Güncelleme Tarihi:
Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA) ve Türk Japon Vakfı, Dünya Çevre Günü nedeniyle özel bir program düzenledi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mehmet Emin Birpınar’ın da katıldığı etkinlikte, ‘Türkiye’de Çevre Duyarlılığı ve Sivil Toplum Örgütleri’ başlıklı bir sunum yapıldı.
Çevreyi kirletmenin kolay olduğunu ancak, çözüm bulup temizlemenin çok maliyetli ve zor bir iş olduğunu belirten Türk Japon Vakfı Başkanı Prof. Dr. Cafer Tayyar Sadıklar, “İzmir Körfezi lağım çukuruna dönüştü, Gökova’nın yanı başına fabrika yapıldı. Körfez, tanınamayacak şekilde renk değiştirirken, Gökova’nın doğal güzelliği kömür tozlarıyla doldu. Çevreciler olarak biraraya geldik ve çözüm yollarını bulmak için fikir alışverişinde bulunacağız” dedi.
SÜRDÜRÜLEBİLİR YAŞAM
Doğal çevrede yaşanan olumsuz gelişmelerin en önemli nedeninin ‘insan’ olduğunu söyleyen TEMA Vakfı Ankara Temsilci Yardımcısı Süleyman Çetin ise, şunları söyledi: “Endüstriyel atıklar dünyamızı olanca hızıyla kirletmeye devam ediyor. Biz çevreciler kamu otoritelerinden farklı olarak sürdürülebilir kalkınmanın değil, sürdürülebilir yaşamın taraftarıyız. Çevresel bozulmayı, küresel ısınmayı ortadan kaldırmak için çözüm bulmak zorundayız. Türkiye, bir yılda, 1 milyar 500 milyon ton toprak kaybetti ve kaybedilen bu toprağın 743 milyon tonu bir daha asla verimli bir şekilde kullanılamayacak. Yaşanan kaybı daha iyi bir şekilde gözler önüne sermek istiyorum. Yunanistan ile Türkiye arasında Türk bandıralı bir geminin Kardak Kayalıkları’nda karaya oturması sonucunda iki ülke savaşın eşiğine gelmişti. Ülkemizde bir yılda yaşanan toprak kaybı, 500 bin tane Kardak Kayalıkları büyüklüğünde.
YÜZDE 78’İ BASKI ALTINDA
Kamuoyunu toprak erozyonu konusunda bilinçlendirmek gerekiyor. Bu etkinliğin bir diğer konusu olan sivil toplum kuruluşları (STK) hakkında da çarpıcı rakamlar vereceğim. Türkiye’de faaliyet gösteren STK’ların yüzde 64’ünün internet erişimi yok, yüzde 78’i zaten kamu baskısı altında çalışmak zorunda bırakılıyor. TEMA olarak böyle bir yapı içinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İnsanoğlu doğanın hakimi değildir. İnsanlar doğanın bir parçası olduğunu bilmeli ve ona hükmetmeye çalışmamalı. HES projeleri de dahil olmak üzere birçok uygulama hem yöre halkını hem de gelecek nesili olumsuz yönde etkiliyor.”