1919’dan bugüne seymen duruşu

Güncelleme Tarihi:

1919’dan bugüne seymen duruşu
Oluşturulma Tarihi: Ocak 25, 2016 16:48

Ankaralı seymenler, Turgut Özakman ve Süleyman Demirel’in ardından Mustafa Koç’un cenazesinde de geleneksel saygı nöbetinde durdu. Türkiye ve Ankara’ya iz bırakmış önemli isimlere bu protokolü uyguladıklarını belirten Ankara Kulübü Derneği Başkanı Metin Özaslan, “Saygı nöbeti 27 Aralık 1919’daki seymen duruşumuzun bir devamıdır” dedi. Özaslan, protokol uygulamasında da kolaylık istedi.

Haberin Devamı

Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç’un cenazesinde dikkat çeken ayrıntılardan biri de Ankara’dan giden seymenlerin naaşı başında saygı nöbeti tutması oldu. Önceki yıllarda Turgut Özakman ve Süleyman Demirel’in cenazelerinde de aynı şekilde geleneksel protokolü uyguladıklarını belirten Ankara Kulübü Derneği Başkanı Metin Özaslan, “Bu ülkenin kuruluşunda rol alan seymenler, Türkiye Cumhuriyeti’nin hem kuruluşuna hem yükselişine katkıda bulunan isimlerin yanında yer almaya devam edecektir” dedi. Seymen kültürünün son yıllarda farklı uygulamalarla tahrif edildiğini belirten Dernek Başkanı Özaslan, “Seymenlik bir folklor kurumu değil bir sivil insiyatif kurumudur” diye konuştu. Mustafa Koç’un cenazesine 20’ye yakın seymen olarak gittiklerini belirten Özaslan, Vehbi Koç’un dernek kurucularından olduğunu belirterek şunları söyledi:

Haberin Devamı

SEYMENLİĞİ YAŞATMAYA ÇALIŞIYORUZ

“Ahilik geleneği tarihimizde çok önemlidir. Bu geleneğin askeri kanadını da Seymenler oluşturur. Bizim için bağımsızlık çok önemlidir. Seymenlik geleneği bu ülkenin temel bir sivil insiyatif kurumudur. Tamamen gönüllülük esaslıdır. Orta Asya’dan bu güne gönüllülük ilkesinde çalışan bir kurumdur. 1932’de derneğimiz kurulmuş. Bizzat Mustafa Kemal Atatürk, kendisini karşılayan seymenlere ve bizim atalarımıza ‘Seymenlik geleneğini yaşatın, 27 Aralık ruhunu yaşatın’ demiş. Milli Mücadele’de omuz omuza veren atalarımıza önemli bir öğütte bulunmuş. Biz o Milli Mücadele ruhunu Anadolu’nun temel değerleri olan seymenlik geleneğini ve onun etrafındaki bütün değerleri en titiz şekilde yaşatmaya çalışıyoruz.

FOLKLOR EKİBİ DEĞİL

Seymenlik kültürünü bilmeyen veya yarım yamalak bilerek tahrif amacıyla çalışan bir takım gruplar var. Bu bir folklor ekibi değil. Bir takım yerlerde folklor ekibi gibi kurup bunları gündelik olaylara çeviriyorlar. Parayla düğünlere filan gidenler oluyor bunlar bizi çok rahatsız ediyor. Seymenlik bir folklor kurumu değil bir sivil insiyatif kurumudur. Biz bu geleneği atalarımızın ve Büyük Önder’in gösterdiği çizgide uygun olarak yaşatmaya çalışıyoruz. Biz 27 Aralık 1919’da fiilen Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda 3 bin atlı seğmenle Atatürk’ü karşılayan büyük seğmen alayının devamıyız. Üzerine en küçük bir leke getirmeden yaşatmaya çalışıyoruz bir takım zorluklarımız var ama biz dernek olarak o çizgimizi o zaman hiç bozmadık. Bizim bazı gelenekleremiz var. Bunlardan birisi de saygı nöbetimiz. Ankara’ya ve Türkiye Cumhuriyeti’ne çok önemli katkıları olmuş özellikle bizim içimizden çıkmış veya bizlerle sürekli diyalog halinde olan isimlere saygımız sonsuz.

Haberin Devamı

YAŞARKEN DE VEFATINDA DA SAYGI

Bu toplumda sayılan ve sevilen çok önemli şahsiyetlere biz hem yaşarken saygı gösterip ilişkilerimizi sürdürüyoruz hem de vefatında ülkemiz gibi üzülerek cenazesi başında da bulunarak saygı nöbetimizi tutuyoruz. Bu bir seymen duruşudur. 27 Aralık 1919’daki seymen duruşumuzun bir devamıdır. Mustafa Koç’un cenazesine de 20 civarında seymenimizle gittik. Bunlardan 6’sı cenazenin başında yer aldı. Yer dar ve protokol uygulandığı için bu şekilde yer aldık. Bir kaç yıl önce de Turgut Özakman ve Süleyman Demirel’e de bu şekilde saygımızı gösterdik. Rahmi Bey ile cenazede ben görüşemedim ama seymenlerimiz görüştü. Bir kaç gün önce kendisiyle görüşmüştük. Son güne kadar da görüşüyorduk. Bizim bir de projemiz vardı 2 Haziran’da da burada gerçekleştirecektik. Onunla ilgili iletişim halindeydik. Derneğimizde Koç ailesinden çok sayıda üyemiz de var. Bu aile bu ülkenin kuruluşunda temel taşlarından biridir.

Haberin Devamı

KOÇ’LAR DERNEK KURUCULARINDAN

Koç Ailesi bizim bağrımızdan çıkmış Ankara’nın çok değerli bir ailesidir. Bu derneği kuran isimlerdir. Seymenlik geleneğinden, ahilik geleneğinden gelen isimlerdir. Koç ailesi denilince şunu söylememiz lazım bizim derneğimiz ilk defa 1932 yılında Ankara Kulübü olarak kuruluyor. Atatürk’ün talimatıyla kuranlar da Cumhuriyet’in birinci kuşak Ankara’nın önde gelen isimleri ve seymenleri. 1932’de Ankara Kulübü olarak kuruluyor. 1947’de ise dernekler yasası çıkıyor. Bu sefer dernek olarak tescil ediliyor. Bu süreçte de Cumhuriyet’in ikinci kuşak Ankara önderleri dernek sürecine öncülük ediyor. Bunların başında da bir numaralı üye olarak Vehbi Koç bey var. Biz Ahi geleneğinden geliyoruz onlar da Ankara’daki Ahilik geleneğinden geliyor. Manevi olarak çok destek aldık. Maddi anlamda herhangi bir şey istemedik çünkü biz seymenlik ve Ahilik geleneği bağlamında alan değil veren bir anlayışa sahibiz. Bizim ayrıca çınar seymenlerimiz de vardır. Ankara’ya katkıda bulunan ailelere plaketler veririz.”

Haberin Devamı

VEHBİ KOÇ’UN İSMİ VERİLSİN

VEHBİ Koç’un isminin bir caddeye ve organize sanayi bölgesine verilmesi yönünde önerileri bulunduğunu belirten Ankara Kulübü Derneği Başkanı Metin Özaslan, “Ankara’da Sakıp Sabancı Bulvarı var. Tabi olmalı bizce Vehbi Koç’un da adının bir ana caddeye veya meydana verilmesi gerekiyor. Ankara için böylesine önemli bir ailenin ve şahsiyetin yaşatılması güzel olur. Ankara’da çok sayıda organize sanayi bölgesi var bunlardan birisinin ismi de Vehbi Koç ile adlandırılabilir. Üretim denilince akla gelen bu ailenin bazı fabrikaları da bu sanayi bölgelerinde. Bu şekilde Vehbi Koç isminin Ankara’daki bir meydana verilmesi ve heykelinin yapılması ayrıca sanayi bölgesine de isminin verilmesi önerimiz var. Diğer dernek ve vakıflarla bunun girişiminde bulunacağız” diye konuştu.

Haberin Devamı

PROTOKOLDE KOLAYLIK TALEBİ

Ankara Kulübü Derneği Başkanı Metin Özaslan cenaze ve diğer etkinliklerdeki protokol uygulamasında bazı zorluklarla karşılaşıldığını bu konuda da anlayış gösterilmesinin gerektiğini kaydetti. Özaslan, “Önceki yıllarda örneğin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in yanına yüzlerce seymenle davulla zurnayla kılıçla giderdik. Şimdi ise kama kılıç gibi seymen kıyafetini bütünleyen aksesuarlar alınmıyor. Bunlar olmayınca seymen kıyafetimiz eksik kalıyor. Zaten biz bunu taşıyabilecek kişilere veriyoruz. Bu kama ve kılıçlar olmazsa olmazlarımızdır. Belki kendilerine göre haklılar ama bu konuda da bir anlayış ve çözüm bekliyoruz” dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!