10 basamaklı sıçrayış

Futbol sezonunda 7 hafta geçildi, Başkent ekiplerinin üçünün de aynı haftada kazanma sevincine tanıklık edemedik. Geçen hafta Gençlerbirliği, sezondaki ilk galibiyetini alırken, bu kez Osmanlıspor uzun süren 3 puan hasretini dindirdi. Sonuçların ardından, iki takım kendi arasında dipte bir kez daha yer değişimi yaşadı. Ankaragücü ise tırmanışını sürdürdü. Şimdi yeni bir milli maç arasına giriyoruz. Gençlerbirliği adına toparlanma sağlayacak sürece, işlerin yoluna girmeye başladığı Osmanlıspor ve hızlanan A.Gücü cephesi ‘nereden çıktı bu ara’ diyebilir. Futbol Masası ekibi olarak, son haftada öne çıkan gelişmeleri değerlendirdik.

SON BÖLÜMDE COŞTULAR

TFF Birinci Ligde 4. hafta geçilirken, 2 puanla 17. sırada bulunan Ankaragücü, bir anda liderin 10 puan gerisinde kaldı. Başkent ekibi, sonrasında oynadığı 3 maçta; Çaykur Rizespor, Samsunspor ve Gaziantepspor’u yenerek, büyük bir iş çıkardı. Lig trenini kaçırıyor mu diye sorulan sarı-lacivertliler, elde ettiği 9 puanla, toplamda 11 puana ulaşırken, 7. sıraya yükseldi ve zirvedeki Yeşil Giresunspor ile arasındaki farkı 4’e düşürdü. Bu dönemde, attıkları 4 golün de oyunun son dakikalarında olması, maçları ne kadar istediklerinin belgesiydi.

Sorular:

1- Osmanlıspor’da galibiyetin anahtarı; Karcemarskas, Musa ve Pinto gibi isimlerin yeniden bir arada oynaması mıydı?
2- Umut ve Kehinde’nin golleri takımı sırtlıyor. İkisinin aynı anda başlaması A.Gücü forvet hattını daha güçlü yapar mı ?
3- Bakkal, savunmadaki bireysel hatalardan yakındı. Orta alan ve forvette işlerin yolunda gittiği söylenebilir mi ?

Özgür Şahiner: Yapılan onca transfer var ancak ortada henüz takım gibi bir takım yok. İlhan Cavcav’ın adını taşıyan sezonda bile taraftarı heyecanlandıracak golcü gibi bir golcü alınmadı.
Eray Görgülü: Musa Çağıran, savunma ve orta alan arasındaki kopukluğu giderirken, yükselen grafiği ile Serdar Gürler, maçın öne çıkan isimleri oldu.
Deniz Gürel: Teknik Direktör İsmail Kartal, özellikle ligin zayıf ekiplerine karşı, takımını hücuma yönelik oynatmaya devam etmeli ve bunu karakteristik bir özelliğe dönüştürmeli.
Fatih Tekeci: Gençlerbirliği’nin kalesinde gördüğü 3. golü, ancak Süper Lig’den düşmeye aday bir takım yer. Orta alandan atılan pası, tam 6 oyuncu taraftar gibi izliyor. 

Özgür ŞAHİNER

BUZ’UN İLETİŞİMİ ÖNEMLİ

1- TAKIM, Antalyaspor maçını farklı kaybederken bile iyi sinyaller vermeye başlamıştı. Kasımpaşa galibiyeti, bir anlamda Osmanlıspor’un lige dönüş yolunu açtı. İrfan Buz’un, yabancı oyuncularla birebir iletişim kurabilmesini sağlayan dil yeteneği ve ılımlı yapısı, mor-sarılar için büyük avantaj. Puan şartken ve kritik bir süreçten geçerken, elinizde kaliteli ve tecrübeli oyuncular varsa öncelik onları kullanmayı gerektirir.

ZOR BİR TERCİH

2- İKİ oyuncunun, geçen sezon farklı takımlardaki performansı çok etkileyiciydi. A.Gücü’nde de son haftalarda öne çıkmaya başladılar. Ancak, benzer özelliklere sahip ikilinin 11’de başlaması, başka bir oyuncunun devre dışı kalması anlamına gelir ki bu da takımın oyun sistemini tıkayabilir. Kartal, hem Samsun hem de Antep maçlarının son bölümlerinde bu oyuncuları yan yana oynatıp, sonuç aldı. Onun için de zor bir tercih olur.

TAKIM DENGESİ BOZULDU

3- GENÇLER, geçen sezon da gol atma konusunda yetersizdi ancak savunmadaki duruşuyla puan toplamayı biliyordu. Bu sezon onu da kaybetti. Uğur formsuz, Palitsevic ve Lucas dağınık. Orta alan dirençsiz. Bir oyuncunun olmayışı bile kurguyu bozuyor. Ancak sorun saha içinden çok saha dışında. Transfer sezonunda gelen-giden dengesi kurulamadığı, iyi planlama yapılmadığı ve doğru adımlar atılmadığı için sıkıntı yaşanıyor.

Eray GÖRGÜLÜ

MUSA’DAN SİHİRLİ DEĞNEK

1- OSMANLISPOR’un haftalar sonra gelen galibiyetinde, bu üç ismin katkısı çok büyüktü. Ancak, bu oyunculara yükselen grafiği ve etkili oyunu ile Serdar Gürler’i de eklemek gerek. Musa Çağıran’a ise ayrı bir parantez açmalıyız. Bireysel yetenekleri ne kadar kısıtlı da olsa Musa Çağıran, güçlü fiziği ve yerinde paslarıyla, bu zorlu müsabakaya damgasını vurdu. Savunma ile orta saha arasındaki kopukluğa çare oldu.

GÜÇLÜ FORVETİN FARKI

2- ANKARAGÜCÜ’nde Kehinde, bugüne kadar yalnızca üçüncü haftada, deplasmandaki Elazığspor maçında ilk 11’de sahaya çıktı. 6. haftadaki Samsunspor karşılaşmasında 79. dakikada oyuna giren Kehinde, bu hafta ise 57. dakikada şans bulduktan sonra, galibiyeti getiren iki gole imza attı. Ligin daha başında, Ankaragücü’nün, fiziği güçlü bir forvete ihtiyacı olduğunu söylemiştik. Kehinde, Umut’la birlikte daha fazla şans bulmalı.

TAKVİYE ŞART OLDU

3- GENÇLERBİRLİĞİ’nde defansta işlerin yolunda gitmediği çok açık. Ancak, orta alan ve forvette de benzer problemler yaşanıyor. Zaten tabloya baktığımızda Gençlerbirliği’nin geride kalan 7 haftada, attığı 7 golle, ligin en az gol atan takımı olduğunu görüyoruz. Kırmızı-siyahlılar, şu dakikadan sonra, ilk yarıyı en az hasarla atlatmanın yollarını aramalı ve devre arasındaki transfer döneminde, özellikle orta alana takviye yapmalı.

Deniz GÜREL

İYİ YOLDAYIZ DEMEK İÇİN ERKEN

OSMANLISPOR’da İrfan Buz’un tercihleri ve oyun anlayışı galibiyeti getirse de geçen senenin flaş takımını izledik demek için erken. Sonuçta Kasımpaşa da ligin dağınık takımlarından ve kendi evinde bu takımı yenmek ‘iyi yoldayız’ demek için yeterli değil. Osmanlıspor bu hafta kalesinde gol görmemesine rağmen ligin en çok gol yiyen takımı. Defans-orta saha organizasyonunu çözmeden istikrarlı bir takım görüntüsü çizmeleri zor.

HÜCUMA DEVAM

DÜNYA futbolunda son dönem trendi güçlü hücum hattı. Ankaragücü’nün hücum hattında Umut, İlhan, Kehinde gibi oyuncuların olması büyük şans. İsmail Kartal özellikle zayıf takımlara karşı hücuma yönelik oyntamaya devam etmeli ve bunu takımın karakteristik özelliğine dönüştürmeli. Gaziantep maçını daha önce de koparabilirlerdi. Boluspor önünde daha dikkatli davranacaklarını ve tırmanışı sürdüreceklerini düşünüyorum.

HALI SAHA GOLLERİ

ANKARA takımlarının üçünün de kazandığı bir haftaya hala şahit olamadık. Medipol Başakşehir maçını kazanmanın hiç bir anlamı kalmadı, Gençlerbirliği başa döndü. Mesut Bakkal defanstan şikayet etti, haklı. Halı sahada yenmeyecek goller yediler. Hücumda da etkisiz kalınca farkın gelmesi kaçınılmaz oldu. Gençlerbirliği’nin kadro yetersizliği maalesef her bölgede. Devre arasındaki müdahalelere kadar ne kadar puan alırlarsa kâr.

Fatih TEKECİ

ANAHTAR BUZ’UN ZİHNİNDE

1- OSMANLISPOR için ‘acil durum’ kodu verilmişti ki, İrfan Buz kendisinin 2. maçında takıma tampon tedavisi uyguladı. Tabi ki bu tamponu, Bülent Uygun döneminde zaman zaman yedek kalan Karcemarskas, Musa, Pinto, Umar gibi isimlerle yaptı. Elbette, iki asistle oynayan Serdar Gürler’i de es geçmemek lazım. Galibiyetin anahtarı, Buz’un oyuncu tercihleri ve zihnindeki oyun yapısında. Bu anahtar, bu sezon çok can yakar.

ÇALIŞAN FORMAYI KAPAR

2- ANKARAGÜCÜ taraftarının “Saldır Ankaragücü” tezahüratı gibi bir takım var artık. 3 topun direkten dönmesinin ardından kalesinde golü gören A.Gücü, 57. dakikada Kehinde’nin oyuna girmesiyle çift forvete döndü. Yani İsmail Kartal da, “Saldır Ankaragücü” dedi, galibiyeti buldu. İsmail Kartal doğru giden sistemi bozmamalı. Umut ya da Kehinde. Hafta içi antrenmanlarında iyi çalışan, formayı kapar.

STOPERLER İZLİYOR

3- GENÇLERBİRLİĞİ’nin kalesinde gördüğü üçüncü golü, ancak Süper Lig’den düşmeye aday bir takım yer. Orta alandan atılan pası, tam 6 oyuncu müsabakayı izler gibi izliyor. Dördüncü gol desen, Vagner Love’ı, Serdar Özkan tutmaya çalışıyor, stoperler yine seyrediyor. Mesut Bakkal’a tam da burada katılmıyorum. Hatalar bireysel değil, takım halinde yapılan hatalar. Orta alan ve forvette işler yolunda olsa, maç en kötü 4-3 biterdi 4-1 değil.