Güncelleme Tarihi:
ÇAYKUR Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu’nun, geçtiğimiz günlerde “Hepsinde haşere zehiri var” diyerek uyardığı kaçak çay operasyonlarında sadece geçen yıl 5 milyon 296 bin ton çaya el konuldu. Özellikle Doğu ve Güneydoğu’da tüketilen kaçak çayın Türkiye’ye girişini önlemek için mücadele sürerken, yerli çayın teşvik edilmesi için de çalışmalar hızlandı. 2011 yılında Gümrük Muhafaza, Emniyet ve Jandarma’nın ele geçirdiği kaçak çay miktarı 5 milyon 296 bin tona ulaştı.
9 dedektör köpek bulunuyor
2008 yılında 1 milyon 847 bin ton olan kaçak çay oranı her yıl neredeyse yüzde 100 artarak 2010’da 3 milyon 210 bin tona, 2011 yılında da 5 milyon 296 bin tona ulaştı. Jandarmanın kontrolünde olan bölgelerde daha fazla mal yakalandı. 2012’nin ilk iki ayında yakalanan kaçak çay miktarı da 403 bin ton oldu. Mücadele kapsamında Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın hazırladığı Çay Kaçakçılığıyla Mücadele Eylem Planı hazırlanırken, etkili önlemler önümüzdeki günlerde uygulamaya geçirilecek. Kanserden, düşüğe kadar birçok sağlık sorununa neden olan kaçak çayla mücadele için Çaykur’un talepleri doğrultusunda 9 çay dedektör köpeği kullanılıyor.
Sağlıklısı Kızılay’a gitti
Çalışmalar kapsamında daha önce 18 olan Kaçakçılık, İstihbarat ve Narkotik Gümrük Muhafaza Müdürlüğü sayısı arttırılarak bu sayı 29’a çıkarıldı. Gümrük personelinin güvenliği için de Doğu ve Güneydoğu’da 86 acil müdahale timi görevlendirildi. Ayrıca “çay kaçakçılığıyla mücadele” için görevlendirilen beş kişilik özel bir ekip kuruldu. İnsan sağlığını tehdit eden kaçak çayların “sağlıklı” olduğu tespit edilen 30 tonu Van Valiliği’ne 68 tonu da Kızılay’a bedelsiz olarak verildi.
Genel Müdür uyarmıştı
Sütlüoğlu, yaptığı kaçak çayda kanserojen maddeler bulunduğunu belirterek, vatandaşa kaçak çayla ilgili şu uyarılarda bulunmuştu:
“Kaçak çay genelde damak tadı alışkanlığından dolayı tercih ediliyor ama içinde nelerin olduğu belli değil. Aslında bunların satılması yasak ancak bir şekilde piyasaya sunuluyor. Vatandaşların ne aldığına dikkat etmesi, bilenen, tanınan markaları tercih etmeleri gerekiyor. Bizim çayımızda yabancı madde kesinlikle yok ancak kaçak çayların hepsinde haşere zehiri, yani pestisit var. Bu da kanserojendir. Pestisitin pek çok zararı var, hastalıklara neden oluyor. Kaçak çayı içen vatandaşlarımız belki kendilerini düşünmüyor ama çocuklarını, torunlarını düşünmeleri lazım. Bu bir nesli tehdit eden önemli bir olay. Vatandaşlarımızın dikkat etmesi lazım.”