Güncelleme Tarihi:
Aynı yerde 45 bin kapasiteli yeni bir stadyum inşaatına TOKİ tarafından başlandı. 19 Mayıs Stadı, yerli yabancı birçok futbol maçına ev sahipliği yaptı. 19 Mayıs Spor Kompleksi, çeşitli spor dallarına da hizmet ediyordu. Kim bilir kaç lig maçına, kaç ulusal bayrama ev sahipliği yaptı? Şeref tribününden kimler geldi kimler geçti. Stadyumlar o şehrin simgeleridir. Tarihe tanıklık eden mekânlardır. Öyküsü vardır. Herkesin oralarda anıları vardır. İlk kez futbol maçına gittiğiniz gün unutulmazdır. Tuttuğu takımın başarısı hep aklındadır. Sorulduğunda bir çırpıda anlatır, o ezberdedir. ‘İlk gece maçını orada izledim’, ‘çim saha gündüz gibi aydınlandı’ diye anlatmaya başlayan çoktur. ‘Ankara’nın tarihi takımı Ankaragücü sezonu orada açtı.’ ‘Gençlerbirliği’nin maçını orada izledik’, ‘İlhan Cavcav ne biçim konuştu’ diyen de çoktur. ‘Şölen, festival, toplantı konser izlemişizdir’ diyenler de vardır. Ankaralılar bu stadyumda yeşil sahalarda kim bilir hangi futbolcuları, meşin yuvarlağın peşinde seyretmişlerdir. Kapalı tribün tabir edilen yerden mi izlediler ya da kale arkasından mı izlediler... Ankaragücü maçında Amigo Birol’un ‘Yaa yaa şaa şaa’ diye tribünleri coştururken gür sesine eşlik etmeyen yoktur.
TEK KURAL CENTİLMENLİKTİ
Ankara’da değişen iklim koşulları, coğrafi koşullar ve nüfus artışı yeni bir stadyum yapılmasını zorunlu kıldı. Temeli atılan yeni stadyumun inşaatı devam ediyor. Sadece futbol değil diğer spor dallarının da faydalanacağı, tesislerin de içinde olacağı bir stadyum hızla inşa ediliyor. Bitirildiğinde çim sahalarıyla, amatör kulüp yerleşkeleriyle ve sosyal tesisleriyle Ankara’nın simge stadyumu olacağı kesin. Yüzmeden güreşe, tenisten voleybola kadar düşünülerek projelendirilmiş bir stadyum projesi. Ulus semtinde ilk TBMM binasına yakın, Gençlik Parkı’nın karşısında, tarihi tren garına çok yakın bir yerde. Jansen, Ankara’da planlarını yaparken kentin bazı tesisleri için boş yerler de bırakmış. Sosyal tesis ve donatı alanları yapılması için. Ankara’nın her mahallesinde eskiden mahallenin gençlerinden oluşan bir takım olurdu. İsimleri, ‘Pınar, PTT Barbaros, Güneş, Toprak, Abidinpaşa, Cebeci’ gibi. Sokaklardan, mahallelerden çocuklar futbol sahalarına taşınırdı. Şu görüntü gözümden film şeridi gibi geçer. Cadde üzerinde bir grup çocuk, önlerinde futbol topunu elinde taşıyan bir ağabey, çocukları çalıştıran antrenör, çocukları meşin topla buluşturup yetiştirip onları bir büyük futbol takımında oynatma heyecanı ve gayreti içindedir. Tek kural centilmenlikti. Sahalar dikensiz gül bahçesiydi. Herkes Metin Oktay’dı, Fatih Terim’di... Ünal’dı Saffet’ti, Cüneyt’ti, Turgay’dı... Her takım onlara göre bir değerdi. Uzun zaman oldu kentte bu görüntüleri görmeyeli. Amatör takımların oyuncularının 19 Mayıs Stadyumu arka sahalarında çalışma yapmaları için Gençlik Spor İl Müdürlüğü statta onlara ufak mekânlar vermişti. Stadyum yıkılmadan önce...Şimdi inşaatı devam eden yeni stadyum için Ankaralı amatör kulüpler için de yerler planlanmış. Amatör futbolcular stadyumun alt katlarında bulunan her kulübe ait büro türü mekânlarda otururlardı yeni genç futbolcular, üstlerini oralarda değiştirir, hocalarıyla oralarda görüşür, toplantılar yaparlardı. Futbol altyapısının en büyük insan kaynağı bu semt kulüplerinden sağlanırdı. Bu gelenek yeniden yaşama geçirilmeli. Tarihi yeni stadyum birlikte Ankara’da spor kimliğine kavuşacaktır.
ŞEHRİN UNUTULMAZ MEKÂNLARI
Yerel yönetimler, amatör sporun gelişmesi için her türlü desteği ve yardımı yapmalılar. Amatör küme takımlarına mekân bulmalılar, unutmayalım tüm futbol takımlarının ünlü isimleri bir zamanlar amatördü. Ankara’da amatör takımlardan yetişen birçok sporcu var bunlar biliniyor. Futbol altyapısının en önemli insan kaynağı buralardı. Aklımıza ilk gelen Erman Toroğlu, Ümit Özat, Samet Aybaba bu liste uzar... Sözü futbol yazarı Rahmetli Metin Gören’e bırakalım çünkü anlattığı anı Ankara’nın tüm mahallelerinde yaşanmıştı; “Ben ve Fatih aynı mahallede yanaşık düzende yaşadık yıllarca... Adana’nın Çınarlı Mahallesi’ydi, pamuk tüccarlarının, zengin kentin gerçek yüzü bizim mahallede bir lokma ekmek için on takla atan emekçilerin kenti olurdu. Talat Terim yaşam taklaları atarak Fatih’i yetiştirdi. Oğlu yıldız oluncaya dek, ülkenin en önemli futbol adamı oluncaya dek oğlu omuzlarında apolet takacak yer bitinceye dek; dün aldığım bir haberle adeta sarsıldım değerler pozitif çıkmış. Dünya biz yaşlardaki insanları evlerine hapseden, binlerce insanı öldüren, yok eden virüsün; şöhretli, zengin, ona bir şey olmaz gibi kendilerince alternatifler üreten cahillerin tepesinden aşağıya bir balyoz gibi inen acı gerçekleri... Kuşkusuz seveni de var sevmeyeni de... Dualarım fark gözetmeden bizim mahallenin çocuğu Fatih Terim ve tüm insanlar içindir. Yüce tanrım hepimizin yardımcısı olsun.” Demek ki ‘Fatih Terim’ kolay olunmuyor. Stadyumlar şehrin unutulmaz mekânlarıdır. Canlıdır yaşarlar. Onlarda ne öyküler ne kahramanlar vardır. Ölümsüzdürler...