Güncelleme Tarihi:
AĞRI (AA) - Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Faruk Kaya, "İnanç turizmi açısından büyük bir potansiyele sahip olan Nuh'un Gemisi, Ağrı Dağı'nın bir sırrı olarak geçmişte olduğu gibi gelecekte de gizemini korumaya devam edecektir" dedi.
Ağrı Valiliği, 5'inci Turizm fuarı olan Emitt Turizm Fuarı'na 5 metre yüksekliğinde ve 9 metre enindeki "Nuh'un Gemisi" maketi ile katılacağını açıklamasının ardından Nuh'un Gemisi'nin nerede olduğu tartışmalarını da beraberinde getirdi.
Kaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Hazreti Nuh'un Gemisi eski çağlardan beri en çok araştırılan, değerlendirilen ve en çokta gizemini koruyan olaylardan bir tanesi olduğunu belirtti.
Nuh'un Gemisinin nerede olduğuna dair çeşitli araştırmalar ve söylentiler olduğunu ifade eden Kaya, "Nuh'un Gemisi Batılı coğrafyacılar tarafından, çok ciddi bir şekilde incelenmekte ve Ağrı Dağı'nda olduğunu söylemektedirler" dedi.
Nuh'un Gemisi hakkında üç kutsal kitapta yer aldığını anımsatan Kaya, şöyle devam etti:
"Tevrat, İncil ve Kur'an-ı Kerim'de Nuh'un tufanı hakkında çeşitli bilgiler ve detaylar vardır. Aynı şekilde antik çağlardan modern döneme kadar çeşitli kaynaklarda Nuh'un Gemisinin hangi dağda karaya oturduğu ve içerisindekilere ne olduğu ile ilgili çeşitli bilgiler vardır. Tufan konusunda yapılan jeolojik, arkeolojik ve tarihi araştırmalar, büyük tufanın gerçekte Kuran-ı Kerimde anlatıldığı şekilde meydana geldiğini ortaya koymaktadır."
Yapılan araştırmalarda Nuh tufanının Mezopotamya da yaşandığına işaret ettiğini söyleyen Kaya, bu bölge, tarihte bilinen en eski ve en gelişmiş uygarlıkların yeşerdiği bir bölge olmasının yanında Dicle ve Fırat nehirlerinin arasında yer alması nedeniyle coğrafi konum olarak da, büyük bir su baskınına uygun bir yapıyı da gösterdiğini belirtti.
- "Ağrı Dağı, Nuh'un Gemisi ve tufanı ile özdeşleşmiştir"
Nuh'un Gemisinin Nusaybin Cudi Dağı, Nemrut Dağı, Doğubayazıt Üzengili Köyü ve Karadeniz Bölgesinde olabileceği şeklinde kaynaklar olduğunu ifade eden Kaya, şöyle konuştu:
"Ağrı Dağı, Nuh'un Gemisi ve tufanı ile özdeşleşmiştir. Batılı coğrafyacılar özellikle Ağrı Dağı denildiği zaman Nuh'un gemisinin orada olduğunu ve bununla ilgili çok ciddi araştırmaları yaptıkları biliniyor. Özellikle bazı jeolojik bulguların olduğunu ifade eden araştırmacılar var. Bu araştırmacıların başında Amerika Birleşik Devletleri'nden ilk astronotlardan J.T.İrvin Nuh'un Gemisinin Ağrı Dağı'nda olduğuna dair, ispat edeceğim diye çalışmalarını halen sürdürüyor. Ancak Ağrı Dağı'n da olduğuna dair günümüze kadar henüz somut arkeolojik bir veri ortaya konulamamıştır."
Kaya, Nuh'un Gemisi'nin izi olarak gösterilen bir diğer alan ise Doğubayazıt Üzengili köyündeki gemi biçimli bir siluet olduğunu anımsatarak, "Nuh Tufanı sonucunda karaya oturan gemi olduğu öne sürülmektedir. Kültür ve Turizm Bakanlığı Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları yüksek Kurulu tarafından 1989 tarihinde gemi kütlesinin korunması gereken taşınmaz kültür tabiat varlığı özelliği gösterdiğini dikkate alarak, söz konusu sahayı doğal sit ve açık hava müzesi olarak koruma altına alınmıştır" diye konuştu.
Nuh'un Gemisinin araştırması farklı amaçlar içinde yapıldığını kaydeden Kaya, şöyle konuştu:
"Özellikle yabancıların büyük ilgi gösterdiği ve son yıllarda yoğunluk kazanan Nuh’un gemisi araştırmaları değişik amaçlar içinde yapılmaktadır. Bazı etnik grupların, Ermeniler'in Nuh'un oğullarından türediği inancı ve bunu belgeleme isteği, kimi grupların İncil'de geçen tufan olayını ve İncilin doğruluğunu ispatlama isteği yani misyonerlik faaliyetleri, yabancıların bölgedeki etnik yapıyı kullanma arzusu, yerli-yabancı kişi ve uluslararası şirketlerin ve vakıfların medya yoluyla kazanç sağlama isteğinin yanında Nuh'un oğulları tarafından kurulduğuna inanılan ilk mabette bulunduğu kabul edilen defineyi ele geçirme arzusu bu amaçların başlıcalarıdır."
İnanç turizmine yönelik alt yapı ve tanıtım çalışmaları hızlandırılması gerektiğini anlatan Kaya, Hong Kong'da açılan ve her yıl yüz binlerce turist tarafından ziyaret edilen Nuh'un Gemisi Müzesi'nin benzeri, Doğubayazıt’ta da yapılması gerektiğini söyleyerek, "Hayvanat bahçesi, park alanları, sergi ve çeşitli kültürel etkinliklerin yapıldığı salonlara sahip bu tür bir müzenin Doğubayazıt'ta yapılması, Ağrı Dağı'nı inanç turizmi açısından da bütün dünyanın ilgi odağı haline getirilmelidir" şeklinde konuştu.