Güncelleme Tarihi:
15 yıl boyunca çocuk hasreti çeken Çorumlu Yavuz ailesinin yüzü, 2009 yılında tüp bebek yöntemiyle dünyaya gelen Şaver ile güldü. Üç ay önce kulağındaki şişlik şikayetiyle hastaneye götürülen küçük kız kabakulak teşhisi konularak geri gönderildi. Daha sonra tahlil yaptıran aile çocuklarının lösemiye yakalandığını öğrenince yıkıldı. Samsun’daki hastanede 8 gün boyunca büyük zorluklarla karşılaşan aile, tedavi için Ankara’ya geldi. Lösemili Çocuklar Köyü’nde kalan ve 3 aydır tedavisi devam eden 6 yaşındaki Şaver, “Büyüyünce doktor olmayı istiyorum” diyerek sağlıklı günlerine bir an önce kavuşmanın hayalini kuruyor. Kızının bir an önce sağlığına kavuşmasını isteyen anne Fatma Yavuz, üç aydır devam eden lösemi mücadelelerini şöyle anlattı:
DUYUNCA YIKILDIK
“15 yıl boyunca evlat hasreti çektik, çocuğumuz olmadı. Daha önce 3 tane düşük oldu. 15 yılın sonunda bir mucize olarak 40 yaşımda kızım Şaver’i doğurdum. O da tüp bebek tedavisiyle oldu. Çorum’da mutlu bir yaşamımız vardı. Kızım bir gece ateşlenince Çorum’da özel bir polikliniğe götürdük. Antibiyotik verip geri gönderdiler. Sabah kalktığında kulağında şişlik oldu. Tekrar doktora götürdük. Kabakulak dediler ama öyle değilmiş. Detaylı tahlillerini yaptırdık. Çorum’daki hastanede durumunu iyi görmediklerini söyleyerek acilen Samsun’a sevk ettiler. Samsun’da detaylı tahlillerin ardından 2 gün sonra doktorlar bize “Metin olun. Kızınız lösemi” dediler. O an yıkıldık. Eşimle birlikte ağladık. Daha önce filmlerde gördüğümüz hastalığa kızımız da yakalanınca konduramadık. Ciğerimiz yandı.
Samsun’da hastaneye yatırdık. Eşim işini bırakıp Çorum’dan geldi. Samsun’da kimsemiz yoktu. Eşim günlerce gece arabada yatıp kalktı. Çok kötü bir ortam vardı. Orada 8 gün kaldık çok zorluk çektik. Yeri geldi bize gidin kan bulun getirin dediler. Bir odada üç hasta kalıyordu. Çamaşırları yıkayan hasta yakınları hastaların yattığı yatakların üstüne diziyordu. Odada yemek pişiriyorlardı. Hijyen diye bir şey yoktu. Çok pis bir ortamdı. Şaver’in orada iyileşemeyeceğini anladığımızda yeğenim Ankara’da LÖSEV’e gitmemizi söyledi. Biz de çıkıp geldik. Üç aydır tedavimiz devam ediyor. Burada hiçbir zorluk yaşamıyoruz. Benim evladım ölümden döndü. Samsun’da kalsaydık bunların hiçbiri olmazdı. İnşallah onların sayesinde yavrum bu hastalığı yenecek. Küçük yavrum da farkında ‘Bu günleri atlatacağız’ diyor. ‘İyi ki böyle bir yere gelmişim’ diyor.”
İNŞAATLARDA ÇALIŞIYORUM
İnşaat işçisi baba Mehmet Yavuz ise şunları söyledi: “15 yıl boyunca evlat hasreti çektik, umudumuz kalmamışken Allah Şaver ile yüzümüzü güldürdü. Çorum’da inşaatlarda çalışıyorum. Az parayla çok şey yapmaya çalışıyordum. Mutlu mesut yaşamaya devam ederken kızımız böyle bir hastalığa yakalandı. lösemi zengin hastalığıymış biz bunu anladık. Bir hastanın tedavi maliyeti 500 Bin TL’yi buluyor. LÖSEV olmasaydı bunların hiçbirini yapamazdık, altından kalkamazdık. Kızımla annesi Ankara’da kalıyor. Ben Çorum’da çalışmaya devam ediyorum. Ayda iki sefer gelip kalıyorum. Ailemizde daha önce yoktu. İlk defa başımıza geldi. Allah büyük, önce Allah’a sonra doktorlarımıza güveniyoruz. Bütün aileler olarak lösemili çocuklara el uzatan herkese duacıyız.”
DOKTOR OLMAK İSTİYOR
15 yıl sonra ailesinin mucize olarak gördüğü 6 yaşındaki talihsiz Şaver, LÖSEV Köyü’nde arkadaşlarıyla mutlu olduğunu söylüyor. Tedavisini başında olan küçük kız, “Büyüyünce doktor olmayı istiyorum. Ben hasta olunca benim canımı acıttılar ben doktor olup onların canını acıtmayacağım. Hasta olanları iyileştireceğim. Burada pembe bir odam var. LÖSEV Köyü’nü çok seviyorum. Burada oyunlar oynuyoruz, yarışmalar yapıyoruz. Arkadaşlarımızla hepimiz iyileşeceğiz” dedi.