Güncelleme Tarihi:
ADANA,(DHA)- TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Adana Şube Başkanı Dr. Mehmet Tatar, doğa kaynaklı olan depremleri önlemenin mümkün olmadığını ancak depremlerin birer afete dönüşmesini engellemenin mümkün olduğunu kaydetti.
Deprem Haftası süresince, depremin birkaç gün hatırlandığını belirten JMO Adana Şube Başkanı Dr. Mehmet Tatar, "Deprem her unutulduğunda kendini yeni depremlerle sürekli hatırlatmaktadır. Bu nedenle depremin yılda sadece bir hafta değil devamlı gündemimizde olması gerekmektedir" dedi. Deprem bölgeleri haritasına göre; Türkiye topraklarının yüzde 66`sının 1`inci ve 2`inci derece deprem bölgesinde bulunduğunu, konutların ise yaklaşık 16 milyonunun yani yüzde 69`unun da 1 ve 2. derece deprem bölgesinde bulunduğuna dikkat çeken Tatar şöyle devam etti:
"Nüfusumuzun da yaklaşık 66 milyonu yani yüzde 72`si 1. ve 2. derece, deprem bölgesinde yer alan ülkemizde, yaşadığımız büyük ölçekli depremlerde yüz bine yakın insanımızı kaybettik, yarım milyonu aşkın konutumuz ciddi şekilde hasar gördü, yüzbinlerce vatandaşımız da yaralandı. Sonuçlarını unutamadığımız felaketleri yaşadık. Aktif bir tektonik kuşak üzerinde yer alan ülkemiz, gelecekte de değişik büyüklüklerde depremleri yaşamaya devam edecektir. Ancak, biz biliyoruz ki, aslında bir doğa olayı olan deprem, düşük standartlarda sağlıksız ve yasadışı bir yapılaşma, ranta dayalı hızlı ve düşük nitelikli kentleşme, bilimsel normlara dayalı olarak yapılması gereken arazi kullanım ve yer seçimi kararlarının rantsal kaygılara yenik düşmesi gibi faktörler nedeniyle afete dönüşmektedir. Yine biliyoruz ki, doğa kaynaklı olan depremleri önlememiz mümkün değildir ancak depremlerin birer afete dönüşmesini engellemek bizim elimizdedir"
ALINACAK ÖNLEMLERLE DEPREMLERİ AFETE DÖNÜŞMEDEN ÖNLEYEBİLİRİZ
Depremlerin alınacak önlemlerle afete dönüşmesinin önlenebileceğine dikkat çeken Tatar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir doğa olayı olan depremlerin afete dönüşmemesi için alınacak önlemlerin başında, günü kurtaran rantçı, spekülatif ve faydacı anlayışların terk edilerek akla, bilime ve plana dayanan yerleşim politikalarının hayata geçirilmesi ve mühendislik ilke ve normlarına dayanan güvenli yapılaşmanın sağlanması gelmektedir. Marmara depremlerinden bu yana zarar azaltma-risk yönetimine ilişkin kayda değer bir gelişme sağlanmadığı bir ülkede, Deprem Haftası olan 1-7 Mart tarihleri arasında, kamuoyunun dikkatinin ülkemiz deprem gerçekliğine çekmek, depreme ve zararlarının azaltılmasına farkındalık yaratmak, yapılması gerekenleri ve yapılmayanları sorgulamak daha bir önem ve gereklilik taşımaktadır."
FOTOĞRAFLI