Sakarya: "Seçim Sonrası Gündem Ekonomi Olmalı"

Güncelleme Tarihi:

Sakarya: Seçim Sonrası Gündem Ekonomi Olmalı
Oluşturulma Tarihi: Ekim 25, 2015 11:25

TÜGİK BAŞKAN YARDIMCISI VE ÇUKUROVA GİAD BAŞKANI ÖMER FARUK SAKARYA, TV A’DA YAYINLANAN İŞTE KAZANÇ PROGRAMININ KONUĞU OLDU.

Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu (TÜGİK) Başkan Yardımcısı ve Çukurova Genç İşadamları Derneği (Çukurova GİAD) Başkanı Ömer Faruk Sakarya, 1 Kasım seçiminde sonuç ne olursa olsun zaman geçirmeden hükümetin kurulması, çifte seçimle kaybedilen zamanın telafi edilmesi için bir an önce ekonomiye odaklanılması gerektiğini söyledi.
TÜGİK Başkan Yardımcısı ve Çukurova GİAD Başkanı Ömer Faruk Sakarya, TV A’da yayınlanan İşte Kazanç programının konuğu oldu. Sakarya, Refleks Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Mehmet Uluğtürkan’ın da katıldığı programda seçim öncesi yaşanan ve ‘gizli kriz’ olarak nitelendirilen ekonomik durgunluk, genel seçim, Adana’nın hedefi başta olmak üzere çeşitli konularda değerlendirmelerde bulundu.
EKONOMİDE DURGUNLUK
5 ay arayla 2 genel seçim yaşanması nedeniyle 2015’in ‘seçim yılı’ olarak geçtiğini hatırlatan Sakarya, ekonomide yaşanan durgunluğun ‘gizli kriz’ şeklinde değerlendirilmemesi gerektiğini kaydederek, şunları söyledi:
“Şu an en çok duyduğumuz söylemlerden biri şu; iş çok para yok. Oysa fabrikalar durmuyor, her yer çalışıyor. Tahsilatlarda problem var. İnsanlar ödemeleri seçim sonrasına bırakıp, ötelemeye çalışıyorlar. Yapacağı yatırım varsa ötelemeye bakıyor. Son zamanlarda kurun artışının getirdiği bir takım dezavantajlar da var, faizler de arttı. Yatırım yapacak, kredi kullanacak olanlar da bekliyor. Haliyle piyasada durgunluk mevcut. Seçime çok kısa bir süre kaldı. İş dünyası her zaman tek başına, güçlü bir iktidarın gelmesini ister. 1 Kasım sonrası ister tek başına olsun, ister koalisyon olsun en kısa sürede hükümetin kurulup, işe, ekonomiye ve diğer konulara bütün gücüyle yoğunlaşılması, kaybolan, rölantide geçen dönemin telafi edilmesi lazım. Bizim iş dünyası olarak arzumuz, isteğimiz budur. Seçim sonrası gündem ekonomi olmalıdır.”
"HEYECANI KAYBETTİRMEYİN"
Kendisinin 3,5 yıldır Çukurova GİAD başkanlığını yaptığını hatırlatan Sakarya, ilk göreve geldiği günkü heyecanının azaldığını kaydetti. Sakarya, Adana’nın yönetiminde söz sahibi olanlara, “Kenti için bir şeyler yapmaya çalışan insanların heyecanlarını kaybettirmeyin” çağrısı yaptı. Adana’nın son 20 yılında kentte heyecan yaratacak bir şeylerin konuşulmadığından da yakınan Sakarya, şöyle konuştu:
“Kentte heyecan yok. Heyecanı olanlar da kafasına vurularak, umutsuzluğa kaptırılarak kaybediliyor. Ben 3,5 yıldır Çukurova GİAD’ın başkanıyım. İlk göreve geldiğim gündeki heyecanımı, konuşmalarımı herkes biliyor. Yaptığımız basın bültenleri, televizyonlardaki açıklamalarımız, projelerimiz, çalışmalarımız. Nereye gitti bütün bunlar? Heyecanımız nerede? Heyecanımız dindi biraz, baskılandı. Bugün 3,5 sene öncekine göre konuşurken daha esnek konuşmaya çalışıyorum. Çünkü, içimdeki ümidin bir miktarını kırdılar. Kentin geneli böyle. Ben genç bir iş adamıyım. Heyecanlıyım, beklentilerim var. 2012’de ’Dünya kenti Adana’ diye konuşmaya başladık. 2014’teki yerel seçimlerde tüm belediye başkan adaylarının dilinde Dünya kenti Adana söylemi vardı. Niye bunu söyledik? Çünkü, bu kentin gençleri, bu kentin vatandaşları, bu kentte yaşayanlar dünya kenti Adana istiyor. Projeler ürettik, yarışmalar yaptık, oraya sunduk, buraya sunduk. Bazı belediye başkanlarımız bizim Hayalimdeki Adana Yarışması’ndaki projeleri aldılar, uygulamaya koymak istediler, daha henüz ortalığa bir şey çıkmadı. Bu kentin halkının çok büyük beklentileri var. Yönetenlerden de, kente faydası olacak insanlardan da. Daha önce, ’Adana, 100 metre mesafesi koşacak gibi tüm gücünü toplamış, patlayarak, bam diye çıkacak’ diye bekliyordum. Şimdi ise, ’Adana 40 kilometrelik maratonu koşacak, enerjisini sona kadar gitmeyi düşünerek saklayan bir maraton koşucusu’ diyorum. Bu zaman zarfında Adana’da bizi heyecanlandıracak tek bir şey olmadı.”
ENERJİ İHTİSAS BÖLGESİ
Adana’da işadamlarının, bölge insanının, yatırımcıların ‘Yumurtalık Enerji İhtisas Bölgesi’ gibi projelerle heyecanlanabileceğini de ifade eden Sakarya, “Bu kentin değil bölgenin kaderini değiştirecek, ülkemize çok güzel bir imaj kazandıracak proje. Planlamışlar, boru hatları gelmiş. Petrokimya tesislerinin açılması bekleniyor, yıllardır dört gözle bekliyoruz. Binlerce insan çalışacak. 4 milyar dolarlık yatırım, milyarlarca dolar ihracat yapılacaktı. Nerede tıkandı, niye yürümüyor, sıkıntı nedir?” diye konuştu. Adana’nın Singapur’da irili-ufaklı adaların deniz doldurularak oluşturulan Jurong Adası’nı katlayacak potansiyele sahip olduğunu da vurgulayan Sakarya, şöyle dedi:
“Singapur’un tamamı neredeyse Adana kadar değil. JurongAdası, Yumurtalık kadar bile olmayan bir ada. Bu adaya Asya’dan boru hatları ile gemilerle gelen petrolü alıp, buradan başka ülkelere yolluyorlar. Rafineri kurmuşlar, gelen petrolü rafineride işliyorlar, işlenmiş olarak satıyorlar. Rafineriden çıkan petrolle petrol türevleri üretiyorlar. Bu ürettikleri petrol türevleri, yarı mamullerle fabrikalar kurmuşlar mamuller yapıyorlar. Onlarca fabrika var. Onlarca mamul yapıyorlar. Oraya giden petrol kesinlikle bir şey olup çıkıyor. Uluslararası limanı var, tersanesi var. Makro anlamda tamamıyla çok güzel şekilde planlanmış oluşturulmuş bir ada. Aynen bizim Yumurtalık’ta yapmak istediğimiz gibi. Yumurtalık’ın yarısı kadar bile olmayan o küçücük yerin yılda 4 milyar doların üzerinde ihracatı var. Biz Yumurtalık’ta faz 1’deyiz. Petrol geldi, yüklenip gönderiliyor. Faz 2’yi yapmaya koşuyoruz. Bir petrokimya tesisi. Yeter mi, yetmez. Biz mikrodayız. Makro anlamda düşüneceğiz. Daha bunun faz 3’ü var, faz 4’ü var, faz 5’i var. Bunları buraya koyduğumuzda ülkenin ve Adana’nın jeopolitik konumuna baktığınızda, coğrafi konumuna baktığınızda ne kadar önemli bir merkez olacağını görürsünüz. Biz şu anda bunu göz ardı ediyoruz.”
ADANA’NIN HEDEFİ
Adana’nın gelecekle ilgili hedeflerinin olması gerektiğini de bildiren Sakarya, “Bir hedef belirlenmelidir. Belirlenen bu hedefi kent kabul etmeli, kentte herkesin sahipleneceği bir hedef olmalı, kentin o hedef doğrultusunda yürümesi için aksiyon yapılmalıdır. Bu yapılmıyor. Erişmek için menzile gidiyoruz gündüz gece. Ama menzilin neresi olduğu belli değil. Arabanın benzinin deposunun göstergesi çalışmıyor. Depomuzda ne kadar var, nereye kadar gideriz bilmiyoruz. Bir hedefimiz olması, hepimizin o hedef doğrultusunda çalışmamız lazım” dedi.
MEVDUAT DURUMU
Bankalardaki mevduatın yatırıma dönüştürülmesi gerektiğini de kaydeden Sakarya, bunun ortak iş yapma kültürünün kazanılmasıyla gerçekleşebileceğini söyledi. Doğduğu yer neresi olursa olsun, Adana’da yaşayan, Adana’da kazanan herkesin (Ben Adanalıyım) demesi gerektiğini de vurgu yapan Sakarya, bu konuda da şunları söyledi:
“Bizim ne yazık ki ortak iş yapma kültürümüz yok. Adanalı bir araya gelecek. Gaziantep’te herkes ’ben Gaziantepliyim’ der. Burada soruyorum, ’Ben Darendeliyim, Kayseriliyim, Mardinliyim, Niğdeliyim’ diyor. Önce herkes ’Adanalıyım’ demeyi öğrenecek. Arkasından birlikte iş yapma kültürünü tekrardan canlandıracaklar. Bankalardaki parayı çıkartacaklar. Büyük, katmadeğeri yüksek, ülkeye döviz kazandırıcı, heyecan yaratıcı projeler yaratacaklar. ’Küçük olsun, benim olsun’ bitecek, ’Büyük olsun, faydalı olsun, örnek olsun, bizim olsun’ gelecek. Adana’nın bunu yapması lazım.”
İLÇE BAZLI TEŞVİK
Ciddi anlamda büyük yatırımlar olmadığına, Adana’nın ticaretinin genişlemesi gerekirken, çoğunlukla mevcudun korunması yönüne gidildiğine dikkat çeken Sakarya, teşvik sistemine de değinerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Burası bölgenin çekim merkezi, dolayısıyla sürekli genişlemesi lazım. Buna karşılık büyümek bir yana mevcut korunmaya çalışılmış. Tabi teşvik sistemi de etkiledi. Teşvik sistemi bölgeden çok Adana’yı vurdu. Mevcut teşvik sisteminde siyasi olarak baskın olan, lobisi güçlü olan il istediği seviyeye teşviki getirdi. Teşvik sisteminin kendi yapısı da doğru değil. Bu teşviki yapanlar Aladağ’a, Feke’ye gittiler mi? Adana merkezi ile Feke nasıl teşvikte aynı olur? İlçe bazlı teşvik verilmeli. Aladağ, iddia ediyorum Şırnak’ın, Siirt’in , Hakkari’nin merkezinden daha kötü durumdadır. 6’ncı bölge teşvikini verirsin ilçeye, ben de gider Aladağ’da yatırım yaparım.”
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!