29 Ekim’e senfonik şiir damga vuracak

Güncelleme Tarihi:

29 Ekim’e senfonik şiir damga vuracak
Oluşturulma Tarihi: Ekim 28, 2008 00:00

Ankara'nın başkent oluşu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 85. yıldönümü sebebiyle, Ankara Devlet Opera ve Balesi sanatçıları tarafından hazırlanan Ankara 1923 adlı senfonik şiir Başkentlilerle buluşmaya hazırlanıyor. Ankara Kulübü’nün önerisiyle yola çıkan DOB, bu eseri 29 Ekim akşamı Başkentliler’e sunacak.

Ekip, besteci Mustafa Erdoğan ve şef Erol Erdinç önderliğinde son provaları yaparken, Ankara Kulübü Başkanı Bülent Kalıpçı da çalışmaları heyecanla takip ediyor. Uzun zamandır hayalini kurdukları bu eseri heyecanla beklediklerini söyleyen Kalıpçı "Öteden beri Atatürk’ün, Ankara ile ilişkisini ve Milli Mücadele’yi yansıtan çok sesli bir müzik yapımı tasarlıyorduk. Değerli ressam Cevdet Batur vasıtasıyla bestecimiz Mustafa Erdoğan ile tanıştık. Kulübümüzün etkinliklerini, Atatürk’e, Cumhuriyetimize bağlılığımızı gördü. Karşılıklı birbirimizi çok sevdik. Çalışmanın ilk aşaması olarak kendisine kulübümüz ve Atatürk hakkında birçok doküman verdik. Onlardan da faydalanarak sayın Erdoğan, bu senfonik şiiri bir buçuk senelik bir uğraşla yazdı" dedi.

Sonuçtan çok memnun olduklarını söyleyen Kalıpçı, eserin böyle tarihi bir günde sunulmasının da çok anlamlı olduğunu ifade etti ve şunları söyledi:

Türk halkına hediye

"Eser bizi çok heyecanlandırdı. Özellikle de Ankara’nın başkent oluşu ve Cumhuriyetimizin yıldönümüne denk gelmesi çok hoş. Cumhuriyetin coşkusuna bu vesileyle katkıda bulunmak bize onur veriyor. Bu eser, Ankara Kulübü’nün Türk halkına hediyesidir."

Eserin bestecisi Mustafa Erdoğan ise eser ve esrin hazırlı dönemiyle ilgili şöyle konuştu:

"Bu, hayatım boyunca yapmış olduğum en anlamlı beste. Eser oluştukça, sesler bir araya geldikçe ortaya çıkan işten ben de çok gurur duydum. Eser, Ankara’nın Kuruluşu’nu kutladığımız 13 Ekim’de tamamlandı, Cumhuriyet’in yıldönümünü kutladığımız 29 Ekim’de de sahnelenecek. Bu açıdan çok heyecanlıyım. Eğer bir aksilik çıkmazsa, eseri Ata’nın Ankara’ya geldiği gün olan 27 Aralık’ta da sahnelemek istiyoruz."

Yedi aylık çalışma

Eser için çok yoğun çalıştığını söyleyen Erdoğan, hazırlık sürecini şöyle anlattı: "Ankara Kulübü ile çok sayıda toplantı yaptık. O toplantılardan, eserin bu son haline toplamda yedi aylık bir çalışma süreci var. Ben ilk başta eseri oratoryo olarak düşünmüştüm. Sonradan orkestra ile anlatmanın oratoryodan daha etkili olacağını düşündük. O yüzden koroyu minimum kullandık. Toplamda üç pasajda koroyu maksimize ettim; "Anadolu’nun Hali", "Ata’nın Samsun’a Çıkışı" ve "Taarruzla Birlikte Türk Halkı". Bir de 7’nci bölümde Ankara’nın ünlü zeybeklerinden "Karaşar Zeybeği"ni, tenor solistimiz Aykut Çınar seslendirdi.

DOB gençleşiyor

BESTECİ
Mustafa Erdoğan, opera ve balede son yıllarda rahatlıkla görülebilecek bir gençleşme olduğunu belirterek şunları söyledi: "Hem oyun hem de sanatçı olarak daha genç soluklar yer almaya başladı. Bu da zaten gerekli olan bir şey. Halk dediğimiz o sürekli gençleşen, yenilenen kitleyi buraya çekebilmek adına kendiniz de yenilenmek zorundayız. Artık 20-25 yaşına gelmiş bir insana opera ve bale alışkanlığı kazandırmanız zordur. O yüzden çocukluktan başlarsınız ki o alışkanlığı kazansın ve ileride de o koltukları doldursun. Bunu düşünerek çocuk eserleri yazdım aynı zamanda. Rengim Gökmen de yazdığım hiçbir eseri geri çevirmedi. Leyla Gencer sahnesini de çocuk sahnesi yapıyoruz. Ayrıca her hafta çocuklara ücretsiz bir ya da iki temsil yapıyoruz. Eğer bu projeler böyle devam ederse 10 yıl içerisinde ortalama bir milyon çocuğa ulaşmış olacağız."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!