100 binde 25 seviyesi ve yüzde 60-70 aşılama özlediğimiz günlerin şifresi

Türkiye genelinde olduğu gibi Başkent’te de, ‘tam kapanma’ sürecinde vaka sayıları ve yoğun bakım doluluk oranları düşüşe geçti ve 1 Haziran’a kadar sürecek kademeli normalleşme süreci başladı. Sağlık Bakanlığı’nın paylaştığı verilere göre; tam kapanma sürecine 100 binde 568 vaka sayısı ile başlayan Ankara’da vaka sayıları 24-30 Nisan haftasında 100 binde 361’e, 1-7 Mayıs haftasında ise 100 binde 247’ye geriledi. Bu veriler test yaptırmaya gitmeyen veya asemptomatik olarak hastalığı geçirenler haricinde haftalık vaka sayısının yaklaşık olarak 14 bin olduğuna işaret ediyor. Peki dün itibarıyla başlayan kademeli normalleşme sürecinde vaka sayılarındaki düşüşün sürmesi ve yeni bir vaka sıçrayışın önüne geçilmesi için nelere dikkat etmemiz gerekiyor? Hürriyet Ankara bu sorunun cevabını Ankara Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmail Balık’a sordu. İsmail Balık, tam kapanma süreci sona ermiş olsa bile pandeminin sürdüğüne ve koronavirüsün yayılmaya devam ettiğine dikkat çekerek, “Büyük risk halen devam ediyor. Vaka sayıları 100 binde 25’e düşene kadar ve aşılama toplum genelinde yüzde 60-70 seviyelerine ulaşmadan gerçek bir normalleşmeden bahsedemeyiz. Şu anki vaka ve aşılama sayıları eski normal için çok erken olduğunu gösteriyor. Bu yüzden kurallı yaşamın sürmesi şart” değerlendirmesi yaptı. Vaka sayılarının düşmesinin rehavet yaratmaması gerektiğinin altını çizen Balık, şöyle devam etti:

KURALLARI UNUTMANIN ZAMANI DEĞİL

“Vaka sayılarının en yukarıda olduğu gün gösterdiğimiz gibi bir ciddiyetle kurallara uymaya devam etmemiz gerekiyor. ‘Tam kapanma uygulaması da sona erdi’, ‘vaka sayıları düştü’, ‘artık rahatladık’ gibi düşüncelerle rehavete kapılmak için doğru bir zaman değil. Çünkü virüs halen yayılıyor ve halen yeni vakalar görmeye devam ediyoruz. Ayrıca vaka düşüşlerinin ardından rehavetle kalabalıklara karışarak, kuralları unutarak yaşadığımız zaman virüsün ne kadar hızlı yayılabildiğini de tecrübe etmiş durumdayız.

BÜYÜK RİSK HALEN DEVAM EDİYOR

Unutmayalım ki bu virüs bir vakadan dünyaya yayıldı ve küresel bir salgına dönüştü. Ankara için haftalık ortalama 14 bin vakadan bahsediyoruz. Riskin halen ne kadar büyük olduğu ortada. Devlet de bunun farkında. Tam kapanda bitse bile birçok kısıtlama halen hayatımızda. Özellikle kalabalık aktivitelere bir süre daha izin verilmiyor. Biz de bunu hiçe sayacak toplanmalardan, aile, eş, dost buluşmalarından bir süre daha kaçınmalıyız. Devletin aldığı salgın önlemlerinin yanında, bu önlemlere bireysel verdiğimiz katkılar ve aşılamadaki hız, salgına karşı mücadelenin şifrelerini oluşturuyor.

KISITLAMALAR ‘100 BİNDE 25’E KADAR SÜRMELİ

Tam kapanmanın sonucunda vaka sayılarının ne kadar inmiş olduğunu 27 Mayıs itibarıyla açıklanan rakamlara bakarak göreceğiz. Rakamlar ne olursa olsun, eski normale yakın davranmak için çok erken. Virüs aramızda ve halen birilerini hasta ediyor. Özlediğimiz eskiye kavuşmak için en azından toplumun yüzde 60, 70’inin aşı yoluyla bağışıklanmış olmasını beklemeliyiz. Ayrıca vaka sayıları 100 binde 25’in altına düşene kadar kalabalıkları önlemeye yönelik tedbirlerin devam etmesi ve bizim bahane aramadan bu tedbirlere uymamız gerekiyor.“

SAHADA ÇALIŞMASI GEREKEN HERKESE YAŞINA BAKILMADAN AŞI ÖNCELİĞİ

Öte yandan aşılama uygulaması da Tüm Türkiye olduğu gibi Ankara’da da devam ediyor. ‘Sağlık Bakanlığı Covid-19 Aşısı Bilgilendirme Platformu’nda yer alan anlık verilere göre, 17 Mayıs saat 13.30 itibarıyla Ankara’da 1 milyon 214 bin 817 kişiye birinci doz, 891 bin 949 kişiye ikinci doz aşıları uygulandı ve toplam 2 milyon 106 bin 766’ya ulaştı. Prof. Dr. İsmail Balık, aşılama hızının artması gerektiğinin altını çizerek, “İngiliz varyantı yayıldıktan sonra salgının büyümesindeki en önemli yayılım faktörlerinden birinin özellikle iş hayatında aktif olan ve kalabalıklarla temas etmek zorunda kalan kesim olduğu ortaya çıktı. Bu insanlar eve getirip, virüsü de taşıdı. Hem ekonominin korunması hem de sağlık risklerine karşın uzaktan yapılamayacak işler için kalabalıklarda çalışmak zorunda kalan kesimlerin yaşlarına bakılmadan aşı önceliğine sahip olması gerekiyor. Devlet bu öncelik kategorisini genişletmeli. Hareketi olmasına karşın aşı önceliği olmayan sektörler ve çalışanlar tespit edilmeli. Hareket zorunluluğu olan kişileri aşılarsak, bunların virüsü alma ve bulaştırma ihtimallerini de düşüyoruz” önerisi yaptı.