Güncelleme Tarihi:
AMASYA (AA) - MÜMİN ALTAŞ - MURAT BİLEN - Cumhuriyet tarihinin ilk öğretmenlerinden, Merzifon ilçesinde yaşayan 100 yaşındaki Mukime Furatoğlu, emekliliğinin üzerinde 43 yıl geçmesine rağmen okula ve öğrencilere ayrı bir özlem duyuyor.
Rahatsızlığı nedeniyle Merzifon Kara Mustafa Paşa Devlet Hastanesindeki hasta yatağında AA muhabirine açıklama yapan Furatoğlu, 1914 yılında Erzurum'da dünyaya geldiğini belirtti.
Henüz 6 aylıkken babasının 1. Dünya Savaşı'nda Erzurum'da şehit edildiğini anlatan Furatoğlu, ilkokul yıllarında öğretmen olmaya karar verdiğini söyledi.
Öğretmenlerinin sürekli öğretmen olmaları için tavsiyede bulunduğunu anlatan Furatoğlu, "Hocalarımız, 'Yeni okullar açılmış. Atatürk sizlerin öğretmen olmanızı istiyor' diye bize sürekli telkinlerde bulunuyorlardı. Amcamın kızı da Erzurum'da öğretmen okulunda okuyordu. O da sürekli öğretmen olmam için bana mektup yazıyordu. Ben de diplomayı alınca direkt Erzurum'a gittim ve öğretmen okuluna başladım. Daha sonra okula İzmir'de de devam ettim" diye konuştu.
Furatoğlu, öğretmenliğe 1935 yılında başladığını, 1971 yılına kadar Türkiye'nin birçok yerinde görev yaptıktan sonra emekli olduğunu aktardı.
- "Dünyaya yeniden gelsem yine öğretmen olurum"
Furatoğlu, son 1 aya kadar dinç bir şekilde hayatına devam ettiğini ancak son günlerde, geçirdiği kaza nedeniyle eski dinçliğinin kalmadığını dile getirdi.
Mümkün olduğunca öğrencilerle beraber olmaya çalıştığını, öğretmenlerle tecrübelerini paylaştığını anlatan Furatoğlu, "Tekrar dünyaya gelsem yine öğretmen olurdum. İlkokul öğretmeni olur ve öğrencilerin içine vatan, millet ve bayrak sevgisini işlemeye çalışırdım. İlkokul çocukları çok temiz, samimi ve candan bağlanıyorlar. Ne yaparsanız yapın sizi seviyorlar. Anasından, babasından daha çok öğretmenini seviyor. Öğretmenlerimiz Atatürk'ü öğretsin, vatanı, bayrağı sevdirsin. Milliyetçi olsunlar" ifadelerini kullandı.
- Öğrencilerinin kapıda onu beklemelerini unutamıyor
Yüz yaşına gelmesine rağmen okula ve öğrenciye özleminin hiç tükenmediğini anlatan Furatoğlu, "Onlar sabahleyin beni kapıda beklerdi. 'Öğretmenim günaydın' demeleri beni çok duygulandırırdı. Bir okula gittiğimde çocuklar bağırıyorlar, çağırıyorlar, gürültü yapıyorlardı. 'Ay ben bunları özlemişim' dedim. Genç öğretmenin biri de 'Aman hocam biz bıktık' dedi. 'Bıkmayın, sonra ararsınız bu sesleri, doyamazsınız, çok özleyeceksiniz' dedim" diye konuştu.
- İzci kıyafeti olmadığı için Atatürk'ü göremedi
Furatoğlu, İzmir'de öğretmen okulunda okurken cumhuriyetin 10. yıl törenleri için her ilden izci öğrencilerin Ankara'ya Atatürk'ü görmeye gittiğini bildirdi.
Kendisinin tenis takımında olduğu için izci kıyafeti bulunmadığını anlatan Furatoğlu, "İzci kıyafetim yoktu. Hocam 'Mukime ben seni Ankara'ya götüreyim' dedi ama kıyafetim olmadığı için gidemedim. O zaman gitseydim Atatürk'ü canlı olarak görecektim. 1934 senesiydi. Ne bileyim hemen vefat edeceğini. Çok üzüldüm" dedi.