‘Toprağın Çocuğu Aşık Veysel’ Konulu Panel Düzenlendi

Güncelleme Tarihi:

‘Toprağın Çocuğu Aşık Veysel’ Konulu Panel Düzenlendi
Oluşturulma Tarihi: Şubat 24, 2015 15:22

HALK OZANI AŞIK VEYSEL’İN HAYATI, AŞIKLIK GELENEĞİNDEKİ YERİ VE ŞİİRLERİ PANELİSTLER YAZAR İSA ÇOLAKER, HALK BİLİMİ UZMANI TİMUR YILMAZ VE MARDİN ARTUKLU ÜNİVERSİTESİ’NDE GÖREVLİ AKADEMİSYENLERİNDEN EMRAH ÖZDEMİR TARAFINDAN İZLEYİCİLERLE PAYLAŞILDI.

Amasya Üniversitesi ve Amasya Belediyesi işbirliğiyle “Toprağın Çocuğu Âşık Veysel” başlıklı panel düzenlendi.
Halk Ozanı Aşık Veysel’in hayatı, aşıklık geleneğindeki yeri ve şiirleri panelistler Yazar İsa Çolaker, Halk Bilimi Uzmanı Timur Yılmaz ve Mardin Artuklu Üniversitesi’nde görevli akademisyenlerinden Emrah Özdemir tarafından izleyicilerle paylaşıldı.
Panele, Vali İbrahim Halil Çomaktekin, Rektör Prof. Dr. Metin Orbay, Emniyet Müdürü Mehmet Artunay, Belediye Başkan Yardımcısı Osman Akbaş, diğer yetkililer vatandaşlar katıldı.
“Türkiye Âşıklık Geleneği” başlığı altında âşıklık geleneğinin temel özelliklerini anlatan Timur Yılmaz, “Âşıklık geleneği Türkiye somut olmayan kültürel mirasın yaşatılması ve gelecek kuşaklara taşınmasında önemli bir yere sahiptir” dedi.
Âşıklık geleneğinin kökeninin İslam öncesi ve erken İslami dönem Türk destan anlatıcılarına dayandığı yönünde genel kabul olduğunu anlatan Yılmaz, “Âşık tarzı şiir geleneğinde, âşıkların genellikle saz eşliğinde, sade bir Türkçe ile büyük ölçüde hecenin 7, 8 11 ve 15’li kalıplarını kullandıkları, son dörtlükte mahlaslarını tapşırdıkları ve doğaçlama şiir okudukları görülmektedir. Âşıklar şiirlerinde, aşk, doğa, hasret, yiğitlik, ölüm, toplumsal eleştiri ve yurt sevgisi gibi konuları işlerler. Âşık Veysel şiirlerinde sade bir Türkçe ile birlikte bütün şiirlerinin son dörtlüğünde adı olan Veysel’i mahlas olarak kullanmıştır. Hemen belirtelim âşıklık sanatı yalnızca çalıp söylemeye dayanmayan, gelenek içerisinde öğrenilmesi gereken bir sanattır. Âşıklık geleneğinin gelecek kuşaklara aktarılabilmesi için, gelenek taşıyıcılarının ve dinleyici kitlesinin teşvik edilmesi gerekmektedir” diye konuştu.
Panelistlerden Emrah Özdemir, Âşık Veysel’in hayatını, sanat yaşamını, dünyaca tanınmış bir ozan olma yolunda nasıl ilerlediğini izleyicilerle paylaşırken, diğer konuşmacı İsa Çolaker sunumunda Âşık Veysel’in şiirlerine yer verdi.
Âşık Veysel’in şiirlerinin hiçbir zaman güncelliğini yitirmediğine değinen Çolaker, “Her şiirinde aşka ve sevgiye vurgu yapan ozan, sürekli bir sevgi deryası terennüm etmektedir. Toprakla ilişkisini sıkı tutan usta, köy çocuğu olarak başladığı sanat yaşamına incelikli işlenmiş ve bestelenmiş aşk dizeleriyle devam etmiştir. Kara Toprak şiiri sevdiğim böyle şiirlerinden biridir. Bir dileğin varsa iste Allah’tan, Almak için uzak gitme topraktan, Cömertlik toprağa verilmiş Haktan, Benim sadık yarim kara topraktır’ diyen Âşık Veysel, toprağa olan ilgisi ve hürmetini sürekli anlatmıştır. Âşık Veysel uzun ince bir yolda ve geldiği gibi sade yaşayarak bu dünyadan göçtü. Onun şiirlerini bugün okuyor ve anlayabiliyorsak, bunun akıcı dil ve şiir üslubuna bağlı olduğunu unutmayalım. Aşkın düşmanının da hırs ve tamah olduğunu belirterek, ikisinin olduğu yerde aşkın olamayacağına gönderme yapar. Çok güzel bir aşk ve yol haritası dizeler. Aşkı böyle güzel benzetmelerle çözen ozan, yine de devam eden dizeler de aşka ve çileye talip olur. Sade dili ve çözülebilen günlük halk anlayışına uygun, akışkan bir dille yazan Âşık Veysel, yıllar içinde aşıklık geleneğinin bir numara ozanı olmuştur” şeklinde konuştu.
Program günün anısına panelistlerin adına Merzifon’da dikilen fidan sertifikalarının verilmesi ve çiçek takdiminin ardından son buldu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!