12 bin yıldır görülmeye değer ne varsa

Anadolu’nun en uzun pistine sahip olan modern Şanlıurfa GAP Havaalanı’na indiğimizde, her şeyden önce hava ulaşımında gelinen noktanın iç turizmin gelişimine olan katkısına ve okurlarımıza 800 bin kilometrekarelik bir turizm ülkesine sahip olduğumuzu söylerken ne kadar haklı olduğumuza bir kez daha tanık olduk.
Geçmişinden kaynaklanan ve kendini niteleyen pek çok özgün tanımı halen koruyan Şanlıurfa’da il yöneticilerinin öncü bir girişimi olarak gerçekleştirilen, örnek alınması gereken bir etkinliğe katıldık.
Geziye turizmin dördüncü bileşeni olarak tanımladığımız medyamızın katılması, yayınların geniş bir ilgi grubuna hitap edebilir ve yansıtılabilir bir nitelik kazanmasını sağladı. TRT 2’de bir gece önce yayınlanan Göbeklitepe Belgeseli ise izleyenler için önemli bir ön bilgiydi. Adlarında Turizm ve Anadolu kelimeleri yer alan kanalların da aramızda olmasını da beklerdik.
Konuksever rehberlerimizle ulaşım görevlilerinin eşliğinde ulaştığımız kentte gözümüze ilk çarpan, hepimizin büyük şehirlerimizde aradığı, meydanların çevresinde özgünlüğünü koruyan yapılanma oldu.
Programın son dakikasına kadar konuklarıyla ilgilenen Vali Nuri Okutan ve Belediye Başkanı Dr. Ahmet Eşref Fakıbaba’nın ilin tüm imkânlarının tanıtılmasını amaçlayan etkinliğin başarısı için sağladığı katkıyı kapsamlı sunumlarında ve kentte bizlerle birlikte, gün boyunca bir gezgin gibi dolaştıkları sırada, kurdukları diyaloglarda gözlemledik.
Kendilerini, her zaman önerdiğimiz bir davranışın (kentinizde bir gün gezgin olun) ve doğru bakış açısını yakalayabilmenin öncüleri olarak kutlarken geliştirecekleri tüm projelerde de TÜROFED ve ATİD olarak diğer meslek kuruluşlarıyla beraber, yanlarında olacağımızı ifade ediyorum.
Tanıtım kitapçığında kullanılan “Kültür ve İnançların Diyarı Şanlıurfa” ifadesi açılımda önceliğin kültürel ve dini değerlere verileceğini gösteren iyi bir başlangıç olmanın yanında, devam etmekte olan gezi programlarının gelişmesine imkân sağlayacak ürünlerin oluşmasını da hızlandıracaktır.
Kentte güvenlikle ilgili endişelerin olmadığı konusundaki görüşlere katılıyorum. Toplumsal yaşamda da daha düzenli bir gelişme gayretinin yakalandığını, bölgenin iç ve dış bağlantılar açısından varış merkezlerinden biri olma hedefinin gerçekleşebilir olduğu da açıkça görülmektedir.
Dünyanın en eski kenti olduğu arkeoloji dünyasınca tescil edilen 11 bin 500 yıllık Göbeklitepe kazı bölgesinde, yeryüzünün ilk tapınağında duyulan tarifsiz huzur hissi, kente geldiğinizde Hz. İbrahim ile Hz. Eyüb’ün makamlarını gezerken, dünyadaki tek doğal dinler bahçesinde yaşamanın ayrıcalığı ile devam etmektedir.
Halepli Bahçe mozaikleri, kentteki taş işçiliğinin nadir örneklerinden oluşan mimari yapı ile devam eden günlük gezilerin yorgunluğunu, adını geçmişten beri koruyan bir Sıra Gecesi’nin kendine has beste ve yorumları ile tamamlayabilir; ertesi gün müzeler, doğal ve yöresel ürünlerin satıldığı Gümrükhan’ın çevresinde çıkacağınız yeni bir gezi için enerji depolayabilirsiniz.
GAP sulama kanalları ile verimli tarım alanlarının yanında, otoyol üzerinden çok keyifli bir yolculukla ulaşılabilecek olan Eski Halfeti’yi görülmesi, yaşanılması gereken bir yer olarak tanımlarken gelişmenin sağlıklı olması için çaba gösteren Halfeti Belediye Başkanı’na da gerekli desteğin verilmesini diliyorum. Benzerlerine çok nadir olarak rastlayabileceğimiz Halfeti Baraj Gölü ise suya bağlı turizm (aquatictourism) konusunda inanılmaz olanaklara sahip.
Uluslararası otel zincirlerinin ilgi alanında yer alan ve özgün değerlerini koruyan bir kent olan Şanlıurfa, genel yapısı ile turizm yatırımları ve işletmeleri için de yatırımcı grupların ilgisini çekmeye devam ediyor. Yönetim de gerekli arazi ve alt yapıyı geliştirmek ve destekleri sağlamak içim yoğun bir çabanın içinde.
Daha fazlasını görmek ve yaşamak isteyenler, kültür turlarına Şanlıurfa’yı da kattıklarında 12 bin yıllık tarihin; ateşin yakmadığı, sabrın hâkim olduğu bir düşüncenin izlerini de kısa zamanda çok şey yaşayarak yakalayabilecektir.