30 yıldır aynı heyecan

Güncelleme Tarihi:

30 yıldır aynı heyecan
Oluşturulma Tarihi: Ocak 22, 2023 11:53

Türk tiyatrosunun en uzun soluklu tek kişilik oyunlarından birine imza atan Olcay Kavuzlu, ‘Kontrbas’la 30 yıldır izleyicinin karşısına çıkıyor. 30 yıldır ilk günkü heyecanla sahneye geldiğini belirten Kavuzlu, oyun için, “Kontrbas, bir oyunu ayakta tutmak için neler yapmam gerektiğini bana öğretti” dedi. Başarılı tiyatrocu, başta efsaneleşen Kontrbas olmak üzere tiyatro ve oyunculuk hayatı üzerine sorularımızı cevapladı.

Haberin Devamı

* İlk olarak ‘Kontrbas’a değinmek istiyorum. 30 yıldır devam eden bir serüven. Bu serüven nasıl başladı?

Okul yıllarında bulduğum bir metindi. Mezuniyet parçam olarak bu oyunu seçtim. Tek kişilik, hiç oynanmamış frapan bir oyundu. 1991 yılında Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı’ndan mezun olurken bu oyunu oynadım. Ardından Devlet Tiyatroları sınavı açıldı. Trabzon Devlet Tiyatroları’ndaki kadro sınavımda üç parçamdan biri bu oyun oldu. Sonra stajyer olarak Trabzon’da göreve başladım. O dönemin Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Yücel Erten, ‘Bu oyunu oynamak ister misin?’ diye sordu. Ben o yıllarda 21 yaşındaki genç bir tiyatrocu olarak bu oyunu profesyonel bir sahnede oynayacağıma hiç ihtimal vermemiştim. Ama Yücel Hoca’nın önermesiyle Bursa’da oynamaya başladım. İkinci yılımda geçici görevlendirmeyle Bursa Devlet Tiyatroları’na geçtim. Aynı oyunu hem yönetip hem oynayan Metin Belgin, 1992 yılında prömiyer yapmıştı. Yücel Hoca, ikimizi bir araya getirdi. Metin Belgin’in yönettiği ilk ‘Kontrbas’ da benim oynadığım oldu. 1996 yılında Ankara’ya geldim. 1997 sezonundan itibaren yeni versiyonla birlikte Ankara’da oynamaya başladım. 32 yıllık oyunculuk hayatımın 31 yılına neredeyse tanıklık etti bu oyun. Milenyumun ilk temsili benimdi. Çünkü oyunun başlama saati 18.30. Bu benim için hep güzel bir anı olarak kalacak.

Haberin Devamı

30 yıldır aynı heyecan

HER OYUN BAŞKA BİR ANLATMA YARIŞMASI

* Oyunun kendi içinde farklı versiyonları olduğunu söylediniz. Kontrbas yıllar içinde nasıl bir evrim süreci geçirdi?

Zaman değişiyor. 1990’lı yıllarda ülkede ve dünyada cep telefonu bile yoktu. İnsanlar çok farklıydı, hepimiz farklıydık. Dertler, sorunlar farklıydı. Her sene vurgu yapacağım yerleri değiştiriyorum. Ama bunu metinde en ufak bir değişiklik olmadan yapıyorum. 2008’den beri oyun daha performansa dayalı bir hâl aldı. Önceki versiyonlarında daha soyut bir anlatım tarzı vardı. Her sene yeniliyorum. Her oyun, benim için başka bir anlatma yarışması. Dert ayrı, ben ayrı... Hepimiz 300-400 kelime ile yaşıyoruz. ‘Seni seviyorum’un çocuğumuza söylediğimiz şekli farklı, eşimize, annemize, babamıza söylediğimiz şekli farklı. Oyunda aynı lafı söyleme biçiminiz de farklı. Gelen izleyici de farklı. İfade etmeniz, sonuca gelmeniz, yeni kuşağı anlamanız gibi zorunluluklar oluştu.

Haberin Devamı

ÖZÜNDE ANLATTIĞI ŞEY İNSAN

* Peki bu oyunu bu kadar uzun soluklu kılan nedir? Anlattığı hikâyeden biraz bahsedebilir miyiz?

Hayatın dedikodusu yapılıyor. Tercihlerimiz bizim kendi tercihlerimiz mi yoksa hayat mı bizi tercihler yapmaya zorunlu kılıyor? Oyunun derdi bu. Mutlu muyuz? İnsanın derdi bu değil midir zaten. Bir müzisyen üzerinden kontrbasçı üzerinden hayatın dedikodusunu yapıyor. Müzik terimleri, müzik kişileri, yabancı bir coğrafyada yazılmış bir oyun olması... Tüm bunlar yan konular. Özünde anlattığı şey insan.

30 yıldır aynı heyecan

* 30 yılın sonunda kontrbas çalmayı öğrendiniz mi?

O kadar zor ki, hiç ihtimal vermedim. Kimsenin aklına bu kadar uzun süre oynanacağı gelmedi. Bu kadar uzun süre oynayacağımı bilsem, muhtemelen çalmayı da öğrenirdim.

Haberin Devamı

* Bu oyun size ne öğretti?

40’ın üzerinde oyunda oynadım. Bir oyunu ayakta tutmak için neler yapmam gerektiğini bana öğretti. Belli sezonlar çok fazla oyun oynadım. Aynı gün içinde 3 farklı oyunu 4 kez oynadığımı biliyorum. Ama buna devam etmenizi sağlayan şey hisleriniz. Mutsuzsanız bu işi yapamazsınız. Diğer oyunlarıma göre daha yorucu bir performans. 27 yıldır Ankara’da oynuyorum. 27 yıl önce genç bir delikanlıydım, şimdi ihtiyar bir delikanlıyım. Mutluyum ki devam etme isteğim var. Bunu sağlayan, dekorundan ışığına, tekniğine, Metin Belgin’e, eli dokunmuş yöneticilerime şükran borçluyum. Onlara ve seyircimize minnetlerimi sunuyorum.

30 yıldır aynı heyecan

Haberin Devamı

Patrick Süskind’in yazdığı, Hale Kuntay’ın dilimize çevirdiği oyunu Metin Belgin yönetiyor. Oyun, 24-28 Ocak tarihleri arasında her akşam 18.30’da Oda Tiyatrosu’nda izleyici ile buluşacak.

*Ne zamana kadar oynamayı düşünüyorsunuz?

Bir oyunu götüren seyirci. Seyirci izlediği sürece ben oynamak istiyorum.

* Peki en başa, tiyatroya nasıl başladığınıza dönecek olursak?

Ben seslendirme ile başladım. 9-10 yaşlarındaydım. TRT filmlerinde annem Lale Kavuzlu seslendirme yapıyordu. Birçok efsane isme seslendirme yaptı. Ben de bir hevesle o yaşta seslendirme yapmaya başladım. Bununla birlikte oyunculuğa ilgi duydum. O dönemin birkaç TRT dizisinde rol aldım, TRT’nin o dönem ‘Bizim Aile’ ve ‘Bizim Evin Halleri’ dizilerinde oynadım. Baktım bu iş profesyonel bir yola doğru gidiyor, konservatuvar sınavına girdim.

Haberin Devamı

HER ARKADAŞIMDAN BİR ŞEYLER ÖĞRENDİM

* Diğer oyunlar arasında sizin için özel olanlar var mı?

Ben her oyundan ve birlikte rol aldığım her arkadaşımdan benden genç de olsa bir şeyler öğrendim. Çok güzel oyunlar oynadım. 40’ın üzerinde farklı oyunda rol aldım. ‘Uçurtmanın Kuyruğu’ büyük bir fenomendi. 11 sezon oynadık. O oyunda oynadığım ve partnerimin Mithat Erdemli gibi bir duayen olmasından dolayı çok mutluyum. Mithat Erdemli bir rol arkadaşı ve dost olarak çok kıymetlidir. ‘Ben Ödüyorum’, çok özel bir oyundu. ‘Soğuk Bir Berlin Gecesi’, yine 4 sezon oynadığımız güzel bir oyundu.

30 yıldır aynı heyecan

Olcay Kavuzlu, geçtiğimiz sezon Alparslan Büyük Selçuklu dizisinde ‘Hace’ rolüyle izleyici karşısına geçti.

* Televizyon dünyası? Sizin de İstanbul’a yerleşmek gibi bir niyetiniz var mı?

En son Alparslan’da ‘Hace’ rolünü oynadım. Ankara’da yaşamaktan memnunum. İstanbul’da herhangi bir proje gelirse, gidip çalışabilirim.

İYİ BİR ANKARALIYIM

* Ankaralısınız sanırım? Bu şehir sizin için ne ifade ediyor?

Annem İstanbullu, babam Ankaralı. Ben Almanya’da doğdum ama bilinçli olduğum andan itibaren Ankara’da büyüdüm. Ben Ankaralıyım, iyi bir Ankaralıyım. Ankara’yı seviyorum, hatta çok seviyorum. Deniz getireceğini söyleyen ilk politikacıya yalan da olsa oy veririm. Ben Ankara’da yaşamaktan mutluyum. En azından taksimiz duruyor.

...///FOTO ALTI: Patrick Süskind’in yazdığı, Hale Kuntay’ın dilimize çevirdiği oyunu Metin Belgin yönetiyor. Oyun, 24-28 Ocak tarihleri arasında her akşam 18.30’da Oda Tiyatrosu’nda izleyici ile buluşacak.

...///FOTO ALTI: Olcay Kavuzlu, geçtiğimiz sezon Alparslan Büyük Selçuklu dizisinde ‘Hace’ rolüyle izleyici karşısına geçti.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!