Güncelleme Tarihi:
BAŞKENT Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi Organ Nakli Koordinatörü Dr. Ferit Erdoğan, organ bekleyen hasta sayısının, organ bağışı sayısından hızlı arttığını söyledi.
Organ bağışının yapılabilecek en büyük iyiliklerden biri olduğunu vurgulayan Erdoğan, hastanın beyin ölümü gerçekleştikten sonra kalbi durana kadarki sürecin önemli olduğuna dikkat çekti. Tedavisi mümkün olmayan hastalıklar nedeniyle görev yapamayacak derecede hasar gören organların yerine, canlı veya kadavradan alınan sağlam organın naklinin yapılarak hastanın tedavi edilmesine, 'organ nakli' denildiğini ifade eden Erdoğan, nakillerin; canlıdan ve kadavradan olmak üzere ikiye ayrıldığını vurguladı. Erdoğan, "Böbrek, karaciğer ve akciğer hem canlıdan hem de kadavradan nakil yapılabilen organlardır. Kemik iliği canlıdan nakil yapılan dokudur. Bahsi geçen organ ve dokular haricindeki nakiller ise sadece kadavradan yapılabilir" dedi.
Ülkemizde mevcut yasalara göre canlıdan organ bağışının 4'ncü dereceye kadar kan ve kayın hısımlarından yapılabildiğini aktaran Erdoğan şöyle konuştu:
"Alıcının 4'ncü dereceye kadar kan ve kayın bağı olan yakınlarını yasalarımız şu şekilde tanımlamıştır: 1'nci derece akrabalar; anne, baba, eş, çocuk. 2'nci derece akrabalar; kardeş, torun, dede, nine, büyükanne, büyükbaba. 3'ncü derece akrabalar; yeğen, torun çocuğu, dayı, teyze, amca, hala. 4'ncü derece akrabalar ise 3'ncü derecedekilerin çocuklarıdır. Akrabalık ilişkisi bulunmayan alıcı ve vericinin durumu ise, 27512 Sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan yönetmelik değişikliğine göre kurulan etik kurul ile belirlenir. Etik kurul kararıyla akraba olmayanlardan nakil yapılabilir. Bu kurul İl Sağlık Müdürlüğünün bünyesinde bulunur."
CANLIDAN NAKİL İSTENİLEN BİR DURUM DEĞİL
Kadavradan ve canlıdan organ nakillerinde ülkemizin durumunu da değerlendiren Dr. Ferit Erdoğan, "Türkiye'de böbrek naklinin yüzde 75'i canlı verici dediğimiz anne, baba, kardeş veya diğer akrabalardan; yüzde 25'i ise kadavra donör dediğimiz vericilerden alınmaktadır. Oysaki diğer ülkelere baktığımızda durumun tam tersi olduğunu görüyoruz. Örneğin; İngiltere'nin genel durumuna baktığımızda yüzde 20'sini canlı vericiden, yüzde 80'ini kadavra vericilerden sağladığını görüyoruz. Canlıdan organ nakli istenen bir şey değildir. Kadavra bağışlar yeterli olmadığından canlıdan nakiller zorunlu olarak yapılmaktadır" açıklamasını yaptı.
CANLIDAN NAKİL KADAVRANIN İKİ KATINDAN FAZLA
Sağlık Bakanlığının ülkemizde organ bağışının arttırılması konusunda yoğun çaba içerisinde olduğunu vurgulayan Erdoğan şöyle devam etti:
"Ülkemizde son yıllarda beyin ölümü tespitleri ve organ bağışı konusunda artışlar sağlanmıştır. Bazı rakamlar vermek gerekirse 2015 yılında ülkemizde tespit edilen beyin ölümü sayısı bin 965'tir. Bunlardan 471 kişide aile organları bağışlamıştır. Aile izni oranı kabaca yüzde 24'tür. Ancak hasta sayısı organ bağışı sayısından daha fazla artmaktadır. Canlıdan organ nakli sayısı 2015 yılında 3 bin 405, kadavradan organ nakli sayısı ise bin 491'dir"
ADANA, (DHA)
FOTOĞRAFLI