MS Veli Sarıtoprak
Oluşturulma Tarihi: Nisan 14, 2008 00:00
Patron Patrona Börekçi A.Ş. nin yatırımlardan sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi S. Selçuk Börekçi’yi köşesinde ağırladı. Konuğumuz, 600 yıldır Ankaralı olan köklü bir aileden geliyor. Dedeleri Atatürk’e Milli Mücadele döneminde sahip çıkmış, Çankaya Karyağdı Sokak’taki bağ evinde Atatürk’ü ağırlamış. Börekçi ailesinin fertlerinden birisi.
VELİ SARITOPRAK: Siz Ankara’nın en eski ve köklü ailelerinden, Börekçi Ailesi’nin bir ferdisiniz. Bize ailenizden ve kendinizden bahseder misiniz?
-SELÇUK BÖREKÇİ: Sizin de bahsettiğiniz gibi 600 yıldır Ankaralı olan aileye mensubum. Hacı Bayram Veli’nin torunuyum. Büyük dedem Rifat Börekçi,
Atatürk’ün Ankara’yı Milli Mücadele’nin merkezi seçmesine neden olan aydın bir din adamı idi. Ankara Müftüsü olan Rifat Börekçi’nin önderliğinde Ankaralılar Milli Mücadelede Atatürk’e ve ekibine ellerinden gelen tüm yardımları göstermişlerdir. Cumhuriyet kurulduktan ve Hilafet lav edildikten sonra da büyük dedem vefatına kadar Cumhuriyet’in ilk Diyanet İşleri Reisi olarak hizmet vermiştir. Dedem Fuat Börekçi ise Ankara Mebusluğu ve Belediye Reisliği yapmıştır.
Ben 1972 yılında doğdum ve Ankara Koleji’nden 1989 yılında mezun oldum. Daha sonra İsviçre’de uluslararası işletme eğitimi aldım. Vatani hizmetimi tamamladıktan sonra, önce MBS İnşaat Ltd. daha sonra da Börekçi A.Ş.’de çalışma hayatına atıldım. Halen Börekçi A.Ş.’de çalışmakta ve yapımından itibaren başında bulunduğum Hotel Midi ve Börekçi A.Ş.’nin inşaat kolu ile ilgilenmekteyim.
EMLAK GELİŞTİRME VE İNŞAAT AĞIRLIKLI ÇALIŞMALAR
Yönetim Kurulu Üyesi olduğunuz Börekçi A.Ş.’nin Ankara’daki yatırımları hakkında bilgi verir misiniz?
- Börekçi A.Ş. hali hazırda Hotel Midi ve Mezzaluna markaları ile Ankara’da hizmet sektöründe faaliyet göstermektedir. Mezzaluna Restoranları Bilkent’te Ankuva Çarşısında Kavaklıdere’de Turan Emeksiz sokakta ve Çayyolu’nda Alımcı Park Sitesinde hizmet vermektedir. Hotel Midi ise Çankaya’da 9 bin metrekare kapalı alanda hizmet vermektedir.
Bunun dışında emlak geliştirme ve inşaat alanlarında da çalışmaktadır. Börekçi ağırlıkla kendi arsaları üzerine proje geliştirip bunları inşa ettikten sonra kiralama yoluna gitmektedir.
Ayrıca ithalat ve ihracat alanında faaliyet göstermekteyiz.
Börekçi A.Ş. Ankara’da başka hangi yatırımları planlamıştır.? Hizmet sektörü dışında yatırım düşünceniz var mı?
- Börekçi olarak çok yakında Ankaralılar’ın beğenisine ’Num Num’ı sunmak için çalışıyoruz. Sizin de bildiğiniz gibi Num Num , Mars Entertainment Group’a bağlı olan ve misafirlerine Amerikan / İtalyan Mutfaklarının harmanlanması sonucunda oluşturulmuş kapsamlı menüsü ile hızlı fakat iyi ve lezzetli yemekler sunarken , çocuklara da hitap eden bir marka. Yakında Oran’da Panora Alışveriş Merkezi’nde Cine Bonus sinemalarının yanında Ankara’daki ilk şubesi ile hizmete girecek.
Börekçi A.Ş. olarak aynı zamanda emlak ve inşaat sektörünü de daha önceden bahsettiğim gibi takip etmekteyiz. Gelişen ve değişen ekonomik şartlar altında Ankara Keçiören’de yaklaşık 7 bin 500 metrekare arsamız üzerinde daha önceden planladığımız 72 dairelik bir site inşaatı projemizi hayata geçirip / geçirmeme konusunda bir karar alma aşamasındayız.
HAKSIZ REKABETE NEDEN OLUYORLAR
Faaliyet gösterdiğiniz hizmetler sektörünün belli başlı sıkıntıları neler? Sıkıntıların aşılması için önerileriniz neler?
- Ankara’da son 5-6 yıl içerisinde talebinde üzerinde üretilen yatak kapasitesine ilaveten yapılan yeni tesisler ile işletmelerin daha düşük verim ile çalışmaları ihtimali çok yüksek bu nedenle gelirlerini maximize etmeye çalışan bazı işletmeler maalesef birtakım hoş olmayan yolları kullanarak, haksız rekabet oluşmasına neden oluyorlar. Bu konuda yapılan denetimlerin yeterli olduğunu düşünmüyorum. Bunun yanında sınıflandırmayı yapan Bakanlığın da sorumluluğu açılıştaki denetimden sonra bitiyor gibi. Oysa bu koşulları sağlamayan işletmeleri de mevzuat çerçevesinde cezalandırması gerekir.Bu yolla işletmelerin eksiklerini gidermesi ile yurtiçi veya yurtdışından işletmeler hakkında farklı kanallar ile bilgi sahibi olacak misafirlerin işletme belgelerine olan güveni tazelenebilir.
TURİZMİN DE BAŞKENTİ OLMALIYIZ
Ankara turizminin gelişmesi için yapılması gerekenler ana hatları ile bakanlık tarafından yürütülen tanıtım çalışmalarında başkente daha fazla yer verilmesi,tarihi ve doğal değerlerimizin ortaya çıkarılması,eğlence alanlarımızın artırılması,devlet kurumlarının düzenlediği organizasyonlarda kendi merkezlerinin de bulunduğu Ankara’yı tercih etmeleri, sağlık turizmi çerçevesinde hastanelerin aktif hale gelmesi ve kongre turizmi için gerekli alt yapının sağlanması sayılabilir.
Şu anda ATO tarafından yapımı devam eden kongre merkezi kısmen bir katkı sağlayacaktır.Ancak iki yılda bir Ankara da düzenlenen uluslararası tek organizasyon olan Savunma Sanayi Fuarının (IDEF) gelecek yıl İstanbul da yapılacak olması Ankara için büyük bir kayıptır.Burada hedeflenen organizasyonların yer değişimi olmasa gerek. Ayrıca yıllarca başarı ile ev sahipliği yaptığımız bir uluslar arası organizasyon olan IDEF’in Ankara’dan koparılmamasını; hem Ankaralı Sanayi Şirketleri adına (
Aselsan, Havelsan, TAİ vb.) boşu boşuna büyük masraflar olmaması için hem de Turizm Sektörü adına, organizasyonun sahibi Türk Silahlı Kuvvetleri Vakfı’ndan sizin aracılığınız ile buradan ricacı olmak isterim.
Hayalinizdeki Ankara nasıl? Çalışmalarına fiilen katkıda bulunduğunuz ANKARA KÜLTÜR ve TURİZM PLATFORMU 10 yıl sonrasının Ankara’sını nasıl planlıyor?
- Hayalimdeki Ankara; Türkiye ekonomisinde daha önemli bir yere oturmuş, Merkez Bankası’nı, SPK’yı, BDDK’yı kaybetmemiş ve hatta SPK’da burada olduğuna göre Menkul Kıymetler Borsası’nı da kazanmış, ticaret hacmi büyümüş, sanayisi ilerlemiş ve bünyesinde bulundurduğu üniversiteler sayesinde katma değeri yüksek alanlarda ( Bilişim Teknolojileri gibi.) söz sahibi olarak görüyorum. Tabi ki tüm bu nedenlerden dolayı da Ankara’yı bir Kongre Merkezi olarak hayal ediyorum. Daha önceden Washington örneğinde bahsettiğim gibi de yakın tarihimizin merkezi olarak İç Turizm’de önemli bir yer almasını diliyorum. Bunun başlangıcı olarak da 23 Nisan kutlamalarının Cumhuriyet’in Başkenti’nde; merkezi Ankara olan TRT’nin çalışmaları ile tekrardan Ankara’da, organize edilmesini sağlamayı bir hedef olarak görüyorum.
Ama her şeyden öte Ankara Platformu olarak Ankaralıların kentlerine sahip çıkmasını ve Ankara kent kimliğinin ve Ankaralılık bilincinin tüm hemşerilerimizde oluşmasını arzu etmekteyiz ve bu doğrultuda çalışmaktayız.
Seçim sektörü olumsuz etkilediSahibi olduğunuz Midi Hotel’in çalışmasından memnun musunuz? 2007’yi nasıl geçirdiniz? 2008 yılı beklentileriniz neler?
- Açıldığımız günden itibaren "Konuksever Bir Başkentli" sloganıyla hizmet veren Hotel Midi 2005 yılı itibariyle de Preferred Hotel Group zincirinin bir markası olan Summit’e dahil olarak hizmet vermekteyiz ve profesyonel kadromuzla Börekçi adına olan güven ve inanca layık olmaya çalışarak misafirlerimizi rahat ettirmek için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz. Bu yüzden aslında memnuniyeti değerli misafirlerimizin değerlendirmesi gerektiğine inanmaktayım. 2007 senesi maalesef hedeflerimiz doğrultusunda gerçekleşmedi. Malumunuz bir seçim senesi idi ve seçimlerin yaza alınması da Ankara’daki otelleri sanılanın aksine ters yönde etkiledi. Siz de taktir edersiniz ki maalesef Milli Mücadele’nin kalbi olan Ankara, Washington örneğinde olduğu gibi turistik bir destinasyon değil. Ankara ağırlıkla bürokratik işlemlerin takibi için gelinen ve çok az da (nüfusuna göre) ticaret ve sanayisi olan bir şehir.
2008 senesinde ise beklentilerimiz 2007 senesine göre daha yukarıda. Misafirlerimizin taktiri sonucunda doluluğumuzu ve buna bağlı olarak karlılığımızı arttırmayı hedeflemekteyiz.
O büyük liderin eşsiz nezaketi"
AİLEMİN Ulu Önder Atatürk’ü ağırladığı dönemden, bana aktarılan ve bugün bile büyük heyecan ile hafızamda taşıdığım olaylar da var. Bunlardan bir tanesi de şöyle: Atatürk bağ evimizde misafir edilirken, dedem Fuat Börekçi çocuk denecek yaşlardaymış. Atatürk’ün kahveyi çok sevdiğini bildiği için, bütün samimiyeti ile kendi yaptığı kahveyi sormadan almış ve Atatürk’e sunmuş. Atatürk’ün kahveyi çok sevdiğini söyleyip teşekkür etmesi üzerine, bir kahve daha getirmiş. Ve sonra bir kahve daha derken, Atatürk tam 7 tane Türk kahvesini üst üste içmiş. Ancak, zanediyorum Fuat Dedemi kırmamak adına tek bir kelime etmemiş, ’artık yeter’ dememiş. Sadece evden ayrılırken, büyük dedem Rifat Börekçi’ye dönüp tebessüm etmiş ve "Hocam bugün de kahveye doyduk" demiş. Bu küçücük anektodun bile, bugün sadece bizim değil bütün dünya liderlerinin feyz alması gereken eşsiz bir nezaket ve halk sevgisi örneği olduğunu düşünüyorum."