Güncelleme Tarihi:
Cumhuriyet döneminin ilk yıllarından günümüze kadar uzanan süreci kapsayan bir eser seçkisi sunan serginin açılışını TTK Başkanı Prof. Dr. Birol Çetin, Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Özden, sergi küratörü ve koordinatörü Siret Uyanık, duayen ressamlar Mustafa Pilevneli, Süleyman Saim Tekcan, Hasan Pekmezci yaptı. TTK Başkanı Birol Çetin, “Resim aynı zamanda tarihçi için de bir kaynaktır. Bu sergi Türk resiminin 100 yıl içerisinde nereden nereye geldiği sorusunun yanıtı olması bakımından sanat tarihçileri için de ayrı bir önem taşıyor” dedi. Sergi Küratörü Siret Uyanık ise, “Elbette ki Türk resim camiası bu 100 sanatçıdan ibaret değil. Çok kıymetli ve üretken onlarca ressamımız var. Bu sergiyi 100+100 olarak planlamıştık, ancak sergileme şartları buna uygun olmadığı için 100 eserle başlangıcı yaptık. Ardından imkânlar dâhilinde ikinci 100 ve hatta üçüncü 100’ü de yapmayı planlıyoruz” diye konuştu. Sergide Şevket Dağ, İbrahim Çallı, Hikmet Onat, Fikret Mualla, Aliye Berger, Turgut Zaim, Mübin Orhon, Adnan Çoker, Turan Erol, Burhan Doğançay gibi Türk resim sanatının önemli isimlerinin eserleri yer alıyor. Sergi, kronolojik olarak Cumhuriyet’in kuruluş döneminden itibaren 1923-1950 arasındaki dönemle, 1950 sonrası bireyselleşme olgusu bağlamındaki dönemlere iz bırakan ressamların eserlerini içeriyor.
İLK KEZ GÖRÜCÜYE ÇIKAN ESERLER
Sergide 8 önemli eser, ilk kez görücüye çıktı. 1954 İstihsal konulu yabancı jürili yarışmada birincilik ödülü alan Aliye Berger’e ait ‘Güneşin Doğuşu’, Türkiye Büyük Millet Meclisi Sanat Koleksiyonu (TBMM) vilayet tablolarından Turgut Zaim ve Şadan Bezeyiş’in tabloları, Anadolu Medeniyetleri Müzesi envanterinde bulunan Cemal Tollu’ya ait ‘Eti Fırtına Tanrısı’ adlı eseri, Bedri Rahmi Eyüboğlu ailesinden alınan ‘Hitit Güneşi’, ilk kez görücüye çıkan eserler arasında bulunuyor.
Serginin açılışına katılan usta ressam Süleyman Saim Tekcan “Sanatçılar dünyayı terk ediyorlar ama ölmüyorlar. Ölümsüz oluyorlar” dedi.Ressam Mustafa Pilevneli, ise “Yüz sene olmuş, bu yüz senenin 50 senesinde Ankara’da sanatın doruğunu yaşadım, bu ne büyük bir şanstı benim için. Şanslı bir insanım” diye konuştu.