanıyan bir yaklaşımı olmamış. Bizim için çok önemli bir opera. Biz Türkler hala yanlış değerlendiriliyoruz. Yüzyıllar önce yaşamış olan dahi besteci Mozart, bağışlayıcılığı öne çıkaran bir opera eseri yaratmış. Türkiye üzerindeki imajı değiştirebileceğimiz en iyi alan sanat.